Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Bir aksilik olmazsa; bugün çekim hazırlığı yaptığımız “AKŞEMSEDDİN” filmimizin oyuncu kadrosuyla sözleşme imzalayıp sonlandıracaktık.

Gözlerin neden yumuk?

Ellerin sanki pamuk,

Kusura bakma ama,

Saçların biraz yamuk!

Gökyüzünün kurşun rengi bulutlarla dolu olduğu bir ilkbahar günüydü. Her zaman yaptığım gibi sabah erkenden işimin başına geldim. Servislerin aynı anda gelmesinden mi ne her taraf çalışanlarla doluydu. Birden gök gürledi, şimşekler çakmaya başladı. İlk kez düşen billurdan damlaları görüyormuş gibi bir hâlimiz vardı. Beklenmedik bir anda, birbiri üstüne çakan şimşekler; bomba patlaması gibi bir ürperti ve panik oluşturmuştu hepimizde. Bardaktan boşanırcasına yağan şiddetli yağmurdan korunmak için birkaç arkadaşla birlikte binanın ilk giriş bölümüne sığındık. Geniş camlardan meydanda olup bitenleri; en yakın servislere doğru koşanların ve hatta gelen misafirlerin nasıl bir şaşkınlık ve korku içinde kaçıştıklarını rahatlıkla görebiliyorduk…

Az da olsa ıslak elbiselerimden ayaklarımın altındaki küçük birikintiye, her düşen damladan çıkan “şıp” sesine dönsem de yine gözüm etrafımdakilerdeydi.

Sicim gibi boşanan yağmur incecik, billurdan damlacıklar hâlinde beton zemin üzerine üzerine iniyor, önce boz bulanık akıyor, sonra şeffaflaşarak her tarafı âdetâ yıkıyor, oluşan şekilsiz, yatağı olmayan derecikler, yer yer mini şelâlecikler hâlinde köpürüyor, önümden geçip rampa aşağı kıvrım kıvrım akıp gidiyordu. Saçakların altına gizlenmiş serçeler, boyunlarını içlerine çekmişler, öyle canlı biblo gibi kıpırdamadan duruyor, sanki pamuktan kuşlarmış gibi martılar; gruplar hâlinde kanat çırpıyordu üzerimizden. İleride, arabalarında mahsur kalanların yağmurun dinmesini bekleyişleri dikkatimi çekti. İçimden; “bunlar benim misafirlerim olmasın!” dedim, daha dikkatli bakmaya çalıştım. Hayal meyal görünenlerin kim olduklarını çıkaramadım. Yağmur; hâlâ devam ediyor, insanları net görmemize fırsat vermiyordu. Daha fazla beklemeden binaya doğru koştum. Biraz ıslanmama rağmen oyalanmadan X-ray cihazına çantamı koydum, geçtim, doğru odama…

Bir aksilik olmazsa; bugün çekim hazırlığı yaptığımız “AKŞEMSEDDİN” filmimizin oyuncu kadrosuyla sözleşme imzalayıp sonlandıracaktık. İşte beklediğim misafirler bu oyuncular… Yani hepsini ekrandan tanıdığınız meşhurlar. Önceden telefonla konuşup temel esaslarda mutabık kalmıştık. Şimdiyse son sözlerimizi söyleyecek, kaporalarını verip sözleşmeleri imzalayacaktık.

Filmin ana kahramanları dört kişiydi:

Hasan Ağa, Doktor, Akşemseddin hazretleri, Hacı Bayram Veli hazretleriydi.

Birinci rolü; işin başından beri; o zamanlar yardımcılığımı da yapan RECEP CİNİSLİ kardeşimize münasip görmüştük.

Doktor rolünü; GÖKHAN ARSOY’a, Hacı Bayram Veli hazretlerini; MURAT SOYDAN’A, Akşemseddin hazretlerini ise REHA YEPREM’e ayırmış, işi olmuş bitmiş olarak görüyorduk. Sadece Reha’nın canlı programlarını hesaba katarak alternatif olarak da VATAN ŞAŞMAZ’ı çağırmıştım.

DEVAMI YARIN

ÖNE ÇIKANLAR