AK Parti 4 yaşında

A -
A +

AK Parti, geçtiğimiz Pazar günü Ankara Mogan Gölü Anfi Tiyatro'da 4. yaşını kutladı. Ben de kutlamaları izlemek üzere törene iştirak ettim. Törenle ilgili ayrıntıları ve başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşmanın detaylarını dünkü gazetelerden okumuşsunuzdur. AK Parti iktidarı 32 aylık süreyi geride bıraktı. Siyaset bilimcilerin ve muhalefetin erken seçim iddialarına karşılık Başbakan 5 yılı başarıyla tamamlayıp normal zamanında seçime gidileceğinin ısrarla altını çiziyor. Acaba AK Parti 32 aylık iktidarında başarılı olabildi mi ? Bu soruya sağlıklı bir cevap vermek için 2002 Kasım'ında neden erken seçime gidildiğini, o tarihte kamuoyunun siyaset kurumundan neler beklediğini hatırlamak gerekiyor. Toplum Türkiye'yi AB üyeliğine kararlı bir şekilde taşıyacak, siyasi istikrarı kalıcı kılacak, ekonomik istikrar programını taviz vermeden uygulayıp ülke ekonomisini düze çıkaracak, özgürlüklerin alanını genişletecek, yolsuzlukları minimize edecek, yoksullukla samimi mücadele verecek kararlı bir hükümet istiyordu. Bu maksatla millet AK Parti'ye yüksek oranda oy vererek iktidara taşıdı. Hatta bununla da kalmayıp daha sonra yapılan mahalli seçimlerde desteğini artırarak sürdürdü. Bugün geldiğimiz noktada AK Parti hükümetinin 2002 Kasım'ında millete verdiği sözlerin gereğini yaptığını söyleyebiliriz. Aklı vicdanı olan sağduyulu herkes, Türkiye'nin bugün 2002'den çok daha iyi yönetildiğini, Türk ekonomisinin o yıllardan çok daha iyi ve sağlam bir yapıda olduğunu, Türkiye'nin AB yolculuğunda Avrupalıları bile hayrete düşüren bir mesafe alındığını, Türkiye'de siyasi istikrarın sağlandığını, Türkiye'nin demokrasi ve refah alanında 2002 yılı ile kıyaslanmayacak bir noktada olduğunu kabul edecektir. "AK Parti'nin ve Tayyip Erdoğan'ın gizli gündemi var" diyenler haksız çıktı. Küçük bir azınlık hariç artık hiç kimse artık AK Parti ve Erdoğan'a kuşkuyla bakmıyor. Peki AK Parti her şeyi dört dörtlük mü yaptı? Tabii ki hayır. Dünyada ve Türkiye'nin çevresinde meydana gelen gelişmeler, Türkiye'nin sırtındaki dev iç ve dış borçlar her şeyin tam yapılmasının önündeki önemli engeller. AK Parti iktidarının da eksikleri var. Ancak bu eksiklerin çoğu AK Parti hükümetinin performans düşüklüğünden değil, hükümet ile diğer devlet kurumlarının bazı konularda farklı düşünmesinden kaynaklanıyor. Hükümet, bazı konularda bu kurumlarla konsensüs sağlayamadığı için gelişme kaydedemiyor. Örnek mi? Kamunun küçültülmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, YÖK, devlete önemli kaynak sağlayacak olan 2B'ye ilişkin Anayasa değişikliği teklifi, kamu personel rejimi... Bunları çoğaltmak mümkün. AK Parti ve Başbakan Erdoğan 3 Kasım seçimlerinden önce meydanlarda ısrarla şu sözün altını çizdiler; "Türkiye'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." Bu mesajı okuyan millet de onlara oy verdi ve iktidara taşıdı. Peki bugün, "Erdoğan Türkiye'nin 30 yıllık Kıbrıs politikasını değiştirdi. Başbakan ülkemizin Güneydoğu politikasını değiştiriyor. Bunu kabul edemeyiz" demeye kimin hakkı var? Bu parti iktidara gelmeden önce açık açık "hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diye mesajlar verdi, bugün de verdiği sözün gereğini yapıyor... ? Kıbrıs ve Güneydoğu!.. Türkiye'de hükümetler iki konuda siyasi irade göstermez, yan çizer, sorunun üstünü örter, sorunun üzerine gidip çözmek yerine geleneksel devlet politikası ne ise onu devam ettirirdi. Bunların birisi Kıbrıs diğeri de Güneydoğu sorunudur. Kıbrıs sorunu konusunda AK Parti siyasi iradesini ortaya koydu ve sorunun değil çözümün parçası olmayı başardı. Kıbrıs sorunu AB yolumuzda bir engel olmaktan çıktı. Bugün de Kıbrıs sorununda olduğu gibi Sayın Erdoğan, Güneydoğu sorununun çözümü için demokratik açılımları ön görmekte ve bu açılımı ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda icraata dönüştürecek bir siyasi uygulamaya geçmeyi planlamaktadır. Bu öngörü Türkiye'nin önünü açacaktır. Sorunları görmezden gelmek ve çözümü ertelemek yerine üzerine gidip çözmek, çocuklarımıza istikrarlı ve huzurlu bir ülke bırakmamız açısından önemlidir. Aslında bu hükümetten memnun olmayan tuzu kuru kesimlerden bir bölümünün temel sorunu nedir biliyor musunuz? Onlar Anadolu insanının köyünden-kentinden çıkıp Ankara'ya gelip ülke yönetiminde söz sahibi olmalarını hazmedemiyorlar. En büyük sorun bu bence. İkinci temel sorun da Türkiye'de sermaye tekelinin kırılıp sermayenin el değiştireceğinden ödleri kopuyor. Ama artık Anadolu insanını köyünde kentinde tutmak ve itaat etmesini beklemek mümkün değil. Global değişimlerden, küreselleşmeden Anadolu da etkileniyor. AK Parti iktidarı, işsizliğin daha aşağılara çekilmesi, ekonomide sağlanan gelişmelerin tabana yayılması, YÖK reformu, kamu reformu, personel rejimi, orman vasfını yitirmiş arazilerin satışı, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nin eğitim, sağlık, iş ve refah problemlerine çözümde öncelik verilmesi ve AB ile müzakerelere başlanması konuları üzerine yoğunlaşmalıdır. Gerisi hikaye...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.