Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, gelecek hafta bugün Ankara''da "Spor Şurası"nı topluyor!. Şura''da, "ön komisyonlar kurularak" hazırlanan "Spor Kulüpleri Kanunu taslağı", "Sporda Sponsorluk Uygulamaları ve Yasa Tasarası", "Eğitim ve öğretim kurumlarında spor ve spor teşkilatı ilişkileri" ve de "Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı''nda öngörülecek hedef, ilke ve politikalar" konularında görüşmeler, değerlendirmeler yapılacak, tavsiye kararları alınacak. 45 yıllık spor yazarlığı hayatımda "birçok spor şurası" gördüm, izledim, üye olarak katıldım. Elbette, "bu şuralarda birçok değerli düşünce, görüş, proje, teklif görüşüldü", elbette "çok değerli tavsiye kararları alındı", ama "maalesef" diyorum; "Bunların büyük çoğunluğu" hayata geçirilemedi! "Bazı şuralar", adeta "kongre eğleniyor" havası içinde tamamlandı ve bu şuraların raporları, kitapçıkları, teşkilâtın tozlu raflarında kaldı, kimbilir belki bazılarının belgeleri bile "SEKA fabrikalarında" kağıt oldu, karton oldu!. Bu defa ne olacak? Temenni ederim ki, "Fikret Ünlü''nün öncülük ettiği" bu şura "eskilere benzemesin" ve "Türk sporunu yeniden yapılandıracak, çağdaş uygulamalar" hayata geçirilebilsin! Ayrıca, "Şura''ya üye olarak beni de çağırmak lütfûnda bulunan" sayın Bakan''a ve genel müdürlük yetkililerine teşekkür ederim. Ne var ki, "bazı sağlık sorunları sebebiyle" Şura''ya katılmayacağım. Şura ön komisyonların raporları ve "hukuki düzenlemelerin taslaklarının bulunduğu kitapçık" elime "yeni geçtiği için", tam olarak inceleyemedim. Sanıyorum, "Cumartesi günkü Uluçmarket''e kadar inceleme imkanı bulacağım" ve "marketimde" bu konulardaki görüşelerimi "geniş olarak" yazacağım! Ancak, "kitapçıkta yaptığım bir ufuk turunda" gözüme "hemen çarpan" bazı konuları "hemen yazmak" gereğini duydum! Mesela.. Mesela..."Spor Kulüpleri Kanun Taslağı" beni "hiç ama hiç tatmin etmedi!" Spor kulüplerini "Dernekler Kanunu kapsamından çıkarıp, sadece kendilerine ait bir kanunun kapsamına sokan taslak", açıkça ve samimi olarak ifade etmem gerekirse, "Yeni bir Dernekler Kanunu olmaktan öteye gidememiş!." Yani, "şekilde bazı değişiklikler var, usûle dönük yenileştirmeler var" ama işin asıl "ruhu ve esası ile ilgili" köklü düzenlemeler ve değişiklikler yok!. Durum şu ki, "Spor Kulüpleri Kanunu", spor kulüplerimizin "anayasası olacak!." "Bu anayasaya göre", kulüpler "kendi kanunlarını" yani "kendi tüzüklerini" yapacak! "Anayasa çağdaş, günün gelişmelerine uygun ve yarınlara dönük bu yeniden yapılanmayı getirmezse" ve "Dernekler Kanunu gibi her tarafa çekilen hükümler içerirse, bir çok açık kapı bırakıp, yönetimlerin bu açık kapıları kendi isteklerine göre kullanmalarının önüne geçilmezse", açıkça yazmam gerekiyor; "Pek bir işe yaramayacak ve çok şey değiştirmeyecektir! Tıpkı "Anayasamızın açık bıraktığı kapılardan", istedikleri gibi yararlanan siyasi partilerimizin, liderlerimizin yaptıkları gibi!. "Kendi tüzüklerini" hatta "kendi tüzükleri gibi kabul ettikleri" siyasi partiler ve seçim yasalarını, "Anayasa''nın bıraktığı açık kapılardan yararlanarak" istedikleri gibi "eğip, büken, değiştiren" siyasi partilerimizin "hatta rejimimizi hangi noktalara getirdikleri" ortada değil mi? "Hazırlanan taslakta", kulüp yönetimlerine ve yöneticilerine dönük "ciddi hiçbir yeni hüküm" yok!. Yani gene "bir saat önce kulübe üye olup" bir saat sonra "başkan olabilmek serbest!." Kulüplerin "gelir-gider dengeleri ile ilgili" hiçbir "ciddi hüküm yok!." Yani, bir başkan, bir yönetim "geliri bir lira olan bir kulübü, 1 trilyon lira borç altına sokabilir" ve "Ali''nin külâhını Veli''ye, Veli''nin külâhını Ali''ye giydiren Ali Cengiz oyunları ile kulübü batırabilir" ve herkes seyreder; dünlerden bugünlere gelen "bu çarpık sistem" yarınlarda da devam edecektir! Kanunda "tık yok!." Tüzüklerde, "Divan Kurullarıyla ilgili sınırlayıcı maddeleri zorunluluk haline getirecek hükümler", kanun taslağında yer almamış!. "Genel Kurulun yetkilerini adeta devralmış gibi görünen" Divan Kurulları, bazı kulüplerde "yönetimlerce istenildiği gibi kullanılıyor", böyle giderse kullanılmaya da devam edecek ama "bu çarpık düzen nasıl değiştirilecek" bakan da yok, bilen de!. Mesela bugünlerde "Trabzonspor''da oynanan komediyi ve benzerlerini önleyici" amir hükümler de kanun taslağında bulunmuyor! "Kongre kararı alınıyor", gerekli işlemler yapılıyor, yetkili mercilere bildiriyor, gazetelerde ilân ediliyor!. Aaa, bakıyorsunuz "istifa etmiş ve kongre kararı almış koca koca adamlar", ters yüzü dönüp "kongreyi iptal ediyor" ve "biz göreve devam ediyoruz" diyorlar, diyebiliyorlar!. Amma velâkin "istifalarını geri almak isteyen" bazı yöneticilere "olmaaaz, sizin istifalarınız geçerli" diyebiliyorlar!. "Bunlar nasıl önlenecek?" Yooo, şimdi birileri çıkıp da, "Efendim, bunları kanuna nasıl koyarız? O zaman bu kanun çok detaylı olur!. Bunlar daha sonra bu kanuna dayalı olarak çıkarılacak yönetmeliklerle önlenebilir" demesin!. "O yönetmelikler çıkmaz, çıksa da uygulanmaz", zira "çıkıp da uygulanmayan" hele hele "profesyonel şubesi olan kulüpler muhatap olursa" hatta "hiç yokmuş farzedilen" öyle yönetmelik maddeleri var ki; "detay gibi görünse" de, "önemli her hususun" Anayasa''ya, pardon "bu kanuna konulması gerek!." Kanunlar uygulanmak zorundadır, Anayasa''lar "her zaman göz önündedir" ama yönetmelikler, tüzükler herkes tarafından, her zaman "paspas edilebilir", nitekim de ediliyor!. Ya 57. maddedeki "çok önemli açık kapı?." "Aksine faaliyet gösterenler hakkında Cumhuriyet Savcılığı''na suç duyurusunda bulunulur. Bu durumda ilgililer hakkında mahkemelerce kesin bir karar verilinceye kadar, ilgili valilikçe adı geçen kuruluşların çalışmaları durdurulur." Bu nasıl bir anlayıştır? "Mahkemeler kesin kararı verdi" ve "kulüp ilgilileri suçsuz bulundu", ne olacak? "Faaliyeti durdurulan" yani "liglerde takımları hükmen mağlûbiyetler alan, kümeler düşürülen" kulüpler ne yapacak? Anayasa Mahkemesi''nin "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından, Fazilet Partisi''nin seçimlere sokulmaması için yaptığı müracaatı" hangi gerekçelerle "kabul etmediği" ortada iken, bu kanunun "bu maddesi" hangi "hukuki temele dayanıyor?" Üstelik, "taslakta" çok ama çok "münakaşalı" bir ibare var: "Cumhuriyet Savcılığı''na suç duyurusunda bulunulur." Kim tarafından?.. Yarın "şampiyonluk yarışındaki kulüpler" birbirleri için "suç duyurusunda bulunmaya başlarlarsa" ne olacak? Özellikle.. Özellikle.."Doğu''da.. Güneydoğu''da..." Daha.. Daha var ama, "Ufuk turu yazısı, çok uzadı!." Devamı Cumartesi''ye... Ama yine de, "Şura ileri bir adım.. Ciddi bir adım.." Düşünenleri ve organize edenleri kutlarım!
ÖNE ÇIKANLAR