"Aman tarih anlatma!"

A -
A +

*Yıllar evvel radyoda tarih programları yapmamı istediğinde, "Aman tarih anlatma, kimse dinlemez. Lisedeki tarih derslerini hatırla. Hikâye anlat" tavsiyesinde bulunmuştu. Bu tavsiye sayesinde radyo programları çok kişide alâka uyandırdı. Sonraları bir karşılaştığımızda, "Bugün radyoda çok acıklı şeyler anlattın. Neredeyse ağlayacaktım" diye latife etti. İttihatçıların öldürttüğü muhalif gazetecilerden bahsetmiştim. "Haklısınız, insanların derdi başından aşkın. Bundan sonra daha neşeli şeyler anlatayım" dedim. *Kendisine fahri doktora unvanı verildiğinde, aynı zamanda hocam olan Halil Cin şu sözleri söylemişti: "Enver Bey, İslâmiyeti iyi biliyor. Türkiye'nin şartlarını da iyi biliyor. Onun için muvaffak oluyor." *Gazetenin bir yemeğinde idik. "Size muvaffakiyetinizin sırrını sorsalar, ne cevap verirdiniz?" diye sordum. "Güler yüz, tatlı dil, kimseyi kendine düşman edinmemek şiarımdır" diye cevap verdi. *Teknolojiyi anında takip ederdi. Bir defasında beraber bir davete gidiyorduk. Bir ara cep kompüterinden haberleri okudu. Bu makinenin marifetlerini anlattı. "Sizin sosyal olarak emsallerinizin çoğu bunlardan anlamıyor" dedim. Gülerek "Ne kompüteri, cep telefonu bile kullanamayanlar var" diye cevap verdi. *Holdingde çalışan iki kişi arasında bir borç ihtilafı çıkmış. Enver Bey'i hakem yapmışlar. Bir tanesi borcu ödedim diyor; öbürü ödemedin diyor. Enver Bey borç ne kadar diye sormuş. Sonra çıkarıp o kadar parayı alacaklıya vermiş. "Birine haklı desem, öbürü yalancı çıkacaktı" diye anlattı. Ben de "Kadı efendinin menkıbesine benzedi efendim. O da iki taraf arasında karar verememiş. Benim vazifem ihtilâfı çözmektir diyerek borcu cebinden ödemiş" dedim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.