Koca bir devrede futbol adına iki takım da ortaya sadece "hiç birşey" koyuyorlarsa, bir futbol yorumcusu ne yazabilir? Maç başlamadan önceki sağnak yağmuru mu? Yoksa, İstiklal Marşı''na bile saygılarının olmadığını gösteren bazı seyircileri mi? Yoksa, fenalaşıp ambulansa alınan ve iki tur attıktan sonra gene ambulansla götürülüp tribünlere iade edilen Göztepe taraftarını mı? Yok... Yok... Belki de Zeman''ın 4-3-3 sistemini yazmak gerek ama böylesine futbolsuz bir oyunda sistem olsa ne olur, olmasa ne olur gibilerden birkaç satır mı? Geçen hafta Samsun''dan 4 gol yiyen Göztepe''nin futbol anlayışı bu maçı "0-0 bitersek de evimize gitsek"ten öteye gitmiyordu!. Fenerbahçe de "Gel bana gol at" diye bekleyen rakibi önünde "tek kale antrenmana dönüşen" oyunda "uzaktan sallanan şutlarla" tribünleri güldürüyordu. Eğer Ogün, devrenin en tehlikeli atağında boş kaleye giden topu çıkarmasa kendileri bile gol atacaklarına inanmıyan sarı-kırmızılılar, devreyi önde bitirebilirlerdi. Geçen haftanın yıldızı Boliç de Moshoeu''nin "al da at" diye verdiği pası kötü bir vuruşla auta atınca ümitler ikinci devreye kaldı. İkinci yarıda futbol görüntüsü aynıydı. Mücadele, rakibinin üzerine yürüye yürüye gelen F.Bahçe ile kaleci Kingston arasında geçti. Orta sahada top tutup pas verecek bir beyni olmayan Göztepe''nin cılız atakları duvara çarpmış gibi santradan geri dönerken F.Bahçe ileri adamları da Göztepe defansının arkasına sarkarak gol pozisyonuna giremiyorlardı. 60.dakikadan itibaren Göztepe, kalesinden biraz biraz çıkmaya başladı. F.Bahçe de maç başından beri olumlu tek hareketi olmayan Mustafa Doğan''ın yerine Erkan''ı aldı. Göztepe defansının yaptığı hataları bile değerlendiremeyen sarı-lacivertliler gol ümidini doldur boşaltlara ve karambollere bağladılar ve Göztepe önünde böyle fırsatlar da ard arda gelmeye başladı. Ne var ki, Alpay ve Boliç ard arda gol yapması daha kolay olan iki fırsattan yararlanamadı. Bu arada Kingston''ın da hakkını vermek lâzım. O da mükemmel iki kurtarış yaptı. Metin Diyadin''in yerine kurtarıcı (!) olarak Kemalettin''i sahaya süren Zeman''ın son ümidini de Preko iki adımdan kaçırdığı fırsatla öldürdü ve maç başladığı gibi bitti. Hakem Metin Tokat, hemen hemen hiç koşmadan ve terlemeden belki de hayatının en rahat maçlarından birini yönetti. Bakalım, hakem hatası olmayan bu maçtan sonra F.Bahçeli yöneticiler, bu kötü futbola ve sonuca hangi kulpu takacaklar?

