Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
"Ön eleme" turlarında işi zora soktuk, hem de çok zora!. Zaten "genellikle" millet olarak "işleri önce zora sokmaya, sonra da halletmeye bayılırız!." Ama çoğunlukla da halledemeyip, yüzümüze gözümüze bulaştırırız! Bir önceki turda Trabzonspor''un Perugia karşısında yaptığı buydu; bakalım bu defa Hamburg önünde "aynı başarıyı gösterebilecek mi?" "Oyun şöyle oldu, böyle oldu!. Top direkten döndü, gol hatalı yendi!." Ben genellikte "bunlar üzerinde durmam!." Futbolda bunlar olacaktır ve elbette "spor yazarları da yazacaktır!." Amma... "Asıl üzerinde durulması gerekenler" genel görüntülerdir, "olumlu ya da olumsuz yapılanlardır, yapılmayanlardır!." Önce Trabzonspor''dan başlayalım!. Bir teknik adam, bir menecer düşünebiliyor musunuz ki, "takımını Avrupa Kupalarına, UEFA Kupası''na taşıyacak yolda", en basit görevini yapmıyor, yapamıyor!. Ahmet Suat Efendi ile Necmi Perekli Efendi, "Perugia önünde tur hakkı kazanılırsa", Trabzonspor''a rakip olacak olan Hamburg-Basel maçlarını "izlemeyi" unutuyorlar; kimbilir belki de "gerek görmüyorlar!." Ya diyorlar ki; "Nasıl olsa Perugia bizi eleyecek, ne gerek var taa oralara gitmeye?" Kafaya bakın!. "Peşin peşin yenilgiyi, elenmeyi kabul etmiş, takımına inanmayan, güvenmeyen" sözüm ona iki sorumlu adam!. Ya diyorlar ki; "Biz Perugia''yı nasıl olsa aşarız, Hamburg ve Basel''i izlemeye değmez, onlar bizim için nohut, çekirdek!." Kafaya bakın!. Eğer "bu iki sorumludan biri" Hamburg''u izlemiş olsaydı, inanıyorum ki ve o inançla yazıyorum ki, bu Trabzonspor Çarşamba gecesi, bu Hamburg''u Almanya''ya başı önde gönderirdi! Ve de, Trabzonspor 2-0 mağlup duruma düşene kadar "karanlıkta körebe oynayanların" durumuna düşmezdi! Ya da diyorlar ki; "Efendim bizim derdimiz UEFA Kupası falan değil, biz Türkiye Ligi''ne bakıyoruz! Avrupa Kupalarından elenmek işimize gelir!." Kafaya bakın!. Trabzonspor''u değil, "kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar!." Avrupa Kupalarından gelecek "maç hasılatları, TV naklen yayın ücretleri" Türk futboluna kazandırılacak puanlar umurlarında değil! Biliyorlar ki, "Türkiye Ligi''nde tökezlerlerse", kendilerine "güle güle" denilecek; bütün planlar "bu rota için!." İhtimal bunlardan biri!. Belki de ikisi!. Ama hangisi olursa olsun, "bu kafaların Trabzonspor''a günlük bir-iki başarıdan başka" birşey vermeyeceği ortada!. Sevgili Şirin Berber''i bile "çileden çıkaran" Taş Devri''nden kalma 1-9-1''e sarılan bir teknik adama, çağımızda "ne demek gerek", onu da biz bir yana bırakalım, "Sahibinin sesi olan" ve "gazeteciliği, dibek dövücünün hınk deyicisi olmak" sananlar, araştırıp bulsunlar!. Beşiktaş''a gelince... Maçı seyrettikten sonra, "neler yazabileceğim" konusunda düşündüklerimi ve süzgeçten geçirdiklerimi, hemen hemen "tamamı ile" dün sevgili Kazım Kanat "Akşam''da yazıvermiş!." O yazıyı okuduktan sonra, kendi kendime dedim ki; "Acaba Süleyman Seba, Feldkamp''ın vekaletini, Briegel yerine, Kazım Kanat''a çıkarsaydı, Beşiktaş şimdi Haifa''ya bir turistik gezi yapma imkanına kavuşmaz mıydı?" "Ertuğrul''dan golcü santrfor çıkacağını, Mehmet''le Ayhan''ın yanyana büyük işler yapacağını, Ohen''den futbolcu olmayacağını, Selami gibilerin Türkiye''de yüzlercesinin olduğunu" yazanlar, Haifa maçında herhalde ve "fena halde" nasıl yanıldıklarını görmüşlerdir!. "Hans kafalı Almanlar" Ohen gibi bir adamı, hem de "Haifa''ya karşı oynatmazlarsa" ve Beşiktaş koca bir 90 dakikayı "gol pozisyonu bulamadan" kapayıp, beraberlik golünü "uzatmalarda" yakalarsa, bilmem ki, "Toshackmania''ya yakalanmış olanlar" Feldkamp''ı nasıl kurtaracaklar? "Toshack''ın kimselere beğendiremediği takımı", Şampiyonlar Ligi''nin Bayern Münih''li, Paris Saint Germain''li grubunda "büyük işler yaparken", Feldkamp''ın Beşiktaş''ı "adı sanı duyulmamış" Haifa önünde "döküm döküm" neden döküldü, acaba? "Komplekslerini, fikr-i sabitlerini, kişisel antipatilerini", kamuoyuna, sporseverlere "futboldan anlamak gibi" sunanların Beşiktaş''a "iyilik değil" hem de "çok büyük kötülük yaptıkları" apaçık ortada!. İşte "benzer kafalar" yüzünden ve bunların "spor kamuoyumuzdaki etkileri" ve kulüp yönetimleri üzerindeki "ağır baskıları" sebebiyle, Fenerbahçe her sezon "transferde şampiyon, liglerde başarısız oluyor", Galatasaray ise "bunca yatırıma, bunca yılın tecrübesine rağmen" Şampiyonlar Ligi''nde "çeyrek finale dahi çıkamıyor!." Uzun bir süredir bu "zararlı ve acıklı filmi" seyrediyoruz, öyle görülüyor ki, daha uzun yıllar da seyretmeye devam edeceğiz!. Filmin adı da var; "Kulüp yazarlığının önlenemez hafifliği!.."
ÖNE ÇIKANLAR