"Sizi üzdüysem özür dilerim kıymetli doktorum!.."

Sesli Dinle
A -
A +

“Derdim çoktur hangi birine yanayım? Yine parelendi yürek yaresi!” ile “Dertleri zevk edindim, bende neşe ne arar...” şarkıları aklıma geldi.

 

 

 

Doktor Nefise:

 

- Samimiyetle söylediğine inanıyorum Jale Hanımefendi Kardeşim. Hasta bir kimse ilacı kendi kafasına göre değil doktorun talimatına göre kullandığında şifa bulur. Din de Tabîbe'l-kulüb yani kalplerimizin tabibi, hakiki hekim Sevgili Peygamberimizden bize gelen bir reçetedir. Bu reçete, onu yazanın talimatına münasip hayata geçirildiğinde tesirini gösterir. Mesela, günlük beş vakit namaz ilacını, haftada bir Cuma günü kullanmak yetmez. Ya hiç kullanmayanların durumu nice olur?

 

     ***

 

İsyânımız var bî-aded çâresiz kaldık,

 

Bize bir çâre eyle kıl meded!

 

Cürmümüzden geç kabûl eyle recâmız etme red.

 

El meded ey Fahr-i âlem el meded, senden meded!

 

 

 

Sen nübüvvet şâhısın şer’in cihâna muktedâ,

 

Edelim rahmet sırât-ı müstakîme iktidâ.

 

Bu garip ümmetlerin çün Hakk’a eyle ilticâ,

 

El meded ey Fahr-i âlem el meded, senden meded!

 

 

 

Aşk-ı Mevlâ ile sâlik olduğun râh aşkına,

 

Leyle-i İsrâ’da teşrif ettiğin câh aşkına,

 

El amân el amân imdât ihsan eyle Allah aşkına,

 

El meded ey Fahri âlem el meded, senden meded!

 

Medet ya Habîb ve Tabîbe'l-kulüb!

 

 

 

- Yukarıdaki üç kıta şiiri kaç kişimiz rahat okuyup anlayabilecek kapasitede?

 

- Hiç yok! Bana İngilizce bir metinden daha zor geldi!

 

- Sana öyle de bana değil mi? O iş ayrı bir dert! Hangi birine yanayım?

 

- Kusura bakma Doktor’um! “Derdim çoktur hangi birine yanayım? Yine parelendi yürek yaresi!” ile “Dertleri zevk edindim, bende neşe ne arar...” şarkıları aklıma geldi.

 

- Allah iyiliğini versin! Çok fenasın Jale Hanım!

 

- Hani bir ecdat sözümüz var ya “Bir kapta ne varsa o sızar...” diye. Bende de bunlar var. Her şeyi bol bol harcayıp bitirdik bir heyula gibi! İsraf diz boyu anlayacağın.

 

- Maalesef! Bir kilo bulgur kurtlandı, çöpe gitti, nimet israf oldu diye üzülüp endişeleniyoruz. Güya takva numarası yapıp “Yahu bulgur çöpe atılır mı, günahtır, bari tavuklara verelim…” diyoruz. Nimet israf etmiyoruz ya, bu çocuklar nimet değil mi? İnternet önünde, sokaklarda ve rezil ortamlarda helak olan çocuklar bulgurdan kıymetsiz mi? Beni söyletme Jale Hanım derdimiz çok büyük!

 

- Üzdüysem özür dilerim kıymetli doktorum! Anlattıklarından dolayı size hak vermemek mümkün değil, yerden göğe, gökten yere kadar haklısın. Aklım söylediklerinden yana fakat iş tatbikata gelince, hele arkadaşlarımın yanına gidince kopuyorum kendimden.

 

- Şaşırmıyorum bu hâline! Bunun böyle olacağını büyüklerimiz önceden söylemişler. Bütün kötülerden çevreden, arkadaşlardan, okuduklarından, dinlediklerinden uzaklaşmadıktan sonra kendini toparlaman mümkün değil. Eşyanın tabiatına aykırı. Şanlı ecdat ne güzel söylemiş: “Bir koltukta iki karpuz taşınmaz…” diye. Çok basit bir misalle hayatı hülâsa edip özetlemişler. Bir insan aynı anda hem şarka hem de garba gitmeye kalkışsa gidebilir mi? Mümkün değil, gidemez. Niçin? İki zıt şey de onun için. Garba giden şarktan uzaklaşır, şarka giden de garptan. Matematik kaidesi bu, şaşmaz... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
İsmail Özgür27 Temmuz 2023 09:19

..Arkadaşlardan, okuduklarından, dinlediklerinden uzaklaşmak diyorsunuz.. İyide ben bu yazılanlarla cok mutluyum, Allah razi olsun. Beni daha edepli ve ahlakli yapmaya son derece yardin ediyor tesvik ediyor. Allah sayilarinizi artirsin, amin