Çok kızıyorsunuz ama, "altını çiziyorum" Anadolu''dan haklı da olsa, haksız da olsa, "kızgın, kırgın, öfkeli, üzgün bir ses çıkınca", tanklarınızla, toplarınızla "onun üzerine çullanmak" ve onu susturmak görevleriniz arasında!.. "Çıkması muhtemel başka seslere" de böylece gözdağı vermiş oluyorsunuz!. Ey futbolun, ey büyüklerin yorumcuları.. Yazar-çizerleri... Günler, haftalar, hatta aylar-yıllar boyu, "Baliç''e santra çizgisinde yapılan bir faulün verilmemesi yüzünden, rakibin götürdüğü topla Fenerbahçe''nin gol yediğinin yaygarasını yaparsınız ve bu golün 10 pozisyon sonrasında geldiğini aklınıza bile getirmezsiniz" ama, "çok daha vahimi", ayrım yapmadığınızı iddia ettiğiniz "Anadolu takımlarının başlarına, hem de büyüklerle yapılan maçlarda geldiğinde" satır aralarında bile söz etmezsiniz!. İşte, geçen hafta sonu yapılan maçlarda, "Üç büyük takımın attığı ilk gollere bir bakın!." İkisinde "hakemlerin uydurduğu kornerler" ve bu kornerlerden gelen goller!. Ötekinde "görülmeyen ve verilmeyen bir elle oynamanın devamıyla gelen hücum ve gol var!.." Neden sesiniz soluğunuz çıkmadı? Neden "tek cümle, tek kelime yazmadınız?" Erzurum''un verilmeyen penaltısı, "ofsayt" diye kesilen yüzde yüzlük iki akını, "acaba Galatasaray - Fenerbahçe - Beşiktaş için olsaydı", neler yazardınız, neler yapardınız? Bir de "İstanbul - Anadolu ayırımı yapıyorlar" diye, "haksızlıklara feryat edenlere saldırıyorsunuz!.." Ayrımı siz yapıyorsunuz, "onlar" sadece "sizin yaptığınız ayıbın, gerçek olduğunu söylüyorlar" o kadar!. Bakınız; "gerçekleri yazan" bir gazeteci, bir spor yazarı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası''nın ayaklar altına alınması pahasına, "Basın hürdür, sansür edilemez" hükmünün paspas edilmesi pahasına, bir büyük kulüp yönetim tarafından "3 ay görevini yapmama cezasına çarptırılıyor", sesiniz, sedanız çıkmıyor! Şikayetçi kendileri... Savcı kendileri... Hakim kendileri... Savunma hakkı bile yok... Böyle şey olur mu? Ve dikkat buyrun!.. Bugüne kadar "Fenerbahçe haberleri konusunda ne kadar hassas ve ne kadar doğrucu olduğunu" her defasında ispat etmiş olan sevgili Şekip Hazar için, sarı-lacivertli bir yönetici internette yüzlerce, hatta binlerce Fenerbahçeli''ye "e-mail" göndererek, onu hedef gösteriyor, tehdit ediyor; "Yakın bir gelecekte bakarsınız kendisi Siirt muhabiri olabilir" diyebiliyor!. Bu ne demektir? Kimdir bu zat? Hangi cesaretle, hangi cür''etle "Fenerbahçemizi bir-iki ne idüğü belirsiz adamın reyting malzemesi yaptırmayız" diyebiliyor? "Her şart altında koruduğunuz ve kolladığınız" işte bunlar! Yarın "en ufak eleştirinizde" sizin başınıza gelecek olanlar da "bunlar!." "Hınk deyicilik yapmaya devam edin"; sizlere çok yakışıyor!.

