“Aklı olan herkes, dünyâda râhat ve huzûr içinde yaşamak, âhirette de, azâbdan kurtulup sonsuz ni'metlere kavuşmak ister. İşte bunun için, Seâdet-i Ebediyye kitâbımı yazdım."
Merhûm Hüseyin Hilmî Işık Efendi’nin, 21 Temmûz 1974 [1 Recebü‘l-ferd 1394] Pazar günü hâzırlamış oldukları “Vasiyetnâme”lerinin bir kısmı şöyledir:
“Aklı olan herkes, dünyâda râhat ve huzûr içinde yaşamak, âhirette de, azâbdan kurtulup sonsuz ni'metlere kavuşmak ister. İşte bunun için, Seâdet-i Ebediyye kitâbımı yazdım. Dünyânın her yerindeki her çeşit insana seâdet yolunu göstermek için uğraştım. Önce, kendim öğrenmek için çok çalıştım. Senelerce, yüzlerle kitâp okudum. Târihi, tasavvufu çok inceledim. Fen bilgileri üzerinde çok düşündüm. İyi anladım ve inandım ki, dünyâda râhata ve âhirette sonsuz iyiliklere kavuşmak için, 'Sâlih Müslümân' olmak lâzımdır.
Sâlih olan mü'min, Ehl-i Sünnet i'tikâdındadır. Ehl-i sünnet itikâdında olana “Sünnî” denir. Ehl-i Sünnetin dört mezhebinden Hanefî, Mâlikî, Şâfi’î, Hanbelî’den birine uyar. Böylece, her hareketinde, İslâmiyete tâbi olur. İbâdetlerini kendi mezhebine göre yapar. Harâmlardan sakınır. Bunlarda bir kusûru olursa, şartlarına uygun tevbe eder. Sâlih Müslümân Cehennem'e hiç girmez. Sâlih Müslümân olmak için, dîn bilgilerini, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarından öğrenmek lâzımdır. Câhil olan kimse, sâlih değil, Müslümân bile olamaz. Sâlih Müslümânın nasıl olacağını Seâdet-i Ebediyye kitâbımda uzun bildirdim. Kısacası: 1- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi inanmalıdır. 2- Dört mezhebden birinin fıkıh kitâbını okuyarak, dîn bilgilerini doğru öğrenip buna uygun ibâdet yapmalı ve harâmlardan sakınmalıdır… 3- Çalışıp para kazanmalıdır. Dîne uygun yolla kazanmalıdır… Helâl kazanmak ve cihâd etmek, büyük ibâdettir. Namaza mâni olmayan ve harâm işlemeye sebeb olmayan her kazanç yolu, hayırlıdır, mübârektir.
İbâdetlerin ve dünyâ işlerinin faydalı, mübârek olması, yalnız Allah için yapmakla, yalnız Allah için kazanmakla ve yalnız Allah için vermekle, kısacası, ihlâs sâhibi olmakla olur. İhlâs, yalnız Allahü teâlâyı sevmek ve yalnız Allah için sevmektir…”
Kendisi dâimâ, “şimdiki bazı ilim ve dîn adamları, maalesef naklî konuşmuyorlar; aklî de konuşmuyorlar, hadd-i zâtında akl-ı selîm de kıymetlidir; ama onlar indî konuşuyorlar ya’nî nefsî-nefsânî (hevâ-yı nefisten) konuşuyorlar” sözünü söylerdi. Böylece dînimizde nakle verilen büyük değeri vurgulardı.
Şu âna kadar 155 baskı yapmış ve yüz binlerce adet basılmış olan, 1248 sayfalık bu büyük eseri, her Müslümânın okuyup, çoluk-çocuğuna da okutması gerekir. Bu eser, başucu kitâbı yapılacak en güzel hediye, en güzel mîrâstır. Nakli esâs aldığı ve içinde şahsî düşünce olmadığı için çok kıymetlidir. Yüzlerce kıymetli eserden hâzırlanmıştır. Bütün bilgilerin referansları gösterilmiştir.
Balın kıymetli bir gıdâ olması, birçok kıymetli çiçekten toplanarak hâzırlanmasından ileri gelmektedir. Seâdet-i Ebediyye kitâbı da buna benzer.
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı'nın önceki yazıları...