“Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır.” Sayın Cumhurbaşkanımızın bu cümlesi, yalnızca siyasi bir kamp sloganı değildir. Bu ifade, Türk siyasi tarihinin ve terörle mücadelesinin en dramatik ve en stratejik dönüm noktalarından birine işaret eder. Kızılcahamam’daki bu konuşma, 22 Ekim 2024’te MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin TBMM kürsüsünden yükselttiği çağrının 11 Temmuz 2025’te ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Artık bu milletin hafızasında bir sayfa kapanmıştır: Cumhuriyet tarihinin 47 yıllık terör belası sona ermiştir.
Sayın Bahçeli’nin "PKK tasfiye edilmelidir" çağrısı, sadece bir çağrı değil; devlete stratejik çapalarla kazınmış bir iradeydi. Erdoğan’ın “Sayın Bahçeli’nin milliyetçiliğini sorgulamak kimsenin haddi değildir” sözü, bu sürecin Cumhur İttifakı’nın ortak iradesiyle yürüdüğünü ilan etmektir.
Bu bir çözüm süreci değildir. Müzakere hiç değildir. Bu, bir tasfiye modelidir. Ne İmralı odalarında gizlenen metinler ne Oslo’daki mutabakat notları… Bu defa devlet, milletin önünde, milletle birlikte terörü bitirmiştir.
Silahların ateşe atıldığı görüntü, bir örgütün sonu kadar, bir zihniyetin tasfiyesidir. Erdoğan’ın vurguladığı gibi: “Terörsüz Türkiye bir pazarlık süreci değildir.” Sınır ötesi harekâtlarıyla sahada kurulan mutlak baskı, Irak ve Suriye’de kurulan diplomatik denge, Kürt gençliğiyle yeniden inşa edilen sosyal hukuk, DEM Parti’ye çizilen meşru zemin… Hepsi bir bütünün parçalarıdır. Ama hepsinden önemlisi, bu bir milletin kararıdır.
Bugün “Kürt sorunu” değil, “terör engeli” ortadan kalkmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Kürt kardeşim, mesele varsa konuşuruz; ama arada terör olmadan” cümlesi, yeni bir zihinsel eşiktir. Türkiye artık etnik kimlikleri çatıştırarak değil; medeniyet kardeşliğinde buluşturarak yol yürüyecektir. Kudüs-Şam-Diyarbakır-Musul hattı bir millet tahayyülünün şehirleridir artık.
Bu süreçte, Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla şekillenen ve “Terörle Mücadelede Cumhur Modeli” olarak adlandırılabilecek yaklaşımın omurgasını beş temel unsur oluşturmaktadır:
1. Tavizsiz siyasal irade
2. Çok katmanlı strateji
3. Millî birlik zemini
4. Hibrit savaşa karşı akılcı mücadele
5. Doğru zamanlama ve toplumsal mutabakat
Bu model, ne Batı’nın romantik çözüm masalarına benzer ne Orta Doğu’nun yıkım politikalarına… Bu model, Türkiye’ye mahsustur. Yerlidir, millîdir, stratejiktir. Dünyada ilktir.
Silahlar susmuştur ama bu sadece bir başlangıçtır. Terörsüz Türkiye’nin inşası şimdi başlıyor. Güvenlik zemini kadar adalet ve demokrasi zemini de güçlendirilecek. Bireysel ceza-adalet dengesi gözetilecek. Af değil; hesap ve hukuk esas alınacak. Kürt gençliği artık hendek siyasetinin değil, kalkınma siyasetinin öznesi olacaktır.
Bu topraklar, kan ve terle sulanmış vatan toprağıdır; namusumuzdur, geleceğimizdir. Terörün kökü kazınırken, biz birlikte güçlenecek, birlikte yükseleceğiz
Bu topraklarda silahlar sustuysa, bilin ki bu sessizlikte bir annenin duası, bir babanın metaneti, bir evladın feda edilmişliği vardır. Bugün konuşuyorsak, birileri sonsuza dek sustuğu içindir.
Her damla kanla kazındı bu vatanın haritası. Her şehit, bu milletin alnına yazılmış bir yıldızdır. Her gazi, bu toprağın şerefidir. Her korucu, dağlarda yalnızca vatan nöbeti tuttu...
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her neferi, MİT’in isimsiz kahramanları ve köy korucuları bu destanın gerçek sahipleridir. Eğer bugün milletçe özgürce nefes alabiliyorsak, bu; onların aldığı son nefeslerin ve kahraman gazilerimizin gösterdiği fedakârlığın eseridir.
Bir çağ kapanıyor, terör tarihe gömülüyor ama biz biliyoruz ki bu zafer, en çok sizi ağlatan zaferdir. En çok sizin acınızla büyüyen bir sükûttur bu.
Ve bilin ki: Evlatlarınızın adı, bu vatanın duasıdır. Onlar artık yoklukta değil; milletin kalbindedir.
Rahmetle, minnetle ve mahzun bir gururla…
Sonuç olarak;
263 gün önce bir çağrı yapıldı. 11 Temmuz günü ise bir dönem kapandı. Şimdi artık Türkiye “terörsüz bir gelecek” kuruyor.
Türk milleti istiklâlin teminatı, istikbalin mimarı, istikrarın yegâne sahibidir. Türkiye ise muazzezdir, ebedîdir, vazgeçilmezdir.
Nur Tuğba Aktay'ın önceki yazıları...