"Günü kurtar" Hagi, kurtaramadı!..

A -
A +

Hagi, "büyük bir fırsatı"heba etti; "kendisini ve Galatasaray'ı değil", Adnan Polat'ın "hem günü, hem de Adnan Sezgin'i kurtarmak için" yazdığı senaryoyu "oynamayı kabul etti";bu "bile bile lâdes" idi ve daha üçüncü haftada, sahneye konan oyun Trabzon turnesinde iflâs etti!.. Elbette Galatasaray adına "fikstürün en zor zamanında gelmek" Hagi için büyük bir şanssızlıktı; zor dönem Saraçoğlu Stadı'nda Fenerbahçe maçı ile başlıyor, ardından Antalyaspor - Trabzonspor - Kayserispor - Beşiktaş gibi "zor karşılaşmalar" birer - ikişer hafta arayla sıraya giriyordu!.. Polat, "bu serinin sadece Hollandalı'yı değil, kendisini ve yönetimini de götüreceğini" gördüğünden, "İki yıllık sözleşme daha yapacağım" dediği Rijkaard'ı, cebine "5 milyon euro koyarak"gönderdi; yerine "öyle birini getirmeliydi"ki; "bu çok zor seri nasıl geçerse geçsin", kendisine ve yönetimine zararı olmamalıydı; "hemen" görev teklif edebileceği "öyle" iki kalkan, "öyle" iki paratoner vardı; Fatih Terim ve Hagi!.. Temmuz ayında, Bodrum'daki yalısında sohbet ederken, "Takım çalıştırmaya niyetin var mı?.. Galatasaray çağırsa gider misin"soruma Terim, "İçerde ya da dışarıda bir 'büyük' takım çalıştırmak için bütün hazırlıklarım, plânlarım ve ekibim hazır, bakalım zaman ne gösterecek; Galatasaray'ın başında bir hoca var, o varken bu konuyu düşünmem bile" demişti!.. İşte "o" Terim'in, "Galatasaray'ın başındaki hoca gittikten sonra" yapılan teklifi "ailevi meselelerden" diyerek reddettiğinin açıklanması, beni bu yüzden çok güldürmüştü; iyi biliyordum ki, "sebep" başkaydı; "günü, kendisini ve Adnan Sezgin'i kurtarmak isteyen" Polat'ın işine, "tam yetkili - plânlı - programlı - ekipli"bir Terim gelmiyordu; "Onu getiriyormuş gibi yapıp, saf dışı bırakmayı" düşünüyordu; zira Terim geldiğinde, "Florya'nın tek hakimi" olacak, Sezgin Florya'nın kapısından bile içeriye giremeyecekti!.. Polat, "Terim'i ekarte ederse",Hagi'nin, Galatasaray'ı "bir genç damat heyecanı" içinde beklediğini biliyordu; üstelik tam da "düşündüğünü gerçekleştirecek" bir hoca idi; günü kurtarabilirdi, kurtaramasa da, Galatasaray camiasındaki ve taraftarındaki "Hagi sevgisi" tepkileri azaltacak, Polat'a "yeni stadın açılışına kadar" zaman kazandıracak, bu süreçte tam bir kalkan ve paratoner görevi yapacaktı; sözleşmenin Hagi'nin istediği gibi "2.5 yıllık" değil, sadece "1.5 yıllık" yapılması da "durumu çok iyi özetliyordu!.." Hagi, işte "böyle" göreve başladı ve bütün hesaplarını "Fenerbahçe'ye Saracoğlu Stadı'nda yenilmemek üzerine" yaptı; "günü kurtarma" taktiği ve "korku"tertibi, Aykut Kocaman'ın yardımıyla ve Fenerbahçe'nin maçın ilk yarısındaki beklenmeyecek kadar kötü futboluyla tuttu; sonra Antalyaspor maçı geldi; galibiyete rağmen "korku" tertibi ve "günü kurtar" taktiği sırıttı ve daha üçüncü haftada Trabzonspor maçında da iflâs etti!.. Neydi bu tertip ve taktik; Galatasaray'ın "Süper Lig'in 9'unculuğuna demir atmış herhangi bir takımın, büyük takımlara karşı oynayacağı tertip ve taktiğe sarılarak sahaya çıkarılması idi" ve de Galatasaray'ın "büyük takım olmadığını"tescil ediyordu!.. Halbuki, Galatasaray, Fenerbahçe'ye 6-0 yenilirken bile "büyük takımdı"; ama "Günü kurtar" Hagi'nin Galatasaray'ı ise artık "büyük takım değildi!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.