“Daha yufka yürekli mi, yoksa daha saf mıyız?” 

A -
A +

Ona dedim ki:

 

- Tanju bilmen lazım, hanımlar merhametli olur, kapıyı hanım açsa, mutlaka bir şeyler verip çocukların gönlünü alır, öyle gönderirdi. Daha önce annemden duymuştum. Dilenciler kapıyı çalınca “Evin hanımı açsa” diye duâ ederlermiş. “Daha yufka yürekli mi, yoksa daha saf mıyız?” diye çok düşündüm lakin işin içinden çıkamadım. Bu hususlarda karar veremem ama bir hanım olarak şunu söyleyebilirim ki ben katıksız saftiriğimdir.

 

Kapı, hava cereyanı yapıp kapanınca tekrar açtım, özür dilemek için sağa sola bakınırken kimsecikleri göremedim. Tanju: “Kaçırttın çocukları!” deyip içeri geçince bazı gülüşmeler duyar gibi oldum ama emin olamadım. Yan komşulardan gelmiş olabileceğini düşünerek Tanju’ya seslendim:

 

- Odanın camını kapatır mısın Tanju? Cereyan yapıyor!

 

- !!!

 

Cevap vermeden çıkıp tekrar yanıma geldi:

 

- Kapımızı çalanlar dilenci olmasın!

 

- Madem dilenciydi, vermek için ne hazırladın? Bir şey vermeyecek misin?

 

- Hanım, iyi ki dilenciyle yüz yüze gelmemişsin, zavallıyı iyice azarlar, geldiğine bin pişman ederdin herhâlde!

 

- Çok mu kavgacı olduğumu ima etmek istiyorsun Tanju?

 

- Bak ben demedim! Kendin de söylüyorsun asabiliğini!

 

- Yaa! Öyle ha!

 

Galiba fena sıkışmıştım, biraz yapmacık da olsa ciddileştim:

 

- Belki evlerine dönecekleri paraları yoktu. Çaresizlik her şeyi yaptırıyor.

 

Daha sözümü tamamlamamıştım ki, dışarıda bir gürültü daha koptu. Tanju, birden dönüp kapıya koştu ama ortalığı karıştıran, gürültü yapanlar çoktan kaçmıştı.

 

Akşamın alaca karanlığında, korkan gözlerle, köşe bucak birilerini arasak da görünürde kimsecikler yoktu.

 

- Hadi Tanju içeri! Akşam akşam tövbe tövbe!

 

- Çocuk mu, hırsız mıdır, dilenci midir ne? Bilmiyoruz ama birileri var, hem de pek yakınımızda!

 

- Ayol çalınacak neyimiz varmış ki?

 

- Hırsızlar için malzemede sınır yoktur! Çöpler de dâhil ne bulursalar “eyvallah” deyip götürürler! Adı üzerinde hırsız! Onlarda insanlık, merhamet, acıma hissi olur mu veya beklenir mi?

 

- Neticede içimizden çıkan insanlar! Türkiye fabrikası seni beni, onu bunu piyasada ne varsa; ipsizi de sapsızı da imal ediyor… Melek gibi olanlar da var şeytanlaşanlar da…

 

- İyi de... Melekle şeytan arasında mizaç, ahlak, hayat anlayışı farkı çok, neredeyse aşılmaz uçurumlar var!

 

- Melek ve şeytan…

 

- Sen benim meleğimsin Jale'm...

 

- Sus! Öyle deme Tanju!

 

- Niçin?

 

- Niçini; senin aklından geçenlerde gizli!

 

- Anlayamadım!

 

- Anlatayım! Yani demek istiyorsun ki: Hemen bir çocuğumuz olsun, doğum sırasında ben öleyim, sonra o çocuğu sen tek başına büyüt, yetiştir. Dönüp sana, “Babacığım, annem nasıl bir kadındı?” diye sorduğunda sen de ona “Ah ah! Senin annen bir melekti yavrum!” diyerek karizma yap!

 

- Ee!

 

- Sonra da çocuk biraz daha büyüyüp sağını solunu tartınca, hayal kırıklığından uyuşturucuya başlasın, bilâhare “Bu işte iyi para varmış” diyerek kaçakçılığa soyunsun, sonra başı polisle derde girsin!

 

- Ee! Daha daha… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.