Sevip sevilen yere her mevsim rahmet yağar!

A -
A +
Bazen rahatlamak için kendimize başka meşguliyet bulmak icap edebiliyor.
 
Samimice kucaklaştık, dostça vedalaştık usta ve çırağıyla.
Kızgın, öfkeli ve karmakarışık bir hissiyat ile başlayan bugünkü maceramı düşünerek, matbaa ustasının arabasından indim. Üzerlerini sinek ve böceklerin kapladığı sokağın dönemecine atılmış çöplerin yanından burnumu tutarak geçtim. Belediye başkanına kötü bir laf dememek için kendimi zor tuttum...
Yıllar sonra da olsa o kadar ibret verici bu manzarayı hiç ama hiç unutmadım. Günlerce arabasının camı kırılan adamın teybini çalan hırsızın tövbe edişi, rüzgârla sallanan bu iriyarı, saçı sakalı birbirine karışmış, etrafa mürekkep kokuları saçan matbaa ustasının anlattıkları göğsümü kabartmış, ebediyyen kurtulmuş esmer vatandaşımızın beyaz kâğıtlardan daha ak hayâli zihnimden hiç çıkmamıştı.
Haftalar, aylar, yıllar geçti işte hâlâ unutmamıştım. Ne vakit kaset, film lafı olsa hep onlar gözümün önüne geliyordu...
 
Bilinen kapıları, normal anahtar açar,
Nice kapıları da, makbul duâlar açar,
Emr-i maruf var iken, bu hizmetten kim kaçar?
Sakın deme bana ne, birlikten kuvvet doğar,
Huzurlu olan yere dört mevsim rahmet yağar!
 
Mübarek evliyalar, çalıştılar durmadan,
Nimete kavuşulmaz, emeksiz yorulmadan,
Yapacaksan şimdi yap, hak hukuk sorulmadan,
Sakın deme bana ne, birlikten kuvvet doğar,
Sevip sevilen yere her mevsim rahmet yağar!
 
HOCA kılı kırk yarar, buna, ne gerek deme!
Ne denmişse onu yap, karışma gerisine!
Zengin olmak şart değil, ihlâs yeter hepsine.
Asla deme bana ne, birlikten kuvvet doğar,
Hak hukuk olan yere, sınırsız rahmet yağar!
                         ***
     
 

SENELER SONRA GÜMÜŞHANE’DE...

 
 
Bazen rahatlamak için kendimize başka meşguliyet bulmak icap edebiliyor. Bir arkadaş şöyle anlatmıştı ve anlatırken de gayet ciddiydi;
"Seccademi yere serip üzerine diz çöküyorum, ölümü, Cennet’i, Cehennem’i düşünüp pek hüzünleniyorum, sonra da seccadeyi katlayıp rafa kaldırıyorum ve bildiğim hayatıma devam ediyorum..."
Uzun zaman devam eden üzüntü ve kederleri, yağmayan bulutlu havaya benzetiyorum. Bu yüzden yağıp rahatlamak için dünyanın hiçliğini, ahiretin ebediyyen olacağını ve ölümü sık sık hatırlamak lazım. Maziyi düşünmek bu mevzuda pek yardımcı olabiliyor.
 
Yiğit misin, er misin?
Yemek hazır yer misin?
Haydi, sefere desek,
Bana hay hay der misin?
DEVAMI YARIN
 
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.