Türkiye’de iki yıldan beri uygulanan ekonomi programı ile Merkez Bankasının istikrarlı para politikası meyvelerini vermeye başladı. Hazinenin sattığı dolar ve avro cinsi tahviller âdeta kapışılıyor. Ülkeye fon girişi artıyor, cari açığımız daralıyor, enflasyon düşüyor. Son günlerde gündeme gelen CDS konusunu anlatmak istiyorum. CDS nedir? Ülkelerin kredi borçlanma maliyetlerini artıran risk priminin yabancı dilde adı... CDS (Credit Default Swap)’tır... Türkçede buna “Batık Borçlar İçin Sigorta Primi” veya “Kredi İflas Takası Primi” deniyor... CDS bir tür sigorta poliçesi. Diğer sigorta türlerinde olduğu gibi, risk sigorta ediliyor. Ülke CDS’lerinde sigorta konusu, ülkenin dış piyasalarda sattığı tahvillerin ve bonoların ana paralarının veya faizlerinin, ülkenin güç duruma düşmesi nedeniyle ödenememesi riski diğer bir anlatımla “İflas riski”dir.
CDS aynı zamanda uluslararası piyasaların bize bakışını, bizi nasıl gördüğünü anlatır. Yabancı yatırımcının Türkiye’ye karşı tavrını gösteren en önemli göstergelerden biridir. Ülkelerin kredi notlarından daha dinamik veridir... Güncel ve âdeta risk barometresi gibi piyasalar tarafından yakından izlenir. Türkiye’nin CDS priminin değişmesi, İstanbul Borsası’ndaki endeks değişimine yansıyor. CDS primleri düştüğü için Borsa İstanbul endeksi yükseliyor, gösterge bono faiz oranları geriliyor. Aksi durumda yani Türkiye’nin CDS priminin yükselmesi hâlinde, piyasaların gerilimi de yükseliyor, Borsa İstanbul yükselirken gösterge bono faiz oranları da düşüyor. CDS primleriyle birlikte, Borsa İstanbul arasında “Ters korelasyon”, Gösterge Bono Faiz oranları ile paralellik söz konusu. Son olaylar sonrası siyasi tansiyon azaldığı için CDS primleri, 237 puan ile son 5 yılın en düşük seviyesine indi. Böylece hem hazine hem de bankalar yurt dışından daha az maliyetler borçlanabiliyor. Daha önceki zamanlarda, yani CDS’lerin tavan yaptığı dönemde ellerindeki hisse senedi, tahvilleri satıp döviz alarak yurt dışına çıkan yatırımcılar şimdi risk oranı düştüğü için hisse, tahvil, bono, sertifika satın alırken dolar bozduruyor.
12 Eylül’de kurultay kararı öncesinde 177,8 milyar dolara düşen Merkez Bankasının rezervleri bu hafta 4 milyar dolar artarak 182 milyar dolarla yeni zirvesine ulaştığı tahmin ediliyor... Cari denge temmuz ayında 1 milyar 766 milyon dolar fazla verdi. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 6 milyar 29 milyon dolar fazla verirken ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 4 milyar 635 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yabancı neden döviz getiriyor. Çünkü riskli ülke değil, dövizi pahalı bozduranlar giderken daha ucuz alacak, ekstra kâr elde edecek... Zira Türk lirası güç kazanıyor. Hâlâ ülkede kriz var diyenlerin ya aklından zoru var ya gözleri kör ya kulakları sağır, ya da tepeden tırnağa ihanet içinde!.. Türkiye’de kriz yok -amiyane tabirle- bol bol keriz var!
Necmettin Batırel'in önceki yazıları...