Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Deprem felâketinin ortasında "ilk maç!." Bakalım, ülkenin "Marmara Bölgesi başta olmak üzere", normal hayata dönüşünün ilk işareti olacak mı? Felâket öylesine büyük, acılar öylesine yeni ve derin ki, "futbol gibi bir tutkunun, Şampiyonlar Ligi''ne gidişin son adımı olan" böyle bir maç dahi, sanıyorum teknik adamından futbolcusuna, seyircisinden taraftarına kadar "çok büyük bir kitleyi" coşkuyla kucaklaştıramayacak! "Hayat devam ediyor" lâfı doğrudur!. Ama, "o hayata, öyle zamanlar olur ki, sadece ve sadece duygular hakim olur!." İşte, "bu felâket günleri" de, öylesine zamanların hem de kesintisiz bir kesitidir!.. Rapid Wien''lilerin "korkarak geldikleri" bir maça, Galatasaraylılar nasıl çıkacak? Doğrusu ya, Viyana''daki "3-0''lık ilk maçtan", Galatasaray''ın "Şampiyonlar Ligi''ne katılmayı hemen hemen garantilemesinden sonra", bu geceki karşılaşma "spor uzmanlarından çok", psikologlar için, sosyologlar için "uzun yıllar raslayamayacakları" bir "deney olacak!" Bilmem, "işin bu yönüyle ilgilenen" ya da "ilgilenecek olan" psikologlar, sosyologlar "hazırlık yaptılar mı?" Yöneticisi de , teknik adamı da, futbolcusu da, seyircisi de, TV başındaki taraftarı da, hatta Viyana''dan gelen misafirleri de, hatta hatta "gazetecileri, futbol yorumcuları" da "incelemeye aldırması" gereken, aldırabilecek bir maç!.. Koca ülke, İstanbul, Ali Sami Yen adeta "bir deney lâbaratuarı!." Marmara Denizi''nin altındaki "fay kırılmalarının incelenmesi kadar önemli" bir inceleme konusu olabilirdi; tabii, "anlayana, keşfedene, bilene, isteyene" Galatasaray-Rapid Wien maçı!. "İnsanlardaki duygu kırılması üzerine", elbette ki, sosyologların ve psikologların, "özellikle Türk insanı" bakımından "araştıracakları çok şey vardı", bu gecede!. Amma, "bilime, psikolojiye, sosyolojiye öylesine sırtımızı dönmüşüz" ki, Galatasaray gibi bir "büyük ve batılı kulüpte", böyle "önemli" bir maçın öncesinde "depremin her yönüyle olumsuz etkisi altına girmiş olan" futbolcular yüzünden, teknik direktörün "TV seyrettirmeme ve gazete okumama" gibi "yasaklarının dışında hadi "Antalya''ya kaçırmayı da tedbir olarak düşünür ve zincire eklersek", yapılan başka "bir şey var mı?." Turgay Renklikurt "Hakan Şükür olayını, iki gün önce öylesine güzel ve açık seçik yazdı" ki, "bilimin ve bilimin gereklerinin neler olduğunu" öylesine "net şekilde" gözler önüne serdi ki, bizlere sadece "Acaba Galatasaraylı yöneticiler, Galatasaraylı hocalar okuyup da, birşeyler öğrenebildiler mi?" diye sormak kalıyor!. Ama, "Gazete okumayın, TV seyretmeyin ve Antalya''da antrenman yapın"dan öteye Galatasaraylı futbolculara "sosyolojik ve psikolojik bir tedavi uygulanmadı ve kampa bu işin uzmanları çağrılmadı ise" Türk futbolunun içinde bulunduğu "bilimsel fakirlik" hatta sevgili Renklikurt''un "anlatmak istediğinden" de geride kalmış demektir!. Kısacası, "bu büyük felâket", büyük kulüplerimizde var olan "bilimin gözleri kamaştıracak ışığının önünü kesmeye çalışan" katmanların ortaya çıkarılmasına ve yokedilmesine yarayacak ve bir adımın atılmasına sebep olacaksa, gene de "bugünkü acıların yanına, yarınlar için bir ümidi ekleyebiliriz!." Ama, görüntü ve uygulama "bize bu ümidi bile çok görüyor!." Hem de, Galatasaray gibi bir kulüpte dahi!. Galatasaray-Rapid Wien maçı mı? "Atı alan Galatasaray, Üsküdar''ı çoktan geçti"; bilmem böylesine bir maç üzerine "sportif yorum yapmaya değer mi?"
ÖNE ÇIKANLAR