İki kelime" ile "utanç verici!.." Ben Galatasaray Başkanı olsam, "maç biter bitmez" Bülent Korkmaz'ı kapının önüne koyardım!.. "Kewell gibi" bir oyuncuyu "90+1'de oyuna sokuyor"; tam bir liderlik-teknik adamlık skandalı!.. Neymiş; "Kimse Galatasaray'dan büyük değilmiş ve kim olursa olsun her oyuncu maçın hangi dakikasında olursa olsun, oyuna girebilirmiş, Serkan Kurtuluş ile Kewell'ın farkı yokmuş!.." Galatasaray'ın hocası, psikolojiden, sosyolojiden, pedagojiden "bihaber" olduğunu gösterdiği gibi, "futbolculuk hayatında bilinçaltında biriktirdiği" doğru dürüst "teknik ve yıldız futbolcu olamama ezikliğini", teknik adamlığında ortalığa döktüğü "benlik" sendromu ile yaşıyor!.. Memleketinin gazetelerinde, "Türkiye'yi, Galatasaray'ı, Galatasaray futbol takımının oyuncularını yere göğe koyamayan" dünyaca ünlü bir "büyük" futbolcuya reva gördüğü "kabul edilemez" uygulamaya bakın siz!.. Düşünüyorum acaba, "Galatasaray'daki futbolcu arkadaşlarımın hepsi Premier Lig'de oynar" diyen Kewell'a yapılan "bu aşağılamanın sebebi", onun "Hocamız da Premier Lig'in her takımına hocalık edebilir" dememesi mi?!.. "Galatasaray büyük kulüp" bahanesinin arkasına saklanmak, ne kadar da yakışıyor Bülent Korkmaz'a!.. Hâlâ "bazı" arkadaşlarımız, "Bülent Korkmaz'a haksızlık ediliyor, bir yıl daha kalmalı" gibi şeyler söyleyip duruyorlar; vah ki, ne vah!.. "Feldkamp'ın kompleksinden, Korkmaz'ın kompleksine"; işte Galatasaray'ın iki yıldır yaşadığı en büyük sorun ve dram bu!.. Aslında "bir adım daha atayım"; Türkiye Süper Ligi'nde "futbol kalitesinin yıllardır bir arpa boyu ileri gitmemesinin", hatta "bu sezon daha da gerilemesinin" ana sebebini yazayım; teknik direktörler!.. Kimse, kızmasın gücenmesin; "Edirne'den öteye takım çalıştıracak" kaç tane teknik adamımız var?.. Yıllardır "bir-iki yabancı hariç", yerlisiyle, yabancısıyla "hep aynı isimler arasında dönüp duruyoruz" ve de "bu yüzden futbolumuzda en ufak bir gelişme yok!.." "Bir sezon öncesinin 'batırıcısı' olarak kapının önüne konulan teknik adamların, bir sezon sonrasında 'kurtarıcı' olarak yalvar yakar omuzlarda iş başına getirildiği" bir sürecin, Türk Futbolu'nun gelişmesine katkıda bulunması mümkün mü?.. "3-5 maç kazanınca göklere çıkardığımız" teknik adamlarla, Türk Futbolu'nun gelebileceği durak, işte bugünkü "futbol fakirliğidir!.." Aslında, çok açık söylüyorum; "Türk futbolcusu, bugün, Türk teknik adamından daha ilerdedir" ve "daha iyi hocalara lâyıktır!.." Ne yazık ki, "hocalarla aynı ayar ve kafadaki yöneticiler", bu "açık" gerçeği görememekte, Türk futbolunu ve futbolcusunu "Avrupa'nın üst sıralarına taşıyacak" hocalar yerine "ellerinin altında olacak" hocaları tercih etmektedirler!.. Bugünün Aykut Kocaman'ları, Bülent Uygun'ları, Bülent Korkmaz'ları ile "abartılı" bir şekilde övünmek, Türk futboluna "sıçrama yaptırmaz"; ancak yerinde saydırır!.. Nitekim de saydırıyor!.. Milli Takımımız ve en büyük ekiplerimiz de dahil, Dünya ve Avrupa Kupaları'nda görüntümüz, dahası, ligdeki "futbol kalitemiz" ortada!.. Bu tablonun baş sorumluları, ülkemizdeki teknik adamlardır, yöneticilerdir; kimse bana "pembe pembe" mavallar okumasın!..