Evet Süper Lig, 20 takımı kaldırmıyor!

Geçen sekiz haftada şunu gördük ki; ligin kalitesi çok düştü.

 

Tepede çok iyi iki takım var; aşağıda “futbol” yok!

 

Koca 45 dakikalarda rakip kaleye şutu olmayan takımlar görür olduk.

 

Play-off üzerine kafa yoran ve dünyayı takip eden bir arkadaşımın bana gönderdiği metni aynen paylaşmak istedim;

 

“Geniş coğrafyada çok takımla oynanacak diye bir düşünce olmamalı. Potansiyeli olan illerimiz dahi futbolda beklenenin çok altındalar.

 

Pandemi, hatalı kararlar, deprem gibi bahaneler bu duruma sebep oldu.

 

Avrupa’da Play-off uygulayan ülkeler ve Güney Amerika ligleri incelenmeli ve en uygun Play-off seçilmeli.

 

Bu konunun en az bir iki yıl üzerinde düşünülmeli kamuoyu ile tartışılmalıdır.
UEFA yeni statüyü (Avrupa ligleri) tam dört yılda planlayabildi. Seneye başlayacak. 

 

UEFA bile güçlü kulüplerin birbirleri ile daha fazla oynamasını artırmak için bunu sağladı. 

12 TAKIMLI LİG

Bir fikir egzersizi olarak 12 takımlı bir lig düşünelim.

 

Her takım normal ligde iki devrede 11+11= 22 maç oynar. İlk 6 ya girenler Play-off oynarlar. 

 

5+5=10 maç da oradan gelir ve toplam 32 hafta oynanır.

 

İlk altı uzun ligden aldıkları puanları belli bir çarpandan sonra Play-off’a taşırlar. Böylece uzun ligin puan değeri korunur ancak ligi altıncı bitirenin şampiyonluk ihtimali de sıfırlanmamış olur.

 

Lig bölümünü birinci bitiren takım Avrupa liglerine gitmeyi garanti eder, para ödülü alır ve benzeri gibi avantajlar edinir.

 

32 maçlık bir takvimde Türkiye Kupası’na da daha fazla zaman kalır.
Eğer 12 takım az denirse aynı sistem 14 takım için de düşünülebilir. Bu durumda toplam 36 maç oynanır.

 

Bu durumda Play-off’u ilk 6 yerine ilk 4 veya 5 takımla da oynatabilirsin. Bu da toplam maç sayısının değişmesine sebep olur. 
Çok çeşitli seçenekler mümkün görünüyor.

 

FAYDALARI

 

1) Daha güçlü takımların yarışı lige kalite getirecektir.
2) Daha fazla derbi maç oynanacaktır.
3) Ligin değeri artacaktır.
4) Türkiye Kupası’nın kalitesi artacaktır.

 

ZORLUKLARI

 

1) Kamuoyunun ikna edilmesi.
2) Kulüplerin ikna edilmesi.
3) TFF için tecrübe eksikliği ve kusursuz bir planlamanın yapılması.
4) Çok katılımlı çalışma grupları ile çalışma mecburiyeti.

 

NOT: Bütün bunlar tartışılmalı, ancak bu çok kolay bir iş değil. Bu ligi 21 takıma çıkaran TFF Başkan ve yönetiminin bıraktığı enkaz ortada. Hatta az daha 22 takım oluyorduk, hatırlayın.

Seminerden artakalanlar!

TFF Hakem Eğitim Danışmanı Hugh Dallas, hafta içinde Süper Lig ve 1. Lig hakemlerine eğitim verdi.

 

1) Dallas, çok daha tartışmalı pozisyonlar varken, kimsenin farkında olmadığı pozisyonlara daha fazla mesai harcamış.

 

2) Dallas, bazı hakemlerin performanslarını açık ortamda değerlendirirken, bazılarıyla bire bir konuşmayı tercih etmiş. Bu da hoş karşılanmamış.

 

3) Dallas, yaptığı yorumlarda hakemleri ikna edememiş. Pozisyon gösteriliyor; hakemler “VAR karışmaz” diyor, Dallas “VAR karışır” diyor.

 

4) F.Bahçe’nin ve G.Saray’ın penaltı pozisyonları için umarım tercüme hatası yoktur. 

Bu işin mimarı Emin Müftüoğlu’dur!

Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun kısa bir etabını yerinde takip ettim. Daha önceki yıllarda da izlemiştim. Beni en çok organizasyon tarafı etkiliyor. 

 

Sabit değilsiniz, Alanya’dan İstanbul’a 8 gün, 8 etap 1.235 kilometre hareket hâlindesiniz... 1.300 kişi, araçlar, bisikletler, ekipmanlar. 36 ülkeden 24 takım... Her kilometrede hazırlıkların yapılması ve her türlü tedbirin alınması.
Mülki amirlerle iletişim ve planlama...

 

Dünya canlı izliyor; en ufak bir hatanız bütün maksadınızı ve emeğinizi boşa çıkarır.

 

Bu konuda Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu ve ekibini kutlamak gerekir. Müthiş bir planlama ve organizasyon başarısı. Emin Müftüoğlu soğukkanlı kişiliği ile ülke içi ve uluslararası sempatisi ile bu işin mimarıdır. Bunu herkes kabul ediyor ve hakkı teslim ediyor.