"Akıl akıldan üstündür Sultan’ım!"

A -
A +

"Malumunuz, köpeklerin ahbaplığı, aralarına kemik atılana kadardır..."

 

 

 

Behlül Dânâ:

 

- Sultan'ım duâ ediyorum hep size, iltifatlarınıza layık olayım diye. Medresedeyken hocam; "öyle bir devir gelecek ki her şey birbirine karışacak” buyurmuştu. O devirde aynı anneden babadan olmayana “Kardeşim” diyemeyecekmişiz!

 

Dünya yalan, hayat yalan!

 

Var mı burda bâkî kalan.

 

Mal da yalan, mülk de yalan.

 

Var biraz da sen oyalan!

 

- Kardeşlik dudaklarda biten basit bir kelime değil Behlül! Kalpte atan, karşı kalbe akan bir muhabbettir. Onun dışındakilere zaten bir şey denmez… Malumunuz, köpeklerin ahbaplığı, aralarına kemik atılana kadardır.

 

- Onun için büyüklerimiz buyurmuşlar: Uzun yola çıkmadığına, alışveriş yani ticaret yapıp tam tanımadığına, kötü günde tecrübe edemediğine sırtını dönüp itimat etme! “Kardeşim" deme!

 

- Hülâsa: Arada bir halktan uzak duracaksın ki kimin ne olduğunu kimler kardeş kimler kalleş öğreneceksin.

 

- Akıl akıldan üstündür Sultan’ım! Size daima farklı bakış açıları kazandıracak, hep iyiliğinizi düşünerek yol gösterecek, sizi en az kendisi kadar düşündüğünden emin olduğunuz birinden daha iyisi ne olabilir?

 

- Benim için sen de öylesin Can kardeşim!

 

- Elhamdülillah!

 

     ***

 

Merhametli olmak ne güzel şeydi aman Allah’ım! Dünyanın en çirkin insanını güzel, en fukara çulsuzunu zengin ediyor. Şöyle etrafıma dikkatlice nazar edip bakıyorum; Allahü teâlâ bütün canlıların kalbine merhamet tohumlarını ekmiş. Biraz tefekkür edince rahat görebiliyorum. Bu güzel tohumları büyütmek veya kurutmak ise bizim elimizde. Tercih bizdeydi yani.

 

Her insanın hayatında sıkıntılar olduğu gibi huzur dolu saadetler de oluyordu… Mühim olan hangisi olursa olsun geleni kabullenmek, metanetle karşılamak, ahiret hayatını ziyan etmemekti. Hiçbirimizin hayatı gül bahçesi değildi. Her şeyin Allahü teâlâdan olduğunu pekâlâ biliyorduk. Derdi veren de alan da oydu. Bu hep böyle oldu ve dünya döndüğünce de böyle olacaktı. İnsan, içinde bulunduğu huzurun geçebileceği gibi o sıkıntının da geçeceğini bilip ona göre kendini ziyan etmemesi lazım geldiğini pekâlâ anlamıştım. Bu hissiyat, bütün zorlukların üstesinden gelme ve dayanma gücü kuvveti veriyordu bana. Yoksa başka nasıl dayanabilirdim ki?

 

 

 

İnsan, günah işlerse, içi hep kanamalı!

 

Hain NEFSİM diyerek, düşmanı kınamalı!

 

Karar vermeden önce adamı sınamalı.

 

   Hakka yönün var ise, feryat, ah-u zar ise,

 

   Susma ağla durmadan, esas gayen kâr ise.

 

 

 

Su gibi akmalısın, ibretle bakmalısın!

 

Küfre uzanan eli, hem kesip atmalısın!

 

Miskin miskin oturma, kâra kâr katmalısın!

 

   Sağlam ilmin var ise, o da sana yâr ise,

 

   Uyup durma şeytana, niyet hepten kâr ise!

 

DEVAMI YARIN

 

 

 

Ragıp Karadayı'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.