Futbol Federasyonu Başkanı Mahmet Özgener'in son iki çıkışı tam isabet. MHK için Aziz Yıldırım'ın yaptığı açıklama karşısında dik durdu. Şükrü Saracoğlu Stadı'nın 2016 Avrupa Şampiyonası için tercih edilmemesi karşısındaki tavrı da netti. Federasyonun bu iki konudaki iki yazılı metni tarihte pek görülmemiş nitelikte cesaret ve incelik taşıyor. Öcal Uluç Ağabeyin kulakları çınlasın. "Mavi boncukçular" diye geçmişteki federasyon başkanlarını defalarca eleştirmiştir. Mahmut Özgener bu duruşunu göstermekte geç kalmıştır. Başkan olduğu günden bugüne kadar ilişkilerini bu yaptığı son iki çıkıştaki gibi yürütmüş olabilseydi, şu anda çok daha güçlü olurdu. Ya danıştığı insanları değiştirdi... Ya da durumu bizzat kendisi farketti. Aziz Yıldırım önceki gün yine hakem konusunda çıkış yaptı. Bu ligde şampiyonluk kimi zaman 1 puan farkla belli oluyor. Bu sezon da şampiyonu belki averaj tayin edecek. "Bu çıkışlar 1 puan kazandırsa kârdır" düşüncesi mi var? Önce yabancı hakem istedi. Olmadı. "MHK'ya güvensizlik var" dedittirdi. Şimdi hakem kellesi istiyor. Federasyondan acilen sert bir üçüncü çıkış bekleniyor. Çünkü birileri henüz lig başlamadan konuşmaya devam ediyor. Fire 3 oldu! Hakemler bir hafta içinde 3 tane birden fire verdi. Selçuk Dereli hakemliği bıraktı. Deniz Çoban ve Suat Arslanboğa asker oldu. Bunlara ilaveten, ilk yarıyı not olarak oldukça kötü bitiren hakemler de var. Hiç maç almayan ya da umduğu kadar maç verilmeyen hakemlere gün doğdu. İki camia arasındaki fark! Geçtiğimiz hafta yaşanan iki olay dikkat çekici. Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Baykan, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfedersyonu Genel Başkanlığı görevine seçildi. Merkez Hakem Kurulu üyesi Sadettin Güler de Hakem Derneği Genel Merkez Disiplin Kurulu tarafından dernekten ihraç edildi. Mehmet Baykan amatör futbolun önemli bir siması. Konya'da, İstanbul'da, Kayseri'de, Samsun'da Türkiye'nin her yerinde camiası kendisini bağrına basar. Sadettin Güler de 7,5 yıl İstanbul gibi bir kentin il hakem kurulu başkanlığını yapmış, dernek genel merkez yönetimi, şube başkanlığı, hakemlik, gözlemcilik, eğitimcilik gibi görevleri doyasıya tatmıştır. Son olarak da zirve diyebileceğimiz MHK üyeliği görevinde bulunuyor. Herhalde sorulsaydı kendisine, "MHK üyesi iken ihraç edileceği" aklının köşesinden bile geçmezdi. Zaman zaman amatör spor camiasının önemli isimleri ile bir araya geliyorum. Aralarındaki birlik beraberlik, dostluklar hep dikkatimi çeker. Herkes camiası için bir şeyler yapabilmenin derdindedir. Ya hakemler? Dernek işi kangren olmuştur. Herkes aynaya bakmalı. Bu konuda hatası olmayan yoktur. Kaos için ciddi şekilde çaba sarfedenler var! HİF hakemlerinin feryadı! Herkes İçin Futbol (HİF) hakemliği adı altında ciddi bir proje hayata geçti. Hakemlik için bir altyapı olsun diye hakem olmak isteyen herkesin ulaşabileceği bir sistem kuruldu. İstanbul'da 380 civarında HİF hakemi var. İçlerinde son bir yıl içinde 80 ile 100 arası maç yöneten var. Asgarisi 30 maça çıktı. Bu çocuklar genelde öğrenci. Maçtan maça koşuyorlar. Daha ellerine bir kuruş para geçmedi. Ey yöneticiler, bu çocukların ulaşım giderleri, beslenme giderleri henüz verilmedi. Asgari ücret için her yıl simit-çay muhabbeti olur. Zavallı hakem çocukların böyle bir muhabbet etmeye de hakları yok. Çünkü onlara hesap açtırılmış. 18 yaşında küçük olanlar velisi adına hesap açtırmış. Aylardır bankaya gidip geliyorlar. Hesap bakiyesi sabit; hep "0"ı gösteriyor! İçlerinde emanet hakem kıyafetiyle maçlara çıkanlar var. Çocuk üniversite öğrencisi, her maç için bir başkasının hakem kıyafetini alıyor. Kullanıyor, yıkıyor, ütülüyor, götürüp sahibine teslim ediyor. Ardında bir başka emanet kıyafet alabileceği hakem kolluyor. Hiç mi içiniz sızlamaz? Hakemler yanıyordu! 29 Kasım'da oynanan Manisa-Kayseri maçının hakemi Suat Arslanboğa ve ekibi İzmir'de bir otelde kalırlar. Gece yarısı otelde elektrik kontağından yangın çıkar. Kendilerine zor dışarı atarlar. Maçın yardımcı hakemi M.Şahan Yılmaz dumandan baygınlık geçirir. Bir Erhan Sönmez geçti! Yılların yardımcı hakemi Erhan Sönmez'i FIFA listesinde göremedik. 22 Ocak 2002'den beri tam 8 yıldır Süper Lig yardımcı hakemliği kadrosunda. Dolu dolu 8 yıl. Nice maçlar... Erhan Sönmez yardımcı hakemlikten düdük hakemi olmaya karar vermiş. Yolu açık olsun. Benim hiç unutamayacağım 3 maçı var: 2002-2003: G.Saray-Adana (2-2). Bülent Demirlek'i 60 metreden yanına çağıran Sönmez, "Ümit Karan golü eliyle attı" diyerek uyarmıştı. Bu doğru kararına Fatih Terim çok içerlemişti. 2003-2004: F.Bahçe-Ç.Rize (1-1). Bu maçta kıdemli yardımcı hakem olmasına rağmen hakem Ali Aydın'ı Rizeli Victoria'ya üst üste iki defa sarı göstermesine rağmen oyundan atmayışı konusunda uyaramadı. 85'nci dakikada gelişen bu olaydan sonra karşılaşma kural hatası sebebiyle yeniden oynanmıştı. 2008-2009: Denizli-F.Bahçe (0-1). Deivid'in çizgiyi yarım metre geçen topunun gol olduğunu görememişti. Maçın hakemi Kuddusi Müftüoğlu idi. Gazetemizin spor müdürü Sadık Söztutan, beni ve bir çok dostunu kitap yazmaya teşvik eder. Tabii kendisinin çok güçlü bir kalemi var. Duygularını kolay ve güzel kaleme dökebiliyor. Hakemlerden kitap yazan yok. Erhan Sönmez'in şu 3 maçından bile bence bir kitap çıkar! Neden denemezler ki? Mesela Selçuk Dereli, biraz zorlasa birkaç kitap birden çıkarır! Ve çok ciddi ses getirir. Şunu da unutmayın, bu ülkede kitap yazmaktan milyon dolar kazananlar var. BAŞLAMA VURUŞU Bu akşam 22.00'de TGRT Haber TV'de buluşalım. 2010'un ilk programında konuğumuz spor müdürümüz Sadık Söztutan. "2009 nasıl geçti" başlığı altında Türk hakemliğinden, naklen yayın ihalesinden, Milli Takıma kadar her şeyi konuşacağız.