Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Galatasaray''a karşı "kompleks içinde olanlar", yıllardır "art arda sıralanan başarıları" görmezden gelip, "Nereden çıktı bu Avrupa fatihliği?" gibi "bir kıskançlığın" pençesine düşerler!.. Düşerler de, sık sık "onları mahçûp eden" sonuçlar ortaya çıkınca, nedense "derslerini alıp", bu tartışmadan vazgeçmezler! Nerede ise "bir asırlık tarihlerinde" sadece ve sadece "iki Manchester galibiyeti ile övünebilen" bir Ali Şen''den başlayıp spor basınımızda "köşe başlarını tutmuş" bazı yazan-çizenlere kadar pek çok kişi, "Galatasaray''ın Avrupa ve hatta dünya futbol piyasasında geldiği yeri" görmezlikten gelmek için adeta yarışırlar!. Onlara sormak gerek: "FIFA listelerinde, üst üste iki sezondur ilk 30 takım arasından düşmeyen" kaç takım var Avrupa''da ya da dünyada? Ve bir soru daha: "Acaba Galatasaray''dan başka bir Türk takımının aynı istatistiki istikrar ve güç tablosunda yer alması için kaç yıl bekleyeceğiz?" Ve de bir başka soru daha: "Yakın bir gelecekte, böyle bir şans görülüyor mu?" Elbette "kıskançlık" insani bir duygudur!. Ve de "başarıya ulaşmanın enerji depolarından biridir!." Eğer "O başardı, ben de başarmalıyım, onu geçmeliyim" yarışı için "itici bir güç" ise, hatta "kıskançlığın kefesine" olumlu bakarak, ağırlık dahi koyabiliriz!. Amma, "kıskançlığı, rakibinin tökezlemesi ve gerilemesi için spor sahalarının dışında elinden geleni ardına koymamak" gibi "olumsuz bir tutumunun itici gücü" olarak ortaya koyarsak, o zaman söylenecek tek söz vardır; "Kötü, hem de çok kötü bir kompleks!." Kimse aksini iddia etmeye kalkmasın!. İkide bir "aksini yazanlar" da dahil!. Fatih Terim ile Mustafa Denizli "birbirlerini sevmezler!." "Birbirlerini kıskanırlar!." İşte "bu kıskançlık", son 10 yıl içinde Galatasaray''a da, Milli Takımımıza da "Avrupa ve dünya futbolunun kapılarını açmıştır!." "Ben ondan daha başarılı olacağım" yarışının başdöndürücü hızının, Milli Takımımız''ın Avrupa Şampiyonaları finallerine taşınmasının, Galatasaray''ın "Çizme''de bile en korkulan takımlardan biri haline gelmesinin" itici güçlerinden biri de, "bu iki teknik adamın kıyasıya rekâbetidir!." Düne kadar "Terim önde idi!." Şimdi, "Denizli bir burun öne geçti!." Terim''in "UEFA finali çıtasını ortaya koyması", yarışta öne geçmek arzusunun sonucudur!. Temennim, "bu kıyasıya yarışın uzun süre devam etmesi" ve bu yarışa "başkalarının da katılmasıdır!." Neden "buraya geldim?" Uzun bir zamandan beri, Ali Şen''in başkanlığından beri, Fenerbahçeliler''e şöyle "yanlış bir stratejinin saplantısı" ortaya çıktı; "Galatasaray''ı geçemeyeceğiz, onun için onu durduralım!." Bunu da Ali Şen çıkıp "açık açık söyledi!." Fenerbahçeli yöneticiler, bugünkü başkanlarıyla, asbaşkanlarıyla ve hatta teknik direktörleriyle, "Galatasaray''ı sahada geçmek için çaba harcayacaklarına", Ali Şen''in "o zamanki talimatına uygun olarak", saha dışında "Galatasaray''ı durduracak, geriletecek" her türlü çabanın içine giriyorlar!. Kendileri de "Avrupa fatihi olmak için"gayret edeceklerine, Galatasaray''ın "Avrupa fatihliğinden düşmesi" için ellerinden geleni yapıyorlar!. Federasyonun, Milli Takım Teknik Direktörü''nün isteğiyle "Fenerbahçe - Galatasaray maçını ertelemesi" kararından sonra, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım''ın, asbaşkanı Abdullah Kiğılı''nın ve de "teknik adam" Zeman''ın yaptıkları, "Galatasaray''ı karalayan" yaygaralara bir bakın!. Bir de "dünkü Türkiye''de" Zeman''ın yaptığı açıklamayı bir okuyun!. Ne diyor Zeman? "Maçın oynanması halinde sakat olan Rüştü ve Engin sebebiyle çok zor duruma düşecektik. Ayrıca sistem oturtma çabalarımız da sürüyor. Bunun için en çok ihtiyacımız olan şey, zaman. Doğrusunu söylemek gerekirse, maçın ertelenmesi işimize yaradı." Neymiş? Ön plâna "açıkça" şu çıkıyor ki; "Ertelemeden Fenerbahçe, hatta Galatasaray''dan fazla yararlanacakken", çıkılıp "tam tersinin ifade edilmesindeki hedef", Galatasaray''ın "Bologna''dan iyi bir sonuçla dönmesinin hiç ama hiç istenilmemesi!." Galatasaray''ın alacağı "iyi sonuçların", gelecek sezonlarda "Türk futboluna, Fenerbahçe takımı dahil, Türk takımlarına UEFA organizasyonlarında seri başı olma, bir fazla takımla katılma gibi büyük avantajlar sağlayacağı" biline biline!. İşte, "kıskançlığın böylesi kötü!." "Ben yapamıyorum", öyleyse "O hiç yapmasın!." Türk futbolu kimin umurunda?..
ÖNE ÇIKANLAR