Feldkamp "gene" yapacağını yaptı ve açıkça görülüyor ki; kaçtı! "Gitmesi için" bir kısım yöneticinin ve medyanın "herşeyi yaptığı" Toshack''a karşılık, "ağzının içine bakılan ve nerede ise bir dediği iki yapılmayan" Feldkamp''ın "bu ayak oyununa", bilmem ki "Toshack düşmanları ve Feldkamp sevdalıları" ne diyecekler? Geçen yıl, "beğenmediği ve yerden yere vurduğu" Toshack''ın mirası ile "ligi ikinci bitiren ve Şampiyonlar Ligi ön elemelerine katılma hakkını elde eden" Feldkamp''ın, "Toshack''ın yaptıklarını tamamen yıkarak, yerine Feldkamp yapılanmasını sağlamak üzere" çıktığı yolda "yarışı terketmesi", Beşiktaş''a pahalıya mal olacak! "Kendi ülkelerinin milli takımlarında doğrudan oynayan" Toshack''ın yabancılarını kapıya koyup, "sıradan Alman futbolcuları İstanbul''a taşıyan" Feldkamp bile anlamış olmalı ki, "bu işi başaramayacak", yıllar öncesinin "kalp bahanesine sarılıp" kaçmayı yeğleyiverdi! Kendisine hayırlı olsun! Bence, "gene" de iyi oldu; hiç olmazsa Beşiktaş yönetimine "mevsim başında" tedbir alma ve "iyi bir hoca bulma" imkanı verdi! Bu işi, "Şampiyonlar Ligi ön elemelerinde ve ligin ilk maçlarında gelecek başarısız sonuçlardan sonra" da yapabilirdi ve "tedbir alma imkanı" da çok gecikmiş olurdu! "Feldkamp, Toshack''tan iyidir" diyerek, davul-zurna çalanlara sormak gerek: Şimdi bir bakınız Toshack nerede, Feldkamp nerede? Sonra da, "futbol bilginizi" yeniden bir tartıya koyunuz; acaba gerçekten "bu işten iyi anlıyor musunuz?" "Çok yıllar öncesinde, yani zaman tüneline kalmış" bir Feldkamp''ı, Toshack''ın önüne koymaya çalışanlara, "herhalde" Real Madrid''in başındaki Toshack kahkahalarla gülüyordur; buna sen ne dersin acaba sevgili Erman Toroğlu? Beşiktaş''ın mevsim başı "Feldkamp perişanlığının yanında", Trabzonspor''daki "yönetim perişanlığı" ve "Peruggia yenilgisi" bilmem ki, Mehmet Ali Yılmaz hayranlarına ne anlatıyor? Çok değil bir ay önce yazmıştım; "Abartmalara, şişirmelere, masallara kimse kanmasın! İşin ne olup olmadığı İnter Toto Kupası''nın ilerleyen turlarında ortaya çıkacaktır" diye... Yanılmışım... "İlerleyen turlarında değil", daha ilk turda "takke düştü, kel göründü!." Hey gidi hey... Kendi evinde Liverpool''ları, İnter''leri, Barcelona''ları deviren Trabzonspor, Peruggia gibi "İtalya''da esamisi okunmayan bir takıma" Avni Aker''de yeniliyor; bakıyorsunuz "ümit verdi" ninnileri söyleniyor!. Ne ümidi verdi, neyin ümidini verdi? "Kendisi bile teknik direktörlük yapacağından ümidini kesmiş" ve bu yüzden "seminerlere, kurslara gitmemiş", teknik direktörlük yapma vizesini alma hakkını kaybetmiş Ahmet Suat Özyazıcı''nın "zaman tünelinde kalan 8 defans adamı oynatma taktiği ile" sahaya sürülen Trabzonspor, söyler misiniz bana neyin ümidini verebilir? "8 defans adamına rağmen" rakibe "6 gollük bir galibiyete ulaşacak kadar gol fırsatı veren" Trabzonspor neyin ümidinin peşinde olabilir? "Gerçekler söylenmeye söylenmeye" ve de hatta "saklana saklana", göz boyamacıların çabalarıyla bu hale gelmedi mi, getirilmedi mi, Trabzonspor? Kimse kendini aldatmasın ve "istifa eden" yönetici Hüsnü Hayali''nin "hazmedilmesi çok güç olan" açıklamalarını, suçlamalarını okuyup, "iyi" anlasın!. "Böyle bir yönetimle", Trabzonspor "nereye kadar gider", bu soruya da "cevap bulsun!." "Doğruları yazanları tehdit etmekle", onlara "küfür ve hakaret yağdırmakla" Trabzonspor gemisi yürümez!. Trabzon gemisini "çağdaş ve aklı başında bir yönetim" yürütebilir. Bunu "başarabilecekse" Mehmet Ali Yılmaz yapsın; alkışlarız! Yapamayacaksa, bırakıp gitsin ve "yapabileceklerin yolunu açsın!" Gene alkışlarız! Ama "hem yapmayacaksın, hem de yapabileceklerin yolunu kapatacaksın", işte "karşı çıktığımız, eleştirdiğimiz" mesele budur! Ve bu mesele halledilmedikçe, Trabzonspor''da işler düzelmeyecek, "perişanlık" devam edecektir!. "Ümitli yenilgiye ve başlangıca" rağmen!..

