Anlaşılıyor ki, anlı ve de şanlı takımlarımızın Avrupa kupalarında yaptıkları her maçtan sonra “hep aynı konuyu” yazacağım…
Zira artık “mağlubiyetlere” abone olduk!..
Nerede Galatasaray’ımız, Fenerbahçe’miz, Beşiktaş’ımız; Türkiye’nin 3 Büyükleri?..
Her sezon aynı soruyu sormaya da bizleri abone ettiler; “Onlarca milyon avrolar ödenerek transfer edilen ‘yıldız ötesi’ futbolcuların bile yer aldığı takımlarla, neden ‘Edirne’den öte’ yokuz?..
Hey gidi hey; bir zamanlar UEFA Kupası’nı kazanıp, UEFA Süper Kupası’nı hem de Monaco’daki maçta Real Madrid’i yenerek Türkiye’ye getiren bir Türk takımı değil miydi?..
O Galatasaray, bugün nerede?.. İşte haberin başlığı: “Avrupa’da yıkıldık: Son 20 maçta 10 yenilgi!”
İki büyüğümüzün oynadıkları 20 Avrupa maçındaki kötü performansı ve ancak 6 galibiyet çıkarmaları futbolumuz açısından yürekler acısıydı… Dört de beraberliğimiz vardı.
20 bir yana, son 10 maça bakalım: Fenerbahçe-Benfica: 0-0, Lausanne-Beşiktaş: 1-1, Panathinaikos-Samsunspor: 2-1, Başakşehir-Craiova: 1-11, Benfica-Fenerbahçe: 1-0, Beşiktaş-Lausanne: 0-1, Samsunspor-Panathinaikos: 0-0, Craiova-Başakşehir: 3-1, Eintracht Frankfurt-
Galatasaray: 5-1, Dinamo Zagreb-Fenerbahçe: 3-1.
10 maçta, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Samsunspor’un aldıkları birer beraberlik.
İzmir’deki Göztepe-Beşiktaş maçında, tribünde kavga ve işlenen cinayetten sonra “O bıçaklar, tabancalar tribüne nasıl girdi” diye yazmıştım.
Sonra, gazetelerde “tedbir alınmaya başlandığını” ve oynanan maçların “tribün kapılarında silah araması yapıldığını” okudum.
Teşekkürler, bu tedbirleri aldırmaya başlayan kamu görevlilerine, valilerimize, emniyet müdürlerimize ve elbette görevli polislerimizle, TFF başkanı ve yöneticilerimize…
Türk takımlarının Avrupa maceralarını yukarıda özetledim. Bu tablo ortada iken, Türkiye’de futbolun patronu Türkiye Futbol Federasyonu ne yapıyor?
Mesela, en başta bu acı tablonun sorumluları olan takımların hocalarını ve kulüplerinin futboldan sorumlu yöneticilerini toplayıp, ‘futbolumuzdaki gerilemenin sebepleri’ ve de ‘bu gidişin önlenmesi için nelerin yapılması gerektiği’ üzerindeki görüşlerini almıyor?..
Öcal Uluç'un önceki yazıları...