Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Hadi yazıma "TV sunucularının, muhabirlerinin yaptığı gibi", bir girizgâh yapayım ve "Evet" ile başlayayım: "Evet, canım fena halde sıkılıyor!." Nerede ise bir asırdır "Türk futboluna keyif, renk, heyecan ve zevk veren" bir derbi maçının oynanacağı güne "bilmem ki, böyle başlamak doğru mu?" Doğru da olsa, yanlış da olsa, canım sıkılıyor, hem de fena halde!. Dünden başladı, bugün de devam edecek; "Derbi ne olur? Galatasaray şöyle, Fenerbahçe böyle" yazıları spor medyamızın baş köşelerinde!. Doğrusu bu maç bir "Galatasaraylı olarak" beni ilgilendiriyor da, bir "spor yazarı" olarak o kadar umurumda değil!. Zira, "sporumuzda, futbolumuzda derbiden çok daha önemli olaylar var, çok olumsuz gelişmeler var", kısacası "can sıkıcı çok ama çok şey var!." Galatasaray yönetiminin, koskoca kulubü "bitmiş-tükenmiş hale getirmesi", bir yanda.. Fenerbahçe''de "karanlık ve uzaktan kumandalı güçlerin", medyadaki "hınk deyicileri ile beraber", koskoca kulübü tam bir ateş çemberinin içine getirip bırakmaları!. Beşiktaş''ta "kin ve hınç dolu" bir avuç insanın ve de "eski futbolcu - yeni sözüm ona futbol yorumcusunun", kulübün "ulu çınarlarından biri" ve belki de "birincisi olan" Süleyman Seba''ya açmış oldukları "çirkin savaş!." Ve bu savaşın "bilinçsiz tribünlerde yaptığı tahribatın" ortaya çıkardığı "çok çirkin, çok vefasız, çok iz''ansız ve insafsız, hatta vicdansız görüntüler!." Trabzonspor gibi bir "Anadolu büyüğünün" kerâmeti kendinden menkûl "dibek dövücüler ve hınk deyiciler elinde" adeta yavaş yavaş yok edilmesi!. Hakemlerin, "maalesef", sanki "bir yerlerden düğmeye basılmış gibi" geçen haftaki maçlarda adeta "büyük takımların koruyucu melekleri gibi" davranmaları, çaldıkları ve çalmadıkları düdüklerle, çıkardıkları ya da çıkarmadıkları kartlarla "Büyükler zaten kendi kendilerini yiyorlar, bizden bulmasınlar, onun için bizler de küçükleri yiyelim" demeleri, can sıkıntısından da öte, beni fena halde öfkelendiriyor! Ya, "kapalı kapılar ardında" bir takım kişilerin, "Türk futbolunu hatta 1950 öncesine götürecek bir hukuksal ve sportif komplonun" önce taslak, sonra tasarı, sonra da "kanun haline getirilmesi için" gizli gizli yaptıkları çalışmalara ne demeli? "Bugünkü federasyondan en çok şikayetçi olanların başında gelen" Şenes Erzik''in "Eğer bu tasarı bu şekilde kanunlaşırsa, FIFA veto eder" şeklindeki açıklaması "birilerinin aklını başına getirmeli!." "Haluk Ulusoy''u Türk futbolunun başından atmak" başka şeydir, bunu istemek başka şeydir ama, "Bunu, Türk futbolunu yarım asır geri götürecek ve bütün dünyayı bizimle alay ettirecek bir şekilde yapmaya kalkışmak ise" bambaşka bir şey!. Görülüyor ki, "Rüştü''yü tekme-yumruk döven" amigoların zihniyeti ile "Türk futbolunu tekme-yumruk 50 yıl geriye götürmeye çalışan" zihniyetin pek farkı yok!. Bence yapacakları bir şey daha kalıyor: Ulusoy''u görevden alıp, yerine Abdullah Kığılı''yı atamak!.. Hemen ortaya çıkacaktır ki; "Fenerbahçe''yi ve Aziz Yıldırım''ı çok kısa zamanda ne hale getirdiyse", Türk futbolunu ve federasyonunu da o hale getirecektir! Belki de o zaman, "Ali Şen''in istemesi ve federasyondan istifa etmesi arasındaki bağ", çok daha iyi anlaşılacaktır!. Üstelik ve daha açıkçası; "Böylece tencere yuvarlanıp, kapağını da bulmuş olacaktır!" Canım çok sıkılıyor; işte o yüzden "espirilerim bile espri olmaktan çıktı!." En iyisi yazıyı bitirmek!. Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin "sportmenlik ve dostluk çizgisi içinde geçmesi ve bitmesi" dileklerimle!. Sonuç? Dedim ya, "spor yazarı olarak" beni çok fazla ilgilendirmiyor! Hak eden kazansın!. Ya da, "Dostça berabere bitsin!."
ÖNE ÇIKANLAR