NÂMAĞLUP BİR HÜKÜMDAR EMiR TiMUR

A -
A +
NÂMAĞLUP BİR HÜKÜMDAR EMiR TiMUR  

Uzun zaman aradan sonra geçenlerde Özbekistan'da idim. Yakınlarda istiklâlini elde eden Özbekistan, Timur Han'ı en büyük millî kahraman kabul etmiş. Adına caddeler, meydanlar, mektepler açmış. Büyük heykellerini dikmiş. Onun yaptırdığı eserleri hummalı biçimde tamir ediyor. Garplılar da kendisine alâka duyuyor; hakkında kitaplar, romanlar yazılıyor; ülkesi ecnebi turistlerle dolup taşıyor. KABRİMİ KİM AÇARSA!.. Emir Timur aslen Moğoldur. Moğollar, Cengiz'den üç kuşak sonra Müslümanlaşmış ve komşusu olan Türklerle karışmıştı. Timur'un ana dili Türkçe idi. 1336 senesinde bugün Özbekistan'daki Şehrisebz'de doğdu. Şehrisebz yeşil şehir demektir. Çağatay Devleti'nin Taşkent hâkimi olan babası Turagay, meşhur Nakşî şeyhi Emir Külâl'i severdi. Emir Külâl, Timur'a talebesinden Şemseddin Külâl'i hoca tayin etti. Semerkand'daki muhteşem türbesinde başucunda yanından hiç ayırmadığı hocası Mir Bereke; hemen önünde de Emir Külâl'in oğlu Ömer yatmaktadır. Gençliğinde bir çatışma sırasında attan düşerek sağ ayağı sakat kalmış; sağ elinin iki küçük parmağı kopmuştu. Bundan dolayı bilhassa muhalifleri Timur-Lenk (Aksak Timur) der. Nitekim 1941 senesinde Sovyetlerce kabri açıldığında 1.70 boyunda, sağ ayağı aksak bir cesed bulunmuştur. Kabrin kapağında "Mezarımı açan benden daha korkutucu bir düşmanla karşılaşacak" yazdığı söylenir. Kazının ertesi günü Hitler, Rusya'ya saldırmıştır. BÜYÜK TÜRK HAKANLIĞI Emir Timur 34 yaşında Belh hâkimi oldu. Cengiz Han soyundan bir hanımla evlendiği için Gürgân (han damadı) diye tanındı. Evlilik itibarını arttırdı. Kendisini Cengiz Han'ın vârisi gördüğü için Türkistan'ın tamamına hâkim olarak Büyük Türk Hakanlığı tahtına oturdu. Bununla beraber Cengiz'in insafsızca yakıp yıktığı Müslüman Türk beldelerini ihyâ etti. Başta desteklediği Altınordu hânı Toktamış kendisine hıyânet edince üzerine yürüyüp devletini yıktı ki tarihçilere göre Emir Timur'un en büyük hatasıdır. Bu sayede Ruslar bu topraklara yayılarak büyük bir devlet kurabilmiştir. Emir Timur sonra Anadolu'ya yürüdü. Önünden kaçan iki hükümdar, Yıldırım Sultan Bayezid'e sığınıp padişahı Emir Timur'a karşı kışkırttı. Eski Anadolu beyleri de Emir Timur'a gidip onu padişaha karşı tahrik ettiler. Padişah, Bizans, Trabzon, Altınordu, Mısır ve Hindistan devletlerinin tâbi olduğu Emir Timur'u hafife aldı. Elçilerini soğuk karşıladı. Halbuki Timur sadece Anadolu'nun bağlılığını elde edip gidecekti. Ulemâ ve vezirler padişahı sulha teşvik etti. Ancak Avrupa'yı dize getirmiş Sultan Bayezid, alttan alacak adam değildi. Emir Timur'un 6000 km yol yürümüş 300 bin kişilik ordusunda her türlü adam vardı. Zaptı güç olan askerin harb sırasında yaptığı zulümleri Emir Timur'a yüklemek yersizdir. Ankara yakınlarında tarihin en büyük meydan muharebelerinden biri yaşandı. Osmanlı askerleri bir misli çokluktaki ordu ve filler karşısında dayanamadı, ama yok olmadı. Niğbolu gâlibinin bu mağlûbiyeti, Avrupa hükümdarlarını dehşete düşürdü. Elçi ve hediyeler gönderip Emir Timur'a dostluk bildirdiler. Memlûk Sultanı, meşhur tarihçi kadı İbni Haldun'u Emir Timur'a gönderip Mısır'a girmemesi için iknâ etti. Padişah iki oğlu ile beraber esir düştü. Emir Timur padişah ve ailesine hürmet etti. Kızlarını oğullarına aldı. Gittiği yere beraber götürdü. Şerefine düşkün padişaha bu ağır geldi. Kendisi için kapalı bir araba rica etti. Kabul olundu. Sonraki bazı tarihçiler bu sebeple Timur'un padişahı kafes içine koyup gezdirdiğini söylemiştir ki doğru değildir. Astım hastası padişah Akşehir'de kederinden vefat etti. Emir Timur'un "Yazık oldu! Büyük bir mücâhidi kaybettik" dediği rivayet olunur. Şehzâde Süleyman, İsa ve Mehmed askerleri ile esaretten kurtulmuşlardı. Mehmed Çelebi babasını kurtarmaya teşebbüs ettiyse de muvaffak olamadı. Bursa düştü. Devlet hazinesi düşman eline geçti. Bir asırlık devlet arşivi yakıldı. Emir Timur Anadolu'da kalmadı. İzmir'i Rodos şövalyelerinden alıp geriye döndü. Osmanlıların Timur-oğulları'na tâbiyeti 1447'ye kadar devam etti. Bu zaferin Emir Timur'a ne kazandırdığı meçhuldür. Ama Anadolu birliği büyük yara aldı. Bununla beraber sonra gelen Osmanlı padişahları az zamanda felâketin yaralarını sardı. 50 yıl sonra İstanbul'u fethederek bir imparatorluk kurdu. ÇİN'İ FETHETSEYDİ... Emir Timur 1405'te Çin üzerine sefere çıktığı sırada vefat etti. Anadolu yerine Çin'e yürüseydi tarihin akışı değişirdi. Bu, Çin'in Müslümanlığı demekti. Vefatından sonra halefleri ihtişamını sürdüremediyse de, soyundan Uluğbey, Hüseyin Baykara, Bâbür gibi büyük hükümdarlar yetişti. Bâbür Hindistan'ın tamamını fethederek burada 1858'e dek yaşayacak Gürgâniye Devleti'ni kurdu. Emir Timur hatâ ve sevapları ile büyük bir hükümdardı. Pâyitahtı olan Semerkand dünyanın en parlak şehri idi. Şimdi bile bu ihtişamın izlerini görmek mümkündür. Kanunlar hazırlattı. Kendi tarihini yazdı. En büyük hizmeti, oğlu Mîrânşah vasıtasıyla, Hurûfî tarikatı reisi Fadlullah'ı ortadan kaldırtmasıdır. Bunun bazı müridleri Anadolu'ya kaçarak bir Bektaşî tekkesine sığındı. Bugün bile Emir Timur aleyhtarlığının bir ucundan bunlar tutar. Osmanlı tarihçileri de Sultan Bayezid ile mücadelesi sebebiyle kendisini haksız yere kötüler. Emir Timur'un iki sergerdeyi takip etme uğruna Anadolu'yu ezmesi yersizse, Sultan Bayezid'in de böyle bir cihangirin gücünü idrak edemeyip karşı çıkması yanlıştı. Kendisine sığınanları geri vermese bile sınır dışı edebilir; böylece büyük felâket önlenebilirdi. Tarihçilere göre maalesef Sultan Bayezid'in politik dehası, askerlikteki kadar değildi. Ne var ki altı asır öncesi için bugün ahkâm kesmek de zordur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.