Mübarek Mevlid Kandili

A -
A +

Resûlullah Efendimiz, Mevlid gecelerinde, Eshâb-ı kirâmına ziyâfet verir, dünyâyı teşrîfi sırasındaki ve çocukluk zamanındaki şeyleri onlara anlatırdı.

 

 

 

Peygamberlerin sonuncusu ve en üstünü olan Sevgili Peygamberimiz Muhammed (aleyhis-selâm), 571 yılında, Nisan ayının 20’sine rastlayan, 12 Rebiul-evvel Pazartesi gecesi, sabâha karşı Mekke-i Mükerreme’de dünyâya gelmiştir. 

 

Bu sene, 03 Eylül 2025 (11 Rebîul-evvel 1447) Çarşamba gününü, 04 Eylül 2025 (12 Rebîul-evvel 1447) Perşembeye bağlayan gece, Peygamber Efendimizin dünyâyı teşrîf buyurdukları gecedir. Yanî “Mevlid Kandili”nin bir sene-i devriyesidir; bilindiği gibi “Mevlid”, “doğum zamanı” demektir.

 

Resûlullah Efendimiz, Mevlid gecelerinde, Eshâb-ı kirâmına ziyâfet verir, dünyâyı teşrîfi sırasındaki ve çocukluk zamanındaki şeyleri onlara anlatırdı.

 

Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahü anh) de, Halîfe iken, Sahâbe-i güzîni toplar, Resûlullah Efendimizin dünyâyı teşrîfindeki olağanüstü hâlleri, aralarında konuşurlardı.

 

İslam âlimleri de, Mevlid gecesine çok önem vermişlerdir. O gece, Resûlullahın doğum zamanında görülen hâlleri, mûcizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevâptır. Bilindiği üzere, Peygamber Efendimizi öven çeşitli Mevlid kasîdeleri vardır. En meşhûr olan ve Türkiye’de sık sık okunan Mevlid kasîdesini, 15. asırda, Süleymân Çelebi (rahmetullahi aleyh) yazmıştır.

 

Mevlid gece ve günü, Müslümânların bayramıdır; neşe ve sevinç günüdür. Dünyâdaki Müslümânlar tarafından, her sene, bu gece “Mevlid Kandili” olarak kutlanmakta, her yerde Mevlid kasîdeleri okunarak, Resûlullah Efendimiz hâtırlanmakta, medhedilmektedir.

 

İşte, o yüce Peygamberin ümmetinden olan bir mü’min, O’nun doğduğu gece sevinir, Peygamberine olan sevgisini ve saygısını gösterirse, Allahü teâlâ da ona pek çok sevap verip onu affeder ve Cennetine sokar. Mevlid-i şerîf okumak, Resûlullahın dünyâya gelişini, hayâtını, mirâcını, diğer bazı mu’cizelerini anlatmak, onu hâtırlamak, onu övmek demektir.

 

Mevlid Gecesi, Kadir Gecesi’nden sonra en kıymetli gecedir. Bu gece, çalgı ve başka harâm şeyler karıştırmadan, Allah rızâsı için Mevlid cemiyeti yapmak, Mevlid kasîdesi okumak, Salevât-ı şerîfe getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrât ve hasenât yapmak, böylece, bu gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır.

 

Diğer kandillerde olduğu gibi, bu kandilde de, Cenâb-ı Hakk’a bolca tevbe ve istiğfâr etmeli, O’ndan afv ve mağfiret dilemeli, kazâ namazları kılmalı, ilim öğrenmeli, Kur’ân-ı kerîm ve İlmihâl kitaplarını okumalı, Peygamberimize salevât-ı şerîfeler okumalı, fakîrlere, gariplere, yetîmlere sadakalar vermeli, kendimiz, âilemiz, milletimiz, Türk milleti ve bütün İslâm âlemi, hattâ insanların tamâmı için bolca duâlar etmeli, tazarru’ ve niyâzda bulunmalıdır.

 

Allahü teâlânın Habîbi, yaratılmış bütün insanların ve diğer bütün mahlûkâtın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisi, son ve en üstün Peygamber Muhammed aleyhisselâmın dünyâyı teşrîflerinin bir sene-i devriyesini [Mevlid Kandilini] idrâk etmekle şereflenmek ve lâyıkı veçhile değerlendirebilmek ne büyük seâdettir. (Konuya yarın devam edeceğiz inşallah)

 

 

 

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı'nın önceki yazıları...