Kosova Meydân Muhârebesi, I. Murâd Hân’ın, 9 Ağustos 1389 târihinde, Kosova Ovasında, Haçlılara karşı 8 sâatte kazandığı büyük zaferdir...
Son Balkan seyâhatimizde, o geniş Kosova Ovasını gördük ve “Meşhed-i Hudâvendigâr”ı da ziyâretle şereflendik elhamdülillah.
Osmânlıların kuruluşundan îtibâren kuvvetlenmesi, Avrupa kıtasında fetihlerde bulunması, buradaki devletleri endişeye sevk etmiştir. Tek başlarına karşı koyamayacaklarını anlayan bu devletler, anlaşıp birlik hâlinde hareket etmeye karâr vermişlerdir.
Sırp ve Bosna Kralları ve Arnavut Prensi öncülüğündeki bu ittifâka; Bulgar, Arnavut, Ulah, Sırp prensleri de katılmıştır.
Hayâtı muhârebe meydânlarında geçerek, İslâm dîninin cihâd emrini yerine getiren, Sultân Birinci Murâd Hân (Hudâvendigâr), Osmânlı Devleti aleyhine yapılan Hıristiyân ittifâkından, câsûsları vâsıtasıyla, ânında haberdâr olmuştur.
Şimdi, biraz harp hâzırlıklarından bahsedelim:
Sultân Birinci Murâd Hân, gerekli tedbîrleri yerinde ve zamânında almak sûretiyle, düşmânın dikkatini çekmeden, plânlı olarak harbe hâzırlandı. Haçlı ittifâkına karşı, Anadolu Beyliklerinden yardımcı kuvvetler isteyerek gönüllüleri dâvet eyledi. Bu arada ittifâka girdiğini gizli tutan Bulgarları, müttefiklerle birleşmesine fırsat vermeden, harb dışı bırakmayı tasarladı ve 1388’de Vezîr-i âzam Çandarlızâde Ali Paşa kumandasında 30.000 kişilik kuvvet gönderdi.
Sür’atle harekete geçen Ali Paşa, Balkanları aşarak Provadi, Şumnu ve Bulgar Krallığının merkezi Tırnova’yı aldı. Bu sûretle Çandarlızâde, yapmış olduğu serî hareketle, Bulgar Kralı Şişman’ı dize getirerek, kralın Balkan ittifâkına girmesini ve Osmânlı kuvvetlerini ansızın vurmasını önledi.
Türkleri, Balkanlardan atmak için hâzırlanan ittifâka karşı, bütün hâzırlıklarını tamâmlayan Sultân I. Murâd Hân, topladığı harp meclisinin ardından, Anadolu beylikleri kuvvetleri ve gönüllü Müslümânlar da dâhil olmak üzere 60.000’i bulan ordusu ile 1389’da, Sırp Kralı Lazar’ın merkezi olan Priştine istikâmetine hareket etti. Rumeli akıncı kumandânı Gâzi Evrenos Bey ile Paşa Yiğit kumandasındaki Osmânlı öncü kuvvetleri, Kosova’da müttefik Haçlı kuvvetleriyle karşılaştılar.
Osmânlı ordusunun, Balkanlarda ilerlerken, geçtiği yerlerde yağma, tahrîbât yapmaması, İslâmı Hıristiyânlara çok iyi tanıttı. İslâmiyet hakkında bilgileri olmayan halk, hayretler içinde kaldılar. Kendi idârecilerinden zulüm, eziyet, kötü muâmeleden başka bir şey görmeyen ahâlî, bundan sonraki seneler Türk idâresini arzû ve istekle beklediler. Muhârebe öncesi toplanan harp dîvânında; istişâreden sonra, Sultân Murâd-ı Hüdâvendigâr, kumandanlara ve hey’ete;
“Cümleniz berhudâr olasınız. Firâsetinizi açıkça bildirdiniz. Gayrı hepimiz biliriz ki, zafer ancak Allahü teâlânın yardımıyla gerçekleşir. Küffâr ordusu bizden fazladır. Fakat Müslümân mücâhid, kâfirden daha şecâatlidir. Beğlerim, paşalarım, hadi göreyim sizi. Bu gece, asker evlâdcıklarımı hoşça tutasınız. Onlara, Yüce Allah’ımıza duâ etmelerini vasiyet edesiniz; helâlleşesiniz; ola ki, yarın çoğumuz Cennet’te buluşuruz” hitâbını yaptı…
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı'nın önceki yazıları...