1) G.Saray-Alanya maçında Boey’in 31. dakikada oyundan atılmış olması.
2) G.Saray maçlarına aynı VAR’ların tekrar tekrar çıkmaları.
3) VAR çağırdı, çağırmadı tartışmalarının bu kadar ayyuka çıkması.
4) Art arda canlı yayınlarla basın toplantıları.
5) PFDK’dan çıkan hafif ve ılık cezalar.
Bütün bunlardan bağımsız kalabilmek, bilinçaltlarını temiz tutmak; öyle o kadar da kolay değil.
“Kim hakemlerin bilinçaltları temiz olmalı” derse; doğruları söylememiş olur.
Bütün bu yukarıdakiler yaşanmamış olsaydı;
1) Karagümrük-G.Saray maçında Adnan’ın atılması için VAR; hakem “Gel bir izle” diye çağırmazdı.
2) G.Saray’dan Kerem çok rahat bir şekilde sarıyı görürdü ve Beşiktaş derbisinde cezalı duruma düşmüş olurdu.
Hakem aşağı, hakem yukarı... VAR aşağı, VAR yukarı...
Hele bir de Murat Ilgaz var ki; üzerinde tepiniyorlar. O her şeyi düzeltecek Süpermen!
Beyler tamam da hakem ya da VAR birkaç saniyede ya da hadi sizin dediğiniz olsun birkaç dakikada karar veriyor.
1) Peki ama Riva’da bu sevki yapan arkadaşların (Hukuk Müşavirliği) saatlerce düşünme şansı yok mu?
2) Levent’teki Pembe Köşk’ün sakinleri olan PFDK’nın saatlerce değerlendirme yapma şansı var.
3) Tahkim’in yüzde 50 indirimine, bu arkadaşlara niye kimse “eyyamcı” demiyor?
TFF ya da yargı görevi yapan kurulları; standart kararlar veremezlerse “kimse kusura bakmasın” bu hakemler de uzayda ikamet etmiyor!
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
- Koray Gençlerler’in G.Saray-Alanya maçındaki VAR odasına girmesiyle...
Ertesi hafta Serkan Tokat’ın Karagümrük-G.Saray maçında VAR odasına girmesi...
Aralarında gündüz ile gece kadar fark vardı.
Gördük PFDK ve Tahkim’den çıkan standart kararları!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden geçen hafta F.Bahçe lehine önemli bir karar çıktı.
Daha önce benzer “bazı hakemler için” ve “Sedat Doğan” kararları da AİHM’den çıkmıştı.
Devlet, TFF’nin adil yargılama yapmadığını kabul etti. Ve tazminatlarını ödüyor.
Ancak tuhaf ve garip bir durumla karşı karşıyayız.
AİHM’in 6 ve 10’uncu maddelerinde “ifade özgürlüğü” var.
TFF’ye göre başkan söylerse ifade özgürlüğü (!), yönetici, teknik adam söylerse “ifade özgürlüğü” yok.
Bizde işleyiş böyle! Örnek mi; Okan Buruk’ın söyledikleri ifade özgürlüğüne girmedi. Ama Sayın Başkan Özbek’in söyledikleri girdi.
1) F.Bahçe’nin 4. yıldız için yaptığı müracaat, TFF’de bekliyor.
Cevap verildiği anda F.Bahçe, Tahkim’e gidecektir. Oradan da ret çıktığı anda soluğu AİHM’de alacaktır. Sonra ayıkla pirincin taşını!
2) F.Bahçe’nin TFF’den istediği 3 Temmuz’un tazminatı ile ilgili mahkeme de sürüyor. TFF’nin reddi hâkim talebi, kabul görmedi.
TFF’nin hukuktan sorumlu başkanvekili Sayın Murat Aksu’nun AİHM ve diğer bu iki konudaki görüşünü çok merak ediyoruz..
VAR’dan ve hakemlerden standart kararlar bekleyenlerin kulakları salı günü bir kere daha çınladı!
Yusuf Yazıcı kırmızı kart gördü, rakipten, hakemden, kamuoyundan herkesten özür diledi. Attığı tweet’le de bu özrünü kayıt altına aldı.
Yüzde 50 indirim!
İki kırmızı kart da ciddi faul, ikisi de arkadan müdahale, ikisine de aynı maddeden sevk ve ceza!