Gazze’nin ilk kadın balıkçısıydı, dünyaya direnişin adı oldu: Madleen

A -
A +

Gazze’nin doğusunda, denize bakan bir mahallede dünyaya geldi Madleen Kulab. Kum fırtınalarıyla kesilmiş çocukluğu, denizin tuzuyla sertleşmiş elleriyle büyüdü. Çocukluk hayalleri, yavaş yavaş balık ağlarına karıştı. Henüz on beşindeyken, babası hastalanınca balıkçı teknesini o devraldı. Erkeklerin dünyasında küpeşteye adım atan ilk kadındı. Sabah ezanıyla denize açılır, akşam yorgun ağlarla eve dönerdi. O zamanlar Gazze henüz yerle bir edilmemişti; gökyüzü hâlâ maviydi, deniz hâlâ umut ve bereket taşıyordu.

 

Ama sonra katil İsrail bombaları indi. Teknesi parçalandı. Evi yıkıldı. Üç çocuğuyla birlikte, defalarca yerinden edildi. Ne yatak vardı ne örtü… Yeni doğan bebeğini, çıplak yere yatırmaktan başka çaresi yoktu.

 

Yine de sesi susturulamadı. Geriye hiçbir şeyi kalmasa da, Madleen hâlâ konuşuyordu. Çünkü o artık sadece bir kadın değil; Gazze’nin direnen ruhu, ablukanın ortasında dimdik ayakta duran bir sesti.

 

Bu ses, yıllar içinde Gazze sınırlarını aştı. Madleen’in hikâyesi, Filistin’in yalnızlığına ortak olan vicdanlarda karşılık buldu. Ve bir gün, bu hikâye bir yardım gemisine dönüştü.

 

İtalya’nın Sicilya adasındaki Catania Limanı’ndan 1 Haziran 2025 günü Gazze’ye doğru yola çıkan bir insani yardım teknesi, onun ismini taşıyordu: Madleen... İsrail ablukasını delmeye çalışan bu küçük tekne, birkaç tonluk gıda, ilaç ve umut taşıyordu. Gemi Gazze kıyılarına yaklaşamadan, uluslararası sularda İsrail donanması tarafından durduruldu. Yolcular gözaltına alındı. Aralarında Türk aktivistler Hüseyin Şuayb ile Yasemin Acar, çevre aktivisti Greta Thunberg ve Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan da vardı.

 

İsrail bu gemiyi küçümsedi: “Selfie yatı” dediler, “sirk gösterisi” dediler. Oysa bu bir gösteri değil, insanlık çağrısıydı. Sadece Madleen’in değil, Gazze’nin nefes alma çabasıydı.

 

Bu sembolik isim seçimi tesadüf değildi. Birleşmiş Milletler Raportörü Francesca Albanese, gemiye Madleen’in adının verilmesinin ardındaki anlamı şöyle açıklıyor:

 

“O sadece bir kadın değil. Gazze’nin direnen ruhu, ablukaya karşı dimdik ayakta duran bir ses.”

 

Ve Madleen bu gemiye adının verildiğini duyduğunda gözyaşlarını tutamadı. Ağlarken sadece şunu söylüyor:

 

“Belki teknemi bombaladılar, ama adım yaşayacak… Ve denizleri aşarak yelken açacak.”

 

İşte bu cümle, bugün Gazze’den yükselen en yalın ve en etkileyici çığlıktır.

 

Bugün uluslararası sistem, savaş suçlarını not etmekle yetiniyor. İnsan hakları raporları, basın açıklamaları, diplomatik kınamalar… Fakat Gazze’de açlıktan ölen bebekleri, cesetlerin başında feryat eden anneleri ne BM kararları ne de G7 bildirileri hayatta tutabiliyor.

 

Bu yüzden Madleen gemisi bir protesto değil, bir yüzleştirme eylemidir. Çünkü bazı şeyler rakamlarla değil, isimlerle anlaşılır.

 

Gazze’de bugüne kadar 56 binden fazla insan öldürüldü. Ama bu bir istatistik değil, bir suç listesidir. Her sayı, İsrail’in attığı bir bombada can veren bir çocuğun, bir annenin, bir yaşlının, bir sivilin adını taşıyor… Gazze, 7 Ekim 2023’ten bu yana her gün şehit namazı kılınan tek İslam toprağı. Bu cümle sadece bir hakîkat değil; İslam âleminin de sessizliğine tutulmuş aynadır. Bu gerçeği görmeyen göz, sadece kör değil, inkârcıdır. Sayılar unutulur; ama bu utanç tarihe kazınacak.

 

Bebekler açlıktan ölürken ve ceninler anne karnında hayatını yitirirken; İsrail’in bu abluka ve bombardıman politikası artık sadece bir insanlık krizinin değil, tarih kitaplarına insanlık suçu olarak geçecek bir soykırımın tanığıdır...

 

Madleen artık sadece bir kişi değil; denize atılan bir şişe gibi, insanlık okyanusuna bırakılan bir umut mesajı.

 

Ve bu mesaj, Batı’nın sessizliğine de meydan okumaktadır. Kendini liberal değerlerle tanımlayan ülkelerin, Filistin’e uzanan yardım yollarını güvenlik bahanesiyle kapatması artık sadece ikiyüzlülük değil; tarihsel bir ahlâki çöküştür.

 

İsrail, bu küçük yardım teknesini tehdit olarak görüyor. Çünkü bu tür girişimler, kurduğu anlatı egemenliğini sarsıyorAbluka, sadece fiziki bir kuşatma değil; aynı zamanda bilginin, empatinin ve hakikatin de kuşatılmasıdır.

 

Gemi Gazze’ye ulaşamasa da, adaletin pusulası yönünü buldu: Bu hikâye artık durdurulamaz…

 

Ve bu noktada sormak gerekir:

 

Gazze’nin çığlığına omuz veren bir kadının adıyla yola çıkan bir tekneye dahi tahammül edemeyen bir devlet, kendini hâlâ demokratik olarak tanımlayabilir mi?

 

Uluslararası hukukun bunca ihlâline rağmen İsrail’e tek bir yaptırım uygulanmıyorsa, o zaman Madleen’in adı sadece Filistin’de değil; Brüksel’de, Washington’da, New York’ta, Riyad’da da yankılanmalıdır.

 

Çünkü bir annenin doğurduğu çocuk soğuk betonlarda sürünürken, üstlerine bombalar yağarken dünyadaki tüm kürsüler susuyorsa, bu artık siyasetin değil, ahlâkın krizidir.

 

Madleen’in kendi teknesi yok artık. Evi yıkılmış, ağları kopmuş, kocası savaşta yaralanmış. Ama adı, bir gemiye verildi. O gemi uluslararası sularda durduruldu belki, ama mesajı artık okyanusları aştı. Her limanda yankılanacak bir isim bu artık.

 

Madleen… Gazzeli balıkçı bir genç kadının adıydı... Şimdi bir Gazze halkının direnci, dünyanın vicdanıdır.

 

 

 

 

 

Nur Tuğba Aktay'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe10 Haziran 2025 15:05

Müslümanları ve yahudileri İspanya katliamından, yine yahudileri Nazilerden kurtardığımız gibi ABD ve İsrail'le konuşup Gazzelileri de ülkemize, bir kısmını Suriye'ye ve diğer ülkelere götürelim. Başka çare yok gibi. Daha fazla çocuk ölmesin.

Ersever10 Haziran 2025 14:13

Doğu türkistan diye bir yer var,çinliler 1947 de işgal edip oradaki türklere soykırım yapıyorlar,evin erkeklerini hapse atıp o eve çinli erkek koyuyorlar, bu durum ölmekten daha kötü, ama onların sesini duyan kim, çünkü onlar türk, orada dini bir mabet yok,demekki bir taş bir insandan daha kıymetli.

Mehmet kırıcı 10 Haziran 2025 05:25

Yâ Rabbi mazlum mağdur sabi çocuklara göz yaşlarını dindiriver mazlumun tek yardımcısı sensin Yâ Rabbi