"Daha önce putperest olan rahibin küfürden ve dolayısıyla Cehennemlik olmaktan kurtulması, ibretlik bir hadise Behlül..."
Behlül Dânâ:
- Gözlerim doldu Sultan’ım! İslâmiyet merhamet dini.
- Hak din olan İslâmiyet’i kabul ettiğinden dolayı dünyası değişmiş rahibin. Abdullah bin Mübarek gibi bir evliyanın, Peygamberimizin tavsiyesiyle ziyarete gelmesini hak etmek, gönüller fethetmekle alâkalı sanki. Çamurdan çıkarılıp gül bahçesine oturtmak gibi bir şey!
- Eden kendine eder Sultan'ım. Kıymetli Müslümanların saflarına katılmak nasip işi.
- Daha önce putperest olan rahibin küfürden ve dolayısıyla Cehennemlik olmaktan kurtulması, ibretlik bir hadise Behlül. Kimsesiz yetimlere yapmış olduğu yardımıyla Allahü teâlânın rızasını, hoşnutluğunu kazanması biz insanlara bir müjde!
- Hem de ne müjde Efendim! Bir Mecusiye bile, ufak bir iyiliğinden dolayı ebedî saadetin yolları açılabiliyorsa…
- Öyle ya çocukluğundan beri Müslümanca yaşayan, o uğurda nefsiyle mücadele eden boş döner mi, ebedî saadeti kazanmaz mı?
- Elbette kazanır! Merhametlilerin merhametlisi bizleri yoktan var eden Rabbimizden ümidimizi kesmeyiz. Havf ü recâ yani her daim korku ve ümit üzerinde, ondan gelene hazırız...
Düşünmeden iş yapan, hain nefsine uyar,
Ağza geleni söyler, söylenmeyeni duyar.
Dikkat etmezse eğer, kötü yollara kayar.
Pehlivan sayılıyor, hasmını yere vuran,
Öfkesini yenendir, işte asıl pehlivan.
Ahretini düşünen, mideyi az doyursun,
Az yersen geç uyursun, çok yersen güç uyursun.
Giden gitsin, kalanlar, bilmeyene duyursun.
Yürü gittiğin kadar, çölde durur mu kervan?
Nefsini öldürendir, işte asıl pehlivan.
Kötülerle dost olan, umursamaz günahı,
Hakikati göremez, hatırlamaz Allah’ı.
Günahlardan korkmayan, niranlıktır vallahi!
Şaka mı sanıyorsun, elbet kurulur divan,
Aklını kullanandır, bence asıl pehlivan.
Cenâb-ı Hak, sabreden, mümin kulunu sever,
Resûlullah buyurdu: Sabreden bulur zafer.
Onun yolunda olan, elbet olur muzaffer,
Elbette felah bulur, lain şeytanı kovan,
İblise uymayandır, işte asıl pehlivan.
HOCA gafleti bırak, ömür akar, su gibi,
Her yerde ve her zaman gözetmeli edebi.
Hayâ, edep, tam îmân, kurtulmanın sebebi,
Yeter artık bu gaflet, uyan da bak ey civan!
Dost, düşmanı tanıyan, olur asıl pehlivan.
***
HERKES HAZRET-İ ÖMER GİBİ OLAMAZ
Tabiatın kucağında huzur bulmak isteyen herkesin rağbet ettiği yerdi benim fakirhanemin bulunduğu Dicle vadisi. Çayır çimenlerin üzerinde yürüyüş yapmak, koyun ve kuzuları otlatmak çok keyifli oluyordu. Etraftaki küçük çobanlarla bu sebeple ahbaplığımız artmıştı. Su, güneş, toprak bir araya gelince eşsiz bir manzara içerisinde, doyumsuz anlar yaşanıyordu. Derya misali nehir, herkese bolluk bereket getiriyordu. DEVAMI YARIN
Ragıp Karadayı'nın önceki yazıları...