Bozuk düzenin kahramanları!.. Bozuk düzenin insanları... Bozuk düzenin kralları, imparatorları... Elbette ki "yanlış yapacaklar, hata yapacaklar, yanlış konuşacaklar, hatalı konuşacaklar!." Amma... "Yanlışları, hataları" söylenince; "haklı eleştiriler" ilk karşılaşınca, öfkelenmeyecekler, "ağız bozmayacaklar", söyleyenleri, uyaranları tehdit etmeyecekler, yandaşlarına "küfürler ettirmeyecekler", hatta yumruklattırmayacaklar!.. Yooo... "Abartmıyorum", bugüne kadar olanları yazıyorum. Gördüklerimi, bildiklerimi yazıyorum! Bakınız, "doping cezalısı olan" bir sporcuyu "Avrupa maçlarında oynatmak isteyen ama gerekli izni alamayan" bir hoca, bu defa "Ben dediğimi yaptırırım" edasında, "manevi değeri çok büyük olan bir başka maçta" aynı oyuncuyu oynatmak için "fırsat kolluyor ve buluyor!.." Onun için "spor, spor ahlâkı, prensip" önemli değil!.. Kendini göstersin, kendini tatmin etsin, gerisi ne olursa olsun!.. "Hasan Şaş, PAOK maçında oynasa ne yazar, oynamasa ne yazar!.." Ama, hoca övünecek; "İşte ben istedim mi oynatırım!.." Ya, Oktay''ı istemesi?.. "Böyle" bir futbolcunun Galatasaray''da işi ne? Hadi, "Hocaya göre işi var" diyelim, peki ama "Neden Beşiktaş''tan alınmıyor da, Oktay Jetpa''ya gittikten sonra talip olunuyor?" Yoksa, "Beşiktaş değil, Jetpa kazansın" mı isteniyor? Fenerbahçe''nin, Beşiktaş''ın "bulaştığı" Jetpa işine, "Galatasaray''ın da bulaşması" sağlanarak, "üç büyükler halkasının tamamlanmasına mı" özen gösteriliyor? Galatasaray gibi bir büyük kulübün, bir büyük camianın "hakkında bin türlü iddia" olan ve bu iddiaların "asılsız olduğu" ispat edilmemişken, Jetpa ile "iş ilişkisine girmesinin" anlamı ne? Eğer, Terim "Oktay''ı gerçekten istiyor idiyse" ve "Galatasaray''a gerçekten lâzımsa", doğru olanı "gidilip Beşiktaş''tan alınması" değil midir? Hoca, ne yapmak istiyor, neden istiyor? "Haberler doğru değilse", neden pek meraklı olduğu "yalanlama hakkını kullanmıyor?" Ya, "koca" Fenerbahçe''nin "tam yetkili futbol sorumlusu" Rıdvan''ın söylediği şu söze ne demeli: "Defolup giderim!." Yooo!. Sen Rıdvan Dilmen olarak "defolup giderim" diyebilirsin, buna kimse karışamaz!. Amma... Bilesin ki, "Fenerbahçe''nin tam yetkili futbol sorumlusu" olan kişi "defolup gitmez!." O, sadece ve sadece "sorumluluğunun gereğini yerine getirir"; yani "gerektiğinde istifa eder" ve gider!. Rıdvan Dilmen''in "Fenerbahçe futbol sorumlusu için" kalkıp da "defolup gider" demeye hakkı yoktur, olamaz!. Ya, "koskoca" Trabzonspor''un "tecrübeli" ve anlı-şanlı hocası Ahmet Suat Özyazıcı''nın "futbolda her devreye puan verilmesi" önerisi?.. "Futbolu bilenleri" bir yana bıraktım, "bilmiyenleri bile" kahkahalarla güldürecek "bu öneri", bence "FIFA''ya yapılmamalı", bir "Temel fıkrası" olarak "Temel fıkraları" kitabına hediye edilmeliydi!. Ama, burası Türkiye... "Üç büyük kulübümüzün" şöyle ya da böyle "üç büyük sorumlusunun" son günlerdeki "tutumlarından bir demeti", bu yazımda okuyucularıma sundum! Spor medyamız "çok daha önemli meseleler peşinde olduğu için", böylesine "küçük ve önemsiz ayrıntılar üzerinde durmuyor!." Durmamakta da haklı!. Hem canım, bir başka "önemsiz ve ufak ayrıntı" daha varmış, kimin umurunda!. "UEFA, Avrupa''nın en iyi 10 teknik adamını seçip, açıklamış!. Aralarında bizim kuyruğuna teneke bağladığımız Toshack da var!." Hadi canım, bu UEFA''dakiler de "futboldan ne anlar?." Toshack bu!. Herhalde "seçici kurula" birer ziyaret çekip, "kendisini listeye aldırıvermiştir!." "Eğer gerçek (!) böyle ise" acaba "Toshack bunu nerede öğrendi" dersiniz?

