İyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş derler ya... Geçtiğimiz hafta üst düzey bir emniyet müdürü ile bir çay bahçesinde karşılaştık sohbet ediyoruz. Kendisi resmi kıyafetli. Önemli bir görevi var. Hakemlerden konu açılınca içini döktü. Emniyet Müdürü diyor ki; "İstanbul'da büyük maçlara gelen hakemleri otelden alıyoruz. Stada ve oradan da havaalanına bırakıyoruz. Geçen büyük bir maç vardı İstanbul'da. Bu maçın hakem triosu için kaldıkları ..... Otel'e gittim. Bahçede oturuyorlar. Sandalyede kaykılan bir hakem. Ben resmiyim. Kendilerini almaya geldiğimizi söyledim. İstifini hiç bozmadı. Ben 'bekleyin' diye bir sonuç çıkardım. Konuşmaya dahi üşeniyordu. Telefon numarasını verip, dışarı çıktım bekledim. Stada götürdüm. Dönüşte bir hasta ziyareti yapmak istediğini söyledi. Bu defa da olmaz ancak havaalanına bırakabilirim" dedim. Sayın Müdür'e, "Hiç merak etmeyin Sayın MHK Başkanı Mustafa Çulcu'ya bu konuyu iletirim. Kendisi hassastır, gereken uyarıyı mutlaka yapar" dedim. Sayın Çulcu burada çıkan yazıların sıkı takipçisi. Hakem arkadaş şunu unutmamalı. Sizi almaya gelen sıradan bir polis ekibi değil. Üst düzey bir müdür. Emrinde 350 - 400 polis var. Belki geleceğin bir il emniyet müdürü ya da valisi. Bunu resmi kıyafetten anlamanız gerekirdi. > Talimatlar ve tüyolar Süper Lig gözlemci sayısı şu anda 31 civarında. Yüzde 20'si düşüyor. Kaldı 25. 9 tane bölge birincisi, 9 tane GTK üyesi, isterlerse 9 tane de MHK üyesi ilave olabilir. Rakam 50'yi bulacak gibi. 250 civarındaki klasman gözlemcisinin 50 tanesi düşüyor. Yerine 50 ilave olacak. Maç sayıları çok önemli. Zaten GTK da maç vererek şekil vermeye çalışıyor. Talimatlar böyle diyor. Federasyon Başkanı dilediği kadar, dilediği özellikte kişiyi de gözlemci yapma yetkisine sahip. Süper Lig hakemliğini bırakan bir kişi ara verirse hemen gözlemci olamıyor. Ara veren 1 yıl il gözlemciliği yapmak mecburiyetinde. Ama başkan, sürpriz isimleri gözlemci kadrosuna alabilir. Herkes hazırlıklı olsun. > Şeffaflık Ufuk Özerten MHK'si yapılan klasman sınav sonuçlarını dedikodulara mahal vermemek, 'sonuçlarla oynanıyor' yaygarasına fırsat vermemek için bir ilki gerçekleştirerek, talimatların da emrettiği şekilde derneğin resmi sitesinden bütün sonuçları (yazılı, yabancı dil, gözlemci not ortalamaları, yaş, tahsil, görev puanları gibi bütün değerleri) ortaya koymuştu. Sayın Çulcu camiayı dedikodulardan uzak tutmak için aynısını yapacağınızdan, camianın güvenini kazanmak için başka bir yolu denemeyeğinizden eminim. Kurulunuza güveniyoruz. > Normal mi sizce? Lig bitti, GTK seminer yapmaya başladı. 4 aydır görevdeler, seminer yapmak için ligin bitmesini beklemişler sanki. Bazı GTK üyeleri seminerlerde Hilmi Ok'u övmekten eğitim vermeye fırsat bulamıyor. Üyeliklerini borçlu oldukları insana ahde vefa örneği veriyorlar olsa gerek. Bazıları rüyasında göremediği kurul üyeliğini kaptı ya... Hilmi Ok, önceki gün İstanbul'da verdiği seminerde hakemlere gereken eğitimin yapılmadığından şikayet ediyor: "Hakemlere ofsaytı kim anlatacak?" diye de soruyor. Beşiktaş-Sivas maçında Beşiktaş'ın yediği ofsayt golü anlatıyor. Bu maçtaki yardımcı hakemin aynı olan iki pozisyona farklı bayrak kaldırdığına dikkat çekiyor. Golün ofsayt olduğunu söylüyor. Seminer gözlemcileri bayağı bir bilgilendirmiş. Hocam iyi de lig bitti. Hilmi hocam belirli kişilerden oluşan bir ekip kuracağını ve bunların eğitim vereceğini söylüyor. 40 yıldır işin içinde olan herkese bir şekilde emeği geçmiş olan Hilmi Ok'un şu cümleleri çok çarpıcı: "Beni kim arabasıyla getirdi götürdü ise ya da kandilde bayramda aradıysa onlar maç aldı. Onlar terfi edecek. Onlar maça gidecek. Sistem yok." Hilmi hocam böyle şey olur mu demek istiyor? Olmaz, olmamalı değerli hocam. Ama sizin de içinde olduğunuz 40 yıllık sistem böyle işliyor. Son bir not. İstanbul'un gözlemci aday listesini bilmiyoruz. Muhittin Boşat'a sorsam, söylemezdi. İmtihanda herkes birbirini görecek. Öyle birbirinden değerli isimler varmış ki... > Afyon'da neler oluyor? Afyon'da İl Hakem Kurulu ve İl Gözlemci Kurulu için öyle iddialar var ki; insanın kanı donuyor. Detayları ve iddiaları bu sütunlara taşımak istemiyoruz şimdilik. Ama ciddi belgeler ulaşıyor hergün elime. Sahte diplomadan tutun da... "3 Mayıs 2006 Çarşamba günü yapılan yazılı sınavda cevap anahtarı yetkili biri tarafından birinin önüne konuyor. Adam birinci oluyor. Buna bütün hakemler şahit oluyor" iddiasına kadar... Bunların hepsi iddia, ama birileri ciddiye almalı üstüne gitmeli.