Muhabbeti, hürmeti ve itimat edilirliği hepten unutturdular!

A -
A +

Parası olan kadın, erkeğe ihtiyaç hissetmemeye başladı... Oysaki parası varken de bir kadının bir erkeğe ihtiyacı vardı...

 

 

 

Çocuk sahibi olmaktan, nikâhtan, ev işlerinden alabildiğine soğuttular. “Kuvvetli, kendi ayakları üzerine duran hür kadın…” sloganlarıyla kadını; evinin hanımefendisi, ailesinin başı, hane-i saadetin hürmet gören sultanı olmaktan çıkarttı, vahşi bir vampire dönüştürdüler de gıkımız bile çıkmadı. “Erkeğin yaptığı her şeyi sen de yaparsın! Hiç tereddütsüz denemeli ve mutlaka yapmalısın!” teşvikiyle aslında kadını, kuvvetinin yetmeyeceği kadar ağır işlere, âlâkası olmayan mesleklere zorladılar. Parası olan kadın, erkeğe ihtiyaç hissetmemeye başladı, istisnalar hariç. Oysaki parası varken de bir kadının bir erkeğe ihtiyacı vardı, bu tabiatı icabıydı…

Muhabbeti, hürmeti ve itimat edilirliği hepten unutturdular kızlarımıza. “Hey! Yavşak! Hişt lan! Zevzek!” diyen kadınlar türedi sokakta. Ne hikmetse kimse de garipsemedi… Giyim kuşam kuklası olmuştuk da beslenmemiz öyle değil miydi? Bin senelik harsımız, medeniyetimiz itildikçe itildi, sanki o Selçuklunun, Osmanlının torunları değildik! Dizilerde, filmlerde verilen rol modeller, yapılan algılar yetmezmiş gibi bir de yediğimiz hazır gıdalar ve içecekler ile resmen genlerimizi değiştirdiler.

 

Hassasiyetimizi hepten bitirdiler. Her şeyi açıkça görüyoruz, duyuyorduk ama tepki veremiyorduk. Bazılarımız kalben buğzetse de daha ileri gidemiyor, bir kişiyi de olsa şuurlandırmak için kılımızı kıpırdatmıyorduk. İnsanımızı birileri acayip bir kuvvetle silkelemesi lazımdı. Toplu hâlde uçuruma gidiyorduk. Tabii biz öyleydik de bütün dünya güllük, gülistanlık mıydı? Elbette hayırdı.

 

Biz ne edip edip memleketimizi, güzide insanımızı kurtarmak için bir adım atmalıydık. Sağlam karakterli pedagoglarımız anaokullarından başlayarak bu gidişatın yanlış olduğunu, cinsiyetsiz insanın olmayacağını ve herkesin kendi bedenini muhafaza etmesi lazım geldiğini anlatmalı, eğitimcilerimiz de bu mesuliyeti üzerlerine almalıydı. İlim adamlarımızın, keskin çizgiler ile “Kadının sadece kadın, erkeğin sadece erkek” olduğunu anlatmaları lazımdı. Anne babalar olarak bizler de evlerimiz, ailelerimiz ve bütün insanlık aynı mesuliyeti duymalıydık. Mutlaka aile hayatı kıymetlendirmeli, vazgeçilmezliği kafalara iyice sokulmalıydı. Sağlam ailelerde sağlam kişiliklerin çıktığını unutmamalıydık. Son kale ailemiz de hepten çöktü mü? Allah muhafaza tutunacak hiçbir şeyimizin kalmayacağı şuurunda olmalıydık. Aile kokarsa, emin olun toplum hepten çürür, infilak ederdi.

 

 

 

Kasvetli fırtınalı soğuk hava,

 

Cahiller kolayca geliyor tava

 

Şaşırmıştım yolumu karanlıkta,

 

Uyuklamışım eski samanlıkta!

 

 

 

Binbir düşünceyle öylesine kendi hâlimde işten gelirken Tanju'nun bir kızla sarmaş dolaş kaldırımda yürüdüğünü gördüm. Sadece başımın döndüğünü hatırlıyorum, bayılmıştım...

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.