Yıllar önceydi!. Mustafa Denizli ile, "Gelişim Spor Dergisi" için bir röportaj yapıyordum!. Demişti ki: "Bir Türk takımını Avrupa ya da Dünya Kupası finallerinde oynatmadan bu işi bırakmam. Galatasaray''ın Şampiyon Kulüpler Turnuvası''nda yarı final oynaması büyük başarıdır ama yarım kalmış bir başarıdır. Göreceksin, büyük bir finalde oynayacak olan bir Türk takımının başında olacağım!." Ve Mustafa Denizli, sözünü tuttu!. Türk Milli Takımı''nın başında, "Avrupa Şampiyonası finallerinin yolunu tuttu!." Mustafa Hocam yolun açık olsun!. İrlanda''daki İrlanda maçı öncesinde, "İstanbul''da karşılaştığımızda", yıllar öncesi "verdiği sözü hatırlattığımda" gülmüştü!. Gözlerinin içinde "inancını" okumuştum; "Göreceksin, bu defa olacak!." Aslında, Denizli "bu hedefe, bu başarıya" çok önce ulaşmalıydı!. "Sahamızdaki şanssız bir Belçika mağlûbiyeti", onu "Dünya Şampiyonası finallerinden döndürmüştü!." Hem de, "finallere giden" Hollanda''yı "bir yenip, bir berabere kaldığı halde!." Tıpkı "bu defa", grubumuzda "lider olup" final vizesini alan "Almanya''yı bir yenip, bir berabere kaldığı gibi!." İşte "kafamdaki inancı" delmeye çalışan "kuşkunun sebebi, bu garip benzerlikti!." Ne var ki, Denizli de, talebeleri de "İrlanda''daki maçın aksine" Çarşamba gecesi Bursa''da "kendilerinden beklediğimiz futbolu oynayarak" dosta düşmana "finali hak edenin Türkiye olduğunu" ispat ettiler! İrlanda''daki maçta, "İrlandalılar şanssızlıkları ve Rüştü''nün büyük oyunu ile" kazandıkları maçı, hem de "aptalca bir penaltı ile" berabere bitirdiler! Ne var ki, "o maçta biz de 3 net gol pozisyonuna girmiştik!." Bursa maçında ise, "hele ikinci yarıda yapılan akıl dolu değişiklikten sonra" İrlanda "3-4 farklı bir mağlubiyetle yolcu edilse", buna kimsenin itirazı olamazdı! Adamlar, son 6-7 dakikalık "doldur-boşalt hariç", kalemize "tehlikeli tek akın yapamadılar"; değil ki "net gol pozisyonuna girmek!." Bence maçın "en büyük adamı" Rüştü sakatlanınca "kalemize geçen" Engin''di!. "Denizli, neden 40''ına merdiven dayamış Engin''i alıyor da, onun yerine gencecik Fevzi''yi almıyor" diyenlere, "en iyi cevabı" Bursa''da Engin verdi!. "Böyle kritik maçlarda", böyle "stres dolu maçlarda", kalenizde "tecrübe yoksa", işte olacağını daha "dün gibi kısa bir süre önce", Galatasaray - Chelsea maçında yaşamıştık! İngiltere''deki maçta "Taffarel''in kırmızı kart görmesiyle" oyuna giren "genç Mehmet" harika kurtarışlarla "herkesi şaşkına çevirmişti" ama, İstanbul''da "öyle komik goller yedi" ki, 5-0''lık hezimetin başrolüne soyunuverdi! Bursa''da ise "40''ına merdiven dayamış" Engin, "neden Fevzi değil de o çağrıldı? Denizli taraf tutuyor" diyenleri "öyle bir mahçup etti" ki, sormayın gitsin! Fevzi elbette "yarınlarda" hak ettiği kaleyi, Rüştü''lerden, Engin''lerden devralacak!. Ama sabırlı olmak gerek!. Maçın diğer iyileri arasında özellikle "Alpay''ı, Okan''ı, Abdullah''ı, Arif''i ve Hakan''ı yazmam gerek!. Tabii en başa da Ali Eren''i koyarak!." "Diğerleri" de, "maçın hakkını verdiler!. Final için herşeylerini verdiler"; maçta "en soluk adamımız olan" Tayfun bile!. Hepsini "sevgiyle ve coşkuyla kucaklıyorum!." Tabii "en başta" da, "böyle bir başarıyı çoktan haketmiş olan" Mustafa Denizli''yi!. Şimdi sıra finallerde!. Terim''in takımı "finallerde bir gol atamamış, bir puan alamamıştı!" "Bunu söyledik ve yazdık" diye, "Terim düşmanı" ilân edilmiştik! Denizli de "benzer bir tablo ile dönerse", elbette "bugün onu nasıl alkışlıyorsak", o gün de "aynı ölçüde eleştireceğiz!." Ama, inanıyorum ki, "Denizli ve talebeleri", finallerde de "büyük işler yapacaklar!." Yeter ki, Denizli... Yooo, bu yazımda "bu konuya girmeyeceğim!." Onu "yarına, Uluçmarket''e bıraktım!." "Yeter ki..."yi yarın yazacağım!. Maçla ilgili son sözlerim, hakem konusunda!. "Fransız hakemi, geçmişteki bazı kararları sebebiyle" kuşkuyla karşılayanlar ve "başımıza çorap örebilir" diyenler, herhalde "gene" utanmışlardır ve "vicdanları" sızlamıştır!. Galatasaray maçları, A ve Ümit karşılaşmaları gösterdi ki, "UEFA Türk takımlarına çok iyi hakemler veriyor" ve "bu hakemler de zaman zaman hatalı düdükler çalsalar" bile, "bunda art niyetleri yok" ve 90''ar dakikalarda "tarafsızlıkları, dürüstlüklerini, adaletli tutumları" ile pırıl pırıl parlıyorlar!.. Ve "Sezar''ın hakkı Sezar''a!." Bunda da "bugüne kadar çok ağır eleştiriler yönelttiğim" Şenes Erzik''in büyük payı var! Demek ki "istenince" ve "ilgilenince" oluyormuş... Ona da "kucak dolusu" teşekkürler!. Sadece "benden değil!." Bütün bir Türkiye''den!..

