Fatih Terim ve vefa!..

A -
A +

Fatih Terim'i "iflas etmekten", önce yağmur, sonra "durum, 1 - 0 İsviçre lehine iken", bom boş kaleye "ikinci golü atamayan" Hakan Yakın ve sonra da durum bu defa "1 - 1 iken" birkaç "mutlak golü önleyen" kalecimiz Volkan kurtardı!.. Yooo, "gollerimizi atan" Semih ve Arda'dan "söz etmiyorum"; neden?.. Zira "onlar", sahaya çıkarılacak "doğru dürüst bir takımda" hiç kimse şüphe etmesin ki, "normal olarak" bu işleri yapacak futbolculardı; yaptılar!.. Mesela, "Çek maçında" pek alâ "aynı şeyleri", eğer Terim sahaya "mantıklı ve makûl" bir onbir çıkarırsa, Tuncay da, Nihat da yapabilirler ve belki de yapacaklardır!.. "Mantıklı ve makûl" bir onbir?.. İşte, hemen herkesin "aleyhimize oldu" dediği sahayı "göl hâline getiren" sağanak yağmur, "aslında" Türk Milli Takımı'nı "mantıklı ve makûl bir onbir hâline getirdi";"zorunlu" değişiklik: "Gökdeniz ve Tümer" dışarı, "Semih ve Mehmet Topal" içeri!.. Hakan Yakın'ın "kaçırdığı golü" ve Volkan'ın kurtardıklarını milyonlarca göz gördü zaten!.. Ve Terim, "kendisini iflâs etmekten kurtaracak" avansı "çek" hâlinde aldı; bakalım bu çeki nasıl kullanacak, Çek maçında göreceğiz!.. Gözlerime inanamıyorum ve Fatih Terim'i tanıyamıyorum!.. Daha açık yazayım; "insan" Fatih Terim'i tanıyorum da, "teknik direktör" Fatih Terim'i tanıyamıyorum!.. "Takıntılarını, komplekslerini", tutup da "bunca yılın kariyerini ve karizmasını yakma pahasına", sanki "yeni yetme bir hoca gibi", kendini yeniden, evet "yeniden ispat etmek" ile yoğurursa, benim "Terim gibi çok tecrübeli ve hocalığı dünya çapında kabul görmüş" bir teknik adamı, "Portekiz maçının tamamında ve İsviçre maçının ilk yarısında" tanımam mümkün olabilir mi?.. Sevgili Rıdvan Dilmen "Terim, 45 dakikalık teknik direktörlük yaptı" derken haksız mı?.. Bilmem ki, Arda'nın 90 +2'deki "o müthiş golü", "Teknik Direktör" Fatih Terim'i kendine getirdi mi?.. Bu golden sonra, sadece unvanları "yardımcı" olan ama "gerçek anlamda" Terim'e "yardımcı olamadıklarını" sağır sultanın bile duyduğu ve bildiği "etrafındakiler" ile sarmaş dolaş çekilen halayın, iflâstan kurtulma sevincinin görüntülerini "tekrar tekrar seyretsin" Terim!.. Seyretsin ki, bir daha kendini de, Türk Milli Takımı'nı da bu duruma düşürmesin!.. Çarşamba günkü yazımın başlığı "Terim, Terim gibi olamadı" idi; "Yağmur'un, Hakan Yakın'ın, Volkan'ın yardımı" ile "yarım devrelik Fatih Terim olunca" nelerin olabileceğini gördük; dilerim Çek maçında da "Fatih Terim gibi" olur!.. Bu arada bir çift sözüm de "dünyada tanıdığım en vefalı insanlardan biri olan" sevgili Hasan Sarıçiçek'e!.. Elbette, "Fatih Terim'i asmayalım!.." Ona "vefa" gösterelim; hakkıdır!.. "O" insani tarafı "çok ağır basan" satırların sahibi olan sevgili Sarıçiçek'in yazısının altına imzamı, "vefayı" daima "insan olmanın en büyük vasıflarından biri" sayan bir "insan" olarak, bin defa atarım ve derim ki: "Terim'e vefa gösterelim!.." Ama ekleyelim: "Vefa" kelimesinin "lügatinde olmadığını" bir çok defa göstermiş olan Fatih Terim de, gün gelir "vefa gösterilmesi gereken bir hoca" durumuna düşer; işte "bugün" o gündür!.. Ve hocamızın "vefaya en çok ihtiyacı olduğu" günlerden biridir; bugün!.. Bize düşen "insani görev" de, "ona vefa göstermektir"; gösterelim!.. Yeter ki, Fatih Terim, "Fatih Terim gibi" olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.