24 Ekim'de F.Bahçe-G.Saray derbisi var. "Bu maçı hangi hakemimiz yönetebilir?" sorusu bu hafta sonundan itibaren sorulmaya başlanacaktır. Hatta bana pazartesi akşamı Ülke TV'de sordular. Henüz 8. haftanın hakemleri açıklanmamıştı. En güçlü adayın Bülent Yıldırım olduğunu söyledim. Dün ve önceki gün Süper Lig ve 1.Lig'in hakemleri açıklanınca bana göre Bülent Yıldırım ismi biraz daha öne çıktı. Süper Lig'den uzak tutulup Bolu-Denizli maçına verilmiş ki, derbi düşünülmüş olmalı. Bülent Yıldırım, son üç aylık süre zarfında Avrupa'da 5 maç yönetti. Biri Liechtechtein-İspanya A milli maçı... Biri Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı... Üçü de UEFA Ligi maçı. Bu maçların hiçbirinde olumsuzluk yaşanmadı. Ligimizde yönettiği 4 maçta da fahiş bir hatası olmadı. Bunlar bir tarafa. Kağıda bakacak olursak; Cüneyt Çakır Türkiye'nin 1 numaralı hakemi, ilk derbiyi (F.Bahçe-Beşiktaş) yönetti. 2 numara kim? Bülent Yıldırım!. O da bu derbiyi yönetmeye en yakın isim olarak duruyor. Bu derbi Bülent Yıldırım'a verilirse, kariyerindeki ilk F.Bahçe-G.Saray derbisi olacak. MESLEĞE YATIRIM BUDUR Süper Lig kadrosunda bulunan 3 hakemimiz kendi imkânlarıyla gittikleri Berlin'de Federasyonun en iyi yerden verdiği biletlerle Almanya-Türkiye maçını izledi. 24 saat arayla 2 maç! Ulusal hakem kadrosunda toplam 150 isim var. Bilmeyenler için söyleyelim. Bu hakemler 2 ve 3.Lig'de düdük çalıyor. Ulusal hakem kadrosunda bulunan Onur Karabaş, 12 Ekim Salı günü saat 15.00'te Bayrampaşa Stadı'ndaki Türkiye-Belçika Ümit Milli maçında 4. hakemdi. 13 Ekim Çarşamba günü de Tarsus İY-Of maçını yönetti. Bırakın 24 saat içinde maçın birinin İstanbul, diğerinin Tarsus'ta olmasını. Bu tayin, diğer 149 hakeme saygı göstermemektir. Onları değersiz saymaktır! Federasyon için zor günler Hasan Doğan'ın vefatından sonra Mahmut Özgener ve ekibine Başbakan'ın desteği devam etti. Federasyon, hükümetten her türlü kolaylığı gördü. Milli Takım'ın 2008 Avrupa Şampiyonası'ndaki başarısı çıtayı oldukça yukarıya çıkarmıştı. 2010 Dünya Kupası'na gidemedik. Ardından 2016 Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliğini kaybettik. Ki, Sayın Cumhurbaşkanı ve siyasi irade tam destek verdi. Hiçbir fedakârlıktan ve taahhütten kaçınılmadı. Adaylığımız için Ankara'nın yanıltıldığını söyleyenler bile var. Başbakan, Milli Takıma ve başındakilere güvendi, kalkıp Berlin'e gitti. 3-0'lık hezimet ve ortaya konulan futbol keyifleri kaçırdı. Ardında Azerbaycan maçı tuz biber oldu. Şimdi biz 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerine de gidemeyecek olursak, aynı Federasyon bir kere daha başarısız olmuş olacak. Sayın Başbakan'ın tabiatında ve kitabında kaybetmek pek yok. 1994 yılından bu yana girdiği bütün seçimleri (Genel seçim, mahalli seçim ve referandumlarla 7 tane) kazanan bir lider Türkiye'yi yönetiyor. Azerbaycan mağlubiyetinden sonra 29 Mart 2011'deki Türkiye-Avusturya ve 3 Haziran 2011'deki Belçika-Türkiye maçlarını kazandığımız takdirde, "bu iki ekibi altımıza alırsak" biraz olsun kayıpları telafi etmiş oluruz. 3 Haziran gecesi, şampiyona şansını tüketmiş bir Federasyonun Haziran 2011'de yapılacak olan Genel Kurul'da hiç şansı olmayacaktır. Ankara desteğini tamamen çekip, bir başka ekibe işaret edecektir. Bizden söylemesi!. Ne yazık ki Mahmut Özgener Federasyonu seçildiği 19 Ağustos 2008'den bu yana en güçsüz ve en moralsiz günlerini yaşıyor. Hiddink'e var hakeme yok! İstinye'deki koltuklarda rahat oturmanın yolu, Hiddink ve hakemlerin başarısından geçer. Aksi takdirde o siyah Mercedesler bile insanı sıkar! Hiddink 1946 doğumlu. Yani 64 yaşında. 2012'ye gidersek, 66 yaşında olacak. Şöhret, kariyer, başarı ya da para diye bir problemi kalmamış olmalı. Bu kadar milli takım, bu kadar kulüp çalıştırmış. Bir şeyi çok iyi öğrenmiş! "Sözleşme nasıl yapılır" konusunda uzman. Yani sağlamcı!. Adam zaten Rusya'da yılda 36 gün, G.Kore'de ise yılda 45 gün kalıyormuş. Federasyon, "tartışılmayacak" bir teknik adama karar vermişti. Hiddink ne pahasına olursa olsun ikna edilecekti. Bu yüzden talepleri eksiksiz kabul edildi. Anlaşılan o ki; Hiddink yılın 365 gününün "arzu ederse" 40 gününü Türkiye'de geçirecek. Hakem ise haftanın 3-4 gününü size verecek. 35 Süper Lig hakemine Federasyon yılda ortalama 40'ar bin TL'den 1 milyon 400 bin TL ödüyor. Yani 1 milyon dolar. Olsun 2 milyon dolar. Profesyonel hakemliği taahhüt etmesine rağmen cesaret edemeyen Federasyonun, Hiddink'e bu paraları dökmesine akıl erdirmek zor! HAKEM - METRE Maç Hakem Maç KK SK Penaltı Bursa-K.Karabük Bünyamin Gezer 5.maçı 1 22 2 Beşiktaş-Manisa Barış Şimşek 4.maçı 2 21 1 G.Antep-Buca Süleyman Abay 5.maçı - 21 1 Eskişehir-Belediye Deniz Çoban 3.maçı - 9 - G.Saray-A.Gücü Tolga Özkalfa 4.maçı 2 9 1 K.Paşa-Trabzon Suat Arslanboğa 4.maçı 1 12 - G.Birliği-M.Park.Ant Serkan Çınar 4.maçı - 16 - Kayseri-Sivas Cüneyt Çakır 4.maçı - 16 1 Konya-F.Bahçe Abdullah Yılmaz 4.maçı - 14 -