Bizim futbol uzmanları, FIFA’nın yaptığı sansürün farkına bile varamadı!

Dünya Kupası’nda Japonya - Hırvatistan son 16 turu maçı.

 

Maç 1-1 devam ediyor. Dakika (105+2)!

 

Japonya’nın 9 numaralı oyuncusu Mitoma vurdu, top ceza sahası içindeki Hırvatistan’dan 20 numaralı Gvardiol’un eline temas etti etmedi, şüphesi var. Üstelik kaleye çekilmiş bir şut!

 

Pozisyon “tek bir açıdan” verildi. Başka hiçbir açısı ekrana gelmedi. FIFA “patron benim” diyor. Başka görüntünün servisine izin vermiyor.

 

Hâlbuki 40 kamerayla çekim olan maçta yayıncı istese en az 7-8 farklı açıyı ekrana getirebilirdi.

 

1) Yayıncı kuruluşu sorgulayan olmadı.

 

2) FIFA’yı basmaya giden Japonya temsilcisi olmadı.

 

3) Pozisyon TT olmadı!

 

4) FIFA’yı istifaya çağıran olmadı.

 

5) Tribünden cep telefonuyla pozisyonu çekip servise koyan da çıkmadı. 

 

Bizim memlekette de tacı, faulü saatlerce sorgulayanlar, bu pozisyonun farkına bile varmadı.

 

Ramos mahcup etti!

 

Portekizli 21 yaşındaki Goncalo Matias Ramos, grup maçlarında on birde yer almadı. Yerinde kendisinden 16 yaş büyük Ronaldo oynamıştı. Son 16 Turu’nda İsviçre karşısında Ronaldo’nun yerine Ramos şans buldu.

 

Üç gol, bir asist yaptı!

 

Portekiz’de maçtan önce anketlerde taraftar ikiye bölünmüştü.

 

- Ronaldo oynasın diyenler…

 

- Ronaldo takımın temposunu düşürüyor diyenler…

 

Ve 21 yaşındaki çocuk, “Ronaldo efsanedir, o oynamalı” diyenleri fena mahcup etti.

 

Biz hâlâ 20’li yaşlarındaki oyuncuların pişmesini bekleyip duralım!

 

Bizde VAR kapalı gişe!

 

1) Katar’da hakem VAR’a çağrıldığı zaman hakemin peşine takılan bir tane oyuncu yok.

 

2) Teknik kadrolardan, yedek oyunculardan monitöre bırakın yaklaşanı, cephesini oraya çeviren bile yok.

 

Bizde hakem, VAR’a giderken oyuncular arkasında konvoy yapıyorlar.

 

Teknik kadrolar ve yedek oyuncular da hakemin ensesindeler. Beraber seyrediyorlar.

 

Sizce bir mahzuru yoksa!

 

>Sahada on bir yabancı olsun!

 

>Yabancı teknik direktör olsun!

 

> Yabancı VAR olsun!

 

> Yabancı hakem olsun!

 

> Yabancı hakem eğitimcisi olsun!

 

>Yabancı MHK Başkanı olsun!

 

>Yabancı “yayıncı kuruluş” olsun!

 

> Yabancı Millî Takım Teknik Direktörü olsun.

 

> Sadece “seyirci” yerli kalsın.

 

Bu ülkelerin ortak özelliği ne olabilir?

 

BAE, Guatemala, Cezayir, Venezuela, El Salvador, Zambia, İran, Gambia, Yeni Zelanda.

 

Hepsinin Katar’da düdük çalan hakemi var!

 

PMİK yok, adalet de yok!

 

MHK içinde hakemlerin tayinlerini yapan PMİK (Profesyonel Müsabaka İcra Kurulu) var.

 

Ancak PMİK, Süper Lig ve 1. Lig hakemlerini tayin ediyor.

 

Burada büyük ölçüde adalet sağlanıyor.

 

Gelin görün ki; 2. ve 3. Liglerde PMİK yok! Adalet de yok! Bazı bölgelerde siyah-beyaz hata yapmamış hakemlere eşit sayıda maç verilirken, bazı bölgelerde ADAMCILIK tavan yapmış.

 

Siyah-beyaz hata yapmış olsa da iki haftada bir maç almaya devam etmiş.

 

Sahipsiz olanlar da üç haftada bir maç alarak geride kalmaları sağlanmış.

 

MHK’nin amiral takımı, klasman kursuna hakem davet ederken, haksızlık yapılan bölgelerde bu durum mutlaka dikkate alınmalı.

 

Gözlemcilere gelince; iki yıl evvel klasmanlarda hakemliği bırakıp gözlemciliğe müracaat etmiş olanlar mağdur edilmemeli.

 

Yine sezon başında hakemliği bırakanlara da aynı haklar sağlanmalı. 

 

Aman dikkat!

 

MHK’lar hakemleri terfi ettirirken yanılabilirler.

 

Seçimlerinde hata olabilir.

 

Ama bir objektif ölçüm var ki; o yalan söylemez. Atletik testler!.. Dünya Kupası sonrası anlaşılan o ki; maçlar 100’lü dakikaları aşacak.

 

Kadrolar gençleşiyor; işi baştan sıkı tutmalı.

 

Atletik testler, inandırıcı olmalı. Tarafsız kişiler nezaretinde yapılmalı. İl hakem kurulları ya da benzer kişiler testlere yaklaştırılmamalı.