"Ben hüzünlenmeyeyim de kim hüzünlensin!.."

A -
A +
Elimde olmadan “Ah ah!” çektim. Bu dertlenmemin temelinde Aylin arkadaşımı, birkaç hafta önce toprağa koymamızın tesiri vardı muhakkak, lakin Tanju başka şeyler düşünüyor olmalıydı ki mânâlı mânâlı baktı yüzüme:
- İkide bir ahlanıp duruyorsun Jale! Ne yaptığının farkında mısın?
- Yok! Galiba bunadım!
- Benim suâlimin cevabı bu mu? Oh ne kestirme cevap maşallah!
- İğnelemesen olmaz mı?
- Sen de doğru cevap versen olmaz mı?
- Aaa! Bu adam hepten harp ilân etmiş!
- Ne harbi meydan muharebesi. Ya sen biliyor musun?
- Neyi?
- Neyi olacak? Şu birbirimize olan hitap tarzımızı! Evlendikten sonra bu çeşitten konuşmalar yapabileceğimiz hiç aklımın ucundan geçmezdi. O iki kara sevdalı âşıklar gitmiş, birbirinin açığını yakalamaya çalışan iki CIA ajanı gelmiş sanki!
- Sen yapıyorsun hep! Bende bir şey yok! Sonbahar, eylül yaprak dökümü, hüzün ayı. Bak en kıymetli Aylin isimli yaprağım, zorla dalından koparıldı. Ben hüzünlenmeyeyim de kim hüzünlensin!
- Kim demiş ki eylül hüzün ayı diye? Onu bunu bilemem ama benim en sevdiğim aylardan biridir eylül!
- Benim tersimde veya karşımda yer almaktan zevk alır oldun!
- İyiye yorsan olmaz! Şöyle dikkatle bak, şu uzayıp giden tabiata. O nasıl muhteşem renk cümbüşü aman Allah'ım!
- İnadıma inadıma!
- Niçin inadına söyleyecekmişim Jale? Bak üstelik her mevsimi aynı anda yaşadığımız muazzam bir güzellik sergisi gibi tabiat. Kim ne derse desin eylül başkadır bende!
- O zaman senin olsun, al tepe tepe kullan!
- Eylül muhteşem de ekim değil mi? O da öyle. Eylül, ekim benim için çok büyük bir mânâ ifade ederler. Hele ki ekim! Yıkılan devletimizin küllerinden yeniden filiz vermesi, bir milletin silkinip düştüğü yerden kalkması bu ayda olmuş. Onun için her çeşit hissi barındırır yüreğimde.
- İyi iyi! Uzatma!
- Nasıl desem Jale’m? Benim için hususi aşkı da ifade eder!
- Ben “yaprak dökümü” dedim ya sen artık abarttıkça abartırsın! Eylül ayımız huzur ve mutluluk getirsin bizlere inşallah!
- Hoş geldin eylül! Sefalar getirdin yanında! Muhabbet ve hürmet de isteriz!
- Bana göre hayatımızda muhabbet ve hürmet, bu iki basit kelime insan münasebetlerinde çok mühim. Bu ikisi olmadan itimat, huzur ve saadetten söz etmek oldukça zor. İnsanlar bu kelimelerin mânâlarını bilseler veya bilmeseler de hatta bunları hiç kullanmasalar da herkesin muhabbet ve hürmete ihtiyacı çok, hem de nihayetsiz…
- Ben aksini mi söylüyorum Jale’m?
- Onu tam bilemiyorum ama hürmet, eşyanın var olma, canlının yaşama hakkını kabul etme, ona insanca davranmak demektir bir bakıma. Düşünen varlık insanı muhabbetle dinlemek, anlamaya çalışmak, anlayışla ve hoşgörü ile karşılamak, ona karşı bir hürmettir. Hürmetkâr olan, bir başkasının düşüncelerini hesaba katmadan kendi fikirlerini dayatmaya mecbur olmaz. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.