İstikrar... Uyum... Çalışma... Alışma... Bütün bunları bir yana atar ve "Dünyanın en geniş kadrolu milli takımı bende..Gelmiş geçmiş en iyi milli takım bu.." gibi "fantastik mi, fantazi mi olduğu çok tartışılacak" açıklamalarla "başarıya ulaşacağına işaret etmek" gibi bir yanlışa düşerseniz, sonunda "Moldova gibi bir averaj takımından zar zor alınan beraberlik için" çıkıp da "Benim için bu gruptaki en kıymetli puan" demek zorunda kalırsınız!. Artık futbol, sahada "bir makina intizamı içinde işleyen", kimin nereye ne zaman koşacağını, kimin nereye ne zaman pas atacağını, kimin ne zaman nasıl orta yapacağını, kimin ne zaman nereden kaleye şut atacağını, nerede ise "ezbere bilen" futbolcularla ve "bu futbolculardan kurulu uyumlu kadrolarla" oynanıyor!. "Her maça ayrı taktik, ayrı tertip" gibi "uygulaması ve başarıya ulaşılması" çok büyük ölçüde "havaya ve şansa kalmış" riskli ve "çok iddialı" maceralarla değil!. Bir milli takım teknik direktörü, "takımların lig ve Avrupa Kupası maçları" sebebiyle "zaten çok az bir süre milli ekibi bir arada tutabilirken", bir de "böyle riskli ve iddialı" bir uygulamaya zorlarsa olacağı işte böyle "Hollanda''yı yen, Belçika''ya yenil.. Almanya''yı yen, Finlandiya''ya yenil.. K.İrlanda''yı İrlanda''da perişan et, Moldova önünde dökül.." sürprizleriyle karşılaşmaktır!. Mustafa Denizli maç sonrası "istediği kadar" kendine de, futbolcularına da,Türk medya mensuplarına da "moral vermeye" çalışsın, maalesef "büyü bozulmuştur!." Almanlar "büyük bir korkunun esiri iken", çok rahatlamıştır!. Şimdi, kim ne derse desin, Almanya''daki maçta "Almanlar çok rahat oynayacak" ve hem "liderliğin, hem de en iyi ikinciliğin baskısı altındaki" takımımızı "rahat yenebilme" fırsatını yakalamış olacaklardır!. "Stres ve panik içinde" artık "onlar" değil, "biz" oynayacağız! Romanya''dan gelen "Romanya-Portekiz beraberlik haberi", bütün hayâllerimizi yıkmıştır! "Almanya beraberliği bile", Macaristan''ı "açık farkla yenebilecek" Portekiz''in önünde "bize en iyi ikinciliği getirmeyebilir!." İnşallah, K.İrlanda maçında "3-0''dan sonra kaçırdığımız gollere" ya da "skoru yeterli görüp, oyunu rölantiye almamıza" pişman olmalıyız!. Görünen köy şudur: Çok büyük bir sürpriz olmazsa, "Türkiye ikinciler arasında baraj maçı oynamaya" namzettir!. "Her maça ayrı tertip ve ayrı taktik" uygulamasının sonucunda "bu barajı geçip finallere katılabilme" duası etmek için hazırlanmalıyız! Denizli ve talebeleri "uzun ince bir yolda", ne yazık ki, yollarını kaybetmek üzeredirler!. "Ümit''i 88.dakikada oyuna sokmayı hatırlayan" bir teknik direktörün, "sahada yaptıklarını ya da yapmadıklarını" tartışmam!. "Abdullah''lardan, Tugay''lardan, Tayfun''lardan kurtarıcı keşfetmek isterken, takımlarında en iyiler arasında olan Okan''ları, Fatih''leri, Ümit''leri milli takımda nasıl körelttiğini" anlamak istemeyen bir teknik direktörle "Bu takımı neden böyle kurdun?" tartışmasına da girmek istemem!. Bu hedefe giden yolda, ne yapılırmış ne yapılmazmış ona bakarım!. Hele bugünkü gibi "bunca emeğe rağmen", taaa başa dönülmüş ise!..

