Seviye!..

Kahkahalarla güldüm!.. Ramazan gecelerinin eğlencelerinden olan "Karagöz" mü desem, "Orta oyunu" mu desem, işte öylelerinden biri, daha "mübarek" Ramazan''ın ilk sahuruna kalkılmadan, Çarşamba gecesi Show TV ekranlarında sahnelendi!. Sağolasın Reha Muhtar!. Yalnız anlamadığım bir şey vardı; "Deniz Gökçe ile Erman Toroğlu''nun bu oyunun içinde ne işleri vardı?" Reha Muhtar - Ali Şen - Sergen, tıpatıp "tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş" misali böyle bir "oyuna" elhâk çok uygun düşmüşlerdir. Kanımca, Gökçe de, Toroğlu da "bu oyuna katılmakta" yanlış yaptılar; "kendilerine yazık ettiler!" Reha Muhtar, "sporda, hatta spor dışında gündemin başına oturan" Sergen''in "Fenerbahçe''den atılışının" sözüm ona "içyüzünü ortaya koymak" istiyordu!. Ama, görüldü ki, "o konu pek umurunda değil!." Onun niyeti, "her zaman olduğu gibi" programına katılanları "birbiriyle kavga ettirmekti!." Bunda da, Ali Şen''in, Erman Toroğlu''na "Eyyamcı" diyerek başlattığı polemiğin büyümesiyle, çok ama çok başarılı oldu! Ali Şen''den "cesaret alan" Sergen de, "aynı üslüp ile" Toroğlu''na ve Gökçe''ye cevap vermeye ve "nerede ise" onları "fırçalamaya kalkınca," Reha Muhtar''ın "memnuniyetinden" bir kalkıp "şıkır şıkır oynamadığı kaldı!." "Düşüncelerini söylemeye çalışan" Deniz Gökçe''yi susturma ve "lâflarını ağzında bırakma" tarzı, Reha Muhtar''ın niyetini açık seçik gösteriyordu! Konuşmacılar, Ali Şen''in "Oğuz''u F.Bahçe''den atışı ile, Aziz Yıldırım''ın Sergen''i atışı arasında parelellik kurarak" konuya "başka bir pencere açarken," araya girip "Bizim meselemiz Oğuz değil" diyen Muhtar, iş Ali Şen''in Toroğlu''na "Eyyamcı" demesine gelince, Toroğlu''na dönüp "Bak... Bak sana eyyamcı diyor, ne diyorsun?" diye müşteri kızıştırmakta bir mahsur görmüyordu!. Hele hele, Ali Şen''den "fırçayı yiyince," adeta süt dökmüş kedi gibi, "Sayın başkanım... Sayın başkanım.." demeye başlaması, kendisini "ekranların en cesur ve en lâfını sakınmaz adamı" diye lânse eden Reha Muhtar''a doğrusu "hiç de yakışmadı!." "İnfaz etmeye karar verdiklerine" ekranlarda söylemediğini bırakmayan Muhtar''ın bu tavrına doğrusu ya hem güldüm, hem de üzüldüm! Üzüldüğüm bir başka görüntü de, Toroğlu''nun "kendisini eyyamcının şahı ilân eden" Ali Şen''e "hakettiği cevabı verememesiydi!." "İlk şaşkınlık geçtikten sonra," biraz açıldı ama, "iş işten geçmiş," Ali Şen "arkaya dolanıp, birkaç defa bastırdığı için," galibiyeti "sayı ile de olsa" çoktan alıp gitmişti! Çelişkiler içinde, adeta "ne söylediğini, ne söyleyeceğini bilmeden" kendini haklı çıkarmaya çalışan Sergen''in, Ali Şen, Toroğlu''nu eyyamcılıkla suçlarken "kıkır kıkır gülmesi" ve Reha Muhtar''ın olayı seyretmesi de, doğrusu ya, hem Toroğlu''na, hem Gökçe''ye ve hem de "herkese," her davet edilişte "ekrana koşmamayı öğretecek" cinstendi! Programda "doğru konuşanlar" sadece ve sadece Toroğlu ve Gökçe idi! Ama, "galip çıkanlar", maalesef "demogoji yapanlar ve ondan da öte "kişiliklere saldırıya geçenler" oldu! Reha Muhtar da, muradına erdi! Aziz Yıldırım''ı "bu orta oyununa katılmadığı için" kutlarım!