Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
"Böyle bir Altay önünde" eğer Beşiktaş ilk yarıyı 3-5 gol önde bitiremediyse ve ikinci yarıda kendisini sıkıntıya soktuysa siyah-beyazlı takımın teknik adamları şapkalarını önlerine koyup düşünmeliler. Hele hele "golü hiç ama hiç düşünmeyen" bir taktikle oynadığı halde Altay''ın iki ağır ve isteksiz ileri ikilisi önünde bile pozisyon hataları yapan, ortalardan ve kenarlardan adam kaçıran siyah-beyazlı defans için Briegel''in çok ama çok düşünmesi gerek. Kısacası, bir ilk yarı ki; adeta gol yemek için rakibini kendi cezaalanı içinde bekleyen, her Beşiktaşlı''nın başına bir adam dikilmiş Altay takımı önünde oyunun kontrolünü elinde tutan Beşiktaş''ta geride Rahim''i ve hele hele ileride de Mehmet''i çıkarın, geride "futbol olarak" ne kalır; koca bir hiç! Ya böyle bir Beşiktaş önünde takımına son yıllarda gördüğüm "en korkak futbolu oynatan" Ümit Kayıhan''a ne demeli? Evet, "önemli" birkaç adamın sakat ve cezalı oldukları için oynayamıyor, anladık. Ama "böylesine bir anti futbol, böylesine bir korkaklık" tribünlerinde büyük bir taraftar kitlesi tarafından desteklenen Beşiktaş''a Atatürk Stadı''nda "gel de rahat rahat 3 puanı al" demek değil miydi? "Yoklar" sebebiyle zaten kozun azalmış... O kozların en önemlilerinden olan İlhan''ı da Mehmet''i kovalamakla görevlendirirsen, işte olacağı budur! Hem Mehmet, İlhan''la istediği gibi oynar, hem de İlhan sahada şaşkın şaşkın Mehmet''i aramaktan takımını adeta 10 kişi bırakır. İkinci yarıya Ümit Kayıhan, hatasını anlamış ve golü düşünen bir teknik adamın takımını sahaya sürdü ve böylece Atatürk Stadı''nın çimlerine futbol geldi. Karşılıklı kaçan gol fırsatları soğuk geceyi ısıtmaya başladı. İşte bu dakikalarda Nihat''ın 25 metre füzesinin direkten dönmesi Beşiktaş için şanssızlıktı. Ardından sahanın en iyisi ve tek seyredileni Mehmet, mutlak bir golü kaçırınca, Beşiktaş kendisini rahatlatacak golü bulamadı ve Altay''ın direnişi devam etti. İki Altaylı''nın bomboş Beşiktaş kalesine atamadıkları gol fırsatı da Beşiktaş defansını uyandırmadı ve Bayram''ın beraberlik golü gecikmeden geldi. Beraberlik golünden sonra iki taraf da skoru lehlerine çevirecek hücumları yapmaya ve gol fırsatları yakalamaya devam ettiler. Beşiktaş''ın skordaki dengeyi lehine bozmak için oyuna Ali Eren''in yerine Ertuğrul''u alması maçın başından beri aksayan siyah-beyazlı defansın çöküşü oldu ve Talat''ın golü de bu çöküş dakikaları içinden geldi. Mehmet''in yorulması ile oyun kurma ve hücum etkinliği azalan siyah-beyazlılar için 3 puan hayâli bitmiş ve hiç olmazsa kurtarılacak bir puan bile şansa, karambollere, Altay defansının hatalarına kalmıştı. Bu arada her Altay kontratağında kaleci Fevzi ve Beşiktaş kalesi çok tehlikeli anlar yaşadı. Maçın son dakikaları tribünlerin "karşılıklı" ahları ve vahları arasında geçti. Ve maçın sonucunu Beşiktaş''a puanı da kazandıran kaptan Mehmet belirledi. Uzatma dakikalarının sonuncusunda attığı golle, maçı kazandıklarını zanneden Altaylılar''a unutamayacakları bir ders verdi; hakemin son düdüğü çalmadan maç bitmiş sayılmaz!. İki takım taraftarlarının zaman zaman aleyhte tezahüratlarına rağmen maçın orta hakemi sonucu etkileyecek bir hata yapmadı. Ama yan hakemler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
ÖNE ÇIKANLAR