4059 dolarla tarihî zirve yapan altının onsu aşırı alım bölgesine ulaşınca kâr satışlarıyla düzeltme sürecine girdi. Orta Doğu’da ateşkesin sağlanması ile ABD Merkez Bankası tutanaklarında faiz indirim sürecinin kesintiye uğrayabileceğine yönelik ifadeler ve son olarak Fed Yönetim Kurulu Üyesi Michael Barr’ın, "tarifelerin" kalıcı enflasyona yol açma ihtimaline dikkat çekerek, faiz oranlarında daha fazla indirime gidilmesine karşı temkinli bir yaklaşım çağrısında bulunması doları güçlendirdi, Ons 3950-3970 dolar aralığına çekildi. 1 Ocak’ta 2966 liradan satılan 24 ayar külçenin gramı, 5800 liraya tırmanarak 280 günde yüzde 95 prim yaptı. Bu anormal bir kâr esnafı ve vatandaşı şaşkına uğrattı.
Altın şu anda ABD hükûmetinin kapalı olmasından destek buluyor. Kapalıçarşı’da 24 ayar külçe altının gramı 5600 lira... 1 günde 200 liralık düşüş yaşandı. Ancak yine de talep yoğunluğu dolayısıyla ithal edilen altının piyasaya yetmemesi gram başında fiyatın ekstra 300 lira prim yapmasını sağlıyor. Fiyat oturmuş değil, alım yapmak çok riskli. Altın rezervleri, 2025'in ikinci çeyreğinde birinci çeyrekteki 623.92 tondan 634.76 tona yükseldi. Altın rezervleri, 2000'den 2025'e kadar Türkiye'de ortalama 271 ton olarak gerçekleşti. 2025'in ikinci çeyreğinde 635 ton ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Buraya kadar her yer güllük gülistanlık. Ama madalyonun arka yüzündeki manzara iç açıcı değil. Zira altın fiyatları rekor üstüne rekor kırarken, ziynet altın tüketiminde miktar bazında çok sert düşüş var. Darphane tarafından basılan ve iç piyasada satılan çeyrek, yarım, birlik, iki buçukluk ve beşlik ziynet altınların geçen yıl ilk dokuz ayda 16,4 milyon olan adedi bu yıl aynı dönemde yüzde 51,8’lik düşüşle 7,9 milyon adede geriledi. Bunlar içinde Türk halkının en çok satın aldığı çeyrek altında dokuz aylık üretim miktarı yüzde 54,9 düşerek 12,5 milyondan 5,6 milyon adede düştü. Sikke altınlar, Darphane altını ve Reşat altınları ile birlikte toplam Darphane üretimi yüzde 49,7 azalarak 19,4 milyon adetten 9,8 milyon adede indi. Yani fiziki talepte büyük bir azalma yaşanıyor. Buna karşılık bankalardaki altın hesaplarında sınırlı artış var.
Türkiye’de yastık altında 500 milyar dolarlık altın olduğu sık sık dile getiriliyor. Ama bunu ekonominin çarkları arasına sokmak çok zor. Zira bu altınların büyük çoğunluğu bilezik, zincir, kolye, yüzük ve küpe gibi işlenmiş ziynet eşyalarından oluşuyor. Ve bozdurulduklarında çok büyük işçilik zararı yaşanıyor. Ayrıca bu ziynetlerin hanımların süs ihtiyacını giderdiğini hiç unutmayın. Altın kutsi bir madendir. İslamiyette zekât hakkını korumak için fakire basılı meskukat altın para olarak verilir. Bu paralar Türkiye’nin her yerinde çok küçük fiyat farkı ile TL’ye çevrilebilir. Altın aynı zamanda kara gün dostudur, en sıkışık zamanda, kullanılmak üzere saklanır. Mesela ev alırken, çocuk evlendirirken, ya da büyük bir sağlık problemi ya da kaza olduğu zaman...
Fiyat tepe noktasına ulaştıktan sonra geri dönüyor. Peki şimdi ne yapmalı? Alanlar beklemeli, almayı düşünenler kararını biraz daha ertelemeli. Zira fiyat henüz oturmadı. Özellikle ABD Hükûmetinin açılmasıyla fiyat 5 bin liraya inerek dip yapabilir. 2026’da onsun 4900 dolar olacağı yorumları yapılıyor. Katılıyorum. Bu takdirde fiyat 9 bin liraya ulaşır. Gözler ABD’de cepler tetikte...
Necmettin Batırel'in önceki yazıları...