Hakem sizin köleniz mi?

A -
A +

Türkiye'de hakemlerin profesyonel olması pratikte zor. Ama çare bulunmalı... Fikir jimnastiğine ve yeni fikirlere ihtiyaç var. Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener geçen yılki TSYD seminerinde (4 Ocak 2009) profesyonel hakemliğe geçeceklerini açıklamıştı. Bir arpa boyu mesafe alınamadı. Kupa ve lig maçı tayinlerine bakınca bir şey dikkatimi çekti. Bir hakemin haftalık mesaisine güzel bir örnek olduğu için paylaşmak istedim. Halis Özkahya Yalova'da ikamet eden bir hakemimiz. Salı günü kupadaki Bursaspor-Sivasspor maçının tebligatını aldı. Çarşamba günü bu maçı yönetti. Raporunu yazdığı saatlerde belki de maçtan önce Hakem İşleri Müdürü Sürhat Müniroğlu kendisini aradı: "28 Ocak Perşembe günü saat 18.00'de Silivri'de olacaksın. 29 Ocak Cuma akşamı da kamp sona erecek" bilgisini iletti. Halis Özkahya yine raporunu yazdığı saatlerde ya da maçtan önce Denizli-G.Saray maçının tebligatını aldı. Perşembe sabahı Silivri'nin yolunu tuttu. Cuma günü Yalova'ya geçti. Cumartesi günü kara veya hava yolu ile Denizli'ye geçecek. Pazar günü akşam Denizli-G.Saray maçını yönetecek. O gece Denizli'de kalacak, pazartesi günü yaşadığı il Yalova'ya geçecek. Tam bir hafta boyunca özel hayat diye bir şey yok! Halis Özkahya öğretmen ve sömestr tatilindeyiz. Mesaisini aksatmamıştır. Ama düşünün ki, böyle bir hakem özel sektörde çalışıyor olsa. (Halis Özkahya'nın yardımcılarını MHK iki maçta da değiştirmemiş. Diyarbakır'dan Nihat Mızrak, Şanlıurfa'dan Muhittin Gürses. Mesela bu yardımcılardan Mızrak'ın bir haftalık mesaisine bakın: Diyarbakır - İstanbul - Bursa - İstanbul - Diyarbakır - İstanbul - Denizli - İstanbul - Diyarbakır.) Sayın Mahmut Özgener'in İzmir'deki bir işletmesinde, veya bu hakemin kendisine ait bir işyeri varsa, bir hafta işine uğramayan bir hakem o işini yürütebilir mi? Özel hayatını, eşini, evini, çocuğunu bir kenara bıraktık. Türkiye büyük coğrafyaya sahip bir ülke. İklim şartları ortada. Ulaşım da çok kolay değil. 400 milyon doları bulan bir havuzu yönetenler, bu işin en önemli figürü hakemler için de kafa yormalı. Celalettin Cerrah, İstanbul Emniyet Müdürü iken Abant'taki bir hakem seminerinde havuzdan polise para istemişti. Serdar Çakır hakem derneği genel başkanı iken naklen yayınlar ve gelirin büyümeye başladığı dönemdi. Dernek adına hakemlerin eğitimi ve tesisleşmesi için pay istemişti. Bu şartlar altında bir hakem meslek sahibi olamaz, işletme yönetemez. İş güç sahibi hakem bulamazsınız. Avukatsa, doktorsa, işini yapamaz. Özel sektör asla kabul etmez. Bu konuda geniş bir katılımla fikir ve düşünceler dinlenmeli. Aksi takdirde siz iş güç sahibi saygın insanları hakem yapamazsınız. ÖZKAHYA'NIN BİR HAFTASI 26 Ocak- Bursa 27 Ocak- Yalova 28 Ocak- Silivri 29 Ocak- Yalova 30 Ocak- Denizli 31 Ocak- Denizli 1 Şubat - Yalova Mafyayı engellediler! Osman Avcı bir dönem GTK'da, 2 dönem de MHK'larda bulundu. Şimdilerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü görevini sürdürüyor. Telefonla aradı, Erman Toroğlu ve "çok yakın dostu" Ahmet Çakar için şu ifadeleri kullandı: "Hakemler bu iki arkadaşımızdan pek hoşlanmaz. Bu ülkede yüzlerce hakem eskisi var. Ama bu ikisindeki yürek hiçbirinde yok. Futbolda para her geçen gün büyüyor. Bu yüzden dışarıdaki mafya içeri girmeye çalışıyor. İçerdekiler etkilenebilir, şeytana uyabilirdi. Geçmişte bunun örneklerini gördük. Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar'ın cesur tavrı buna mani olmuştur. Üsluplarını sevmeyebiliriz. Ama yüreklerine kimse bir şey diyemez." Aytekin Durmaz sana hiç yakışmadı! Aytekin Durmaz 40 yaşında, elektrik mühendisi. Süper Lig'de bu sezon 7'nci yılı. Yaşı, mesleği, hakemlikte yaşadığı sürece bakınca, hiç kimse "tecrübesiz" ya da "acemi" diyemez. Hakemler arasında anket yapsanız, en çok sevilen ismin "Aytekin Durmaz" çıkma ihtimali yüksektir. En son 23 Mart 2008'de G.Saray-Denizli maçını yönetmişsin sevgili Aytekin. Tam 672 gün sonra bir şans yakalamışsın. (G.Saray- G.Antep.) Bu maç için hiçbir eksiğin yok. Fazlan var. Penaltı, ofsayt, elle atılan gol... Bu tip hataları hoşgörebiliriz. Kaçırabilir bir hakem. Ama öyle hatalar yaptın ki... Faul standardın hiç yoktu. Barış ve Elano'ya sarı kart göstermedin. Neill'in kırmızı kartlık hareketine düdük bile çalmadın. Ömer Üründül, Aytekin Durmaz için "Genel yönetim anlayışı ev sahiplerine prim tanımak. Bilhassa büyüklerin maçında yönetimi daha da tek taraflı oluyor" şeklinde yazdı. Türk hakemliğinin yıllardır üzerinden atmaya çalıştığı o virüs pazar günü Ali Sami Yen'de boy gösterdi. İnanın çok üzüldüm. 10 yıl - 20 yıl öncesinde kalmış bir hakemlik tarzı vardı. Şimdi MHK, Aytekin Durmaz'ı karşısına almalı ve sorgulamalı. Serdar Terekli, Aytekin Durmaz'ı dinlemeli. Kaynağına inilmeli. Gözlemcisi Halit Gerçeker'in notunu da çok merak ediyordum. Çünkü, Bank Asya 1.Lig'de haftanın açılış maçında Aytekin Durmaz var (Ç.Rize-Adana). 4 büyüklerin maçına çıkmak için bekleyen bir nice hakem var. Henüz siftah yapmamış isimler mevcut. Ama Aytekin Durmaz çıkıp böyle bir maç yönetince, MHK'nın kolu kanadı kırılıyor, cesareti tükeniyor. NOT: Bu akşam TGRT Haber TV'de "Başlama Vuruşu"nda konuğumuz İbrahim Altınsay. Sevgili Ümit Aktan'la haftanın hakemlerini ve maçlarını mercek altına alıyoruz, bekleriz. MHK atlıyor! 26 Ocak salı günü Kasımpaşa-Belediye maçında yardımcı hakem Erdinç Sezertam en az 1 metre ofsayt olmayan bir pozisyonu ofsayt diye kesti. Trabzon-F.Bahçe maçındaki Hüseyin Fidan'ın hatasından geri kalmayacak bir hata. Naklen yayın maçı. Herkes canlı izledi. Hakemin kötü ve şanssız bir anı. Ve Erdinç Sezertam ödüllendirilmişcesine bugün Antalya-Beşiktaş maçında! Federasyonun sınırsız imkânlarıyla eğitime saatlerce kafa yoran EPAK'ın (Eğitim Planlama Alt Kurulu) bu kadar görevlisi, yardımcıları takip eden MHK üyesi Turgay Güdü, Erdinç Sezertam'ın bu pozisyonunu nasıl kaçırdılar? 9 MHK üyesi, 10 EPAK üyesi nasıl atladı? Acaba gözlemcisi Ahmet İbanoğlu da mı atladı? Bu örnek MHK için ciddi bir özeleştiriyi gerektiriyor. Bu konuyu kendi içinizde tartışmalısınız. Bunu nasıl kaçırıyorsunuz? İlk yarıda yardımcıların notlarına da çok itibar ettiğiniz söylenemez ya... Hakem sizin köleniz mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.