Amerika, Türkiye'ye mecbur

A -
A +

Washington, Ankara'dan 1 tugay dolayında askerle müteahhitlik hizmetleri istemekte. Buna koalisyonun içinde yer aldığımız gibi bir gerekçeyle hal tarzı da bulunmuş. Amerika'yla birlikte kayıtsız şartsız Irak'a saldırmamızı isteyenler şaşkın olmalı. 200 askerli Polonya'nın gerisine düştüğümüz yolundaki sözler de böylece eskiyor. Gerçi haber bir doğrulandı-bir doğrulanmadı ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Belli ki hükümet işi garantiye aldıktan sonra gerekli açıklamaları yapacak. Komşu olmamız hasebiyle milletlerarası teamüller icabı Irak'a Barış Gücü yollayamayacağız şeklindeki iddiaların da pratikte bir değeri olamaz. Bush ve takımı, korkmakta. Irak halkı, bu yabancı organı bünyeye kabul etmiyor. Bir diktatörün zulmünden kurtulmak isteyen bu insanların vatanı, bu defa zalim bir işgale uğramıştır. Yaşadıklarını unutmaları mümkün değil. Beyazsaray, Bağdat'ta yarınlarını kara görmektedir. Onun için İran'a Suriye'ye, aşiretlere değil, Türkiye'ye muhtaçtır. Hakem rolü oynayacak, yaraları saracak, eski toprakları olan bu memleketi imar edecek olan Türkiye'dir. Amerika, bunu daha savaş bitmeden kavradı. Belki de bundan dolayı Türkiye, gerçek niyeti anlaşılınca geri durmasından dolayı ağır kayıplar gördüğü halde ona incitici bir şey diyemedi. Halbuki Amerikan hayranları, -yüzleri hiç kızarmadan- süper gücün Türkiye'yi cezalandıracağını yazıp söylemekteydiler. Onlar, deryadan habersiz balıklara benziyorlar.... ABD de, Rusya da diğerleri de Türkiye, olmadan, Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar hiçbir varlık gösteremezler. Üstelik askerimiz uzak tarihte Kore'de, yakın tarihte de Bosna, Somali, Kudüs ve Afganistan'da dünyanın sulh ve sükûnu için fevkalade imtihan vermiştir. Irak'ın, komşumuzun, eski teb'amızın, din kardeşlerimizin başına ne yazık ki büyük bir felaket gelmiştir. Ankara, önce felaketi geciktirmiş sonra da alanını daraltmaya çalışmıştır. Onun için Irak halkı ABD ve diğer batılı kuvvetleri, düşman olarak bellerken Türk askerini de Türk işadamını da bağrına basacaktır. Stratejik ortağımızla birlikte kayıtsız şartsız savaşa girelim, kuzeyden cephe açalım diyenlerin varmak istedikleri bu nokta değil miydi? İşte o imkân kendiliğinden ayağımıza geliyor. Türkiye, masada da Bağdat'ta da imar ve inşada da insanların acısını paylaşma ve yaraları iyileştirmede de üzerine düşeni yapmalı. Barışı tesis için, ilaç taşımak ve yerle bir edilen Bağdat medeniyetini yeniden imar için oralara gitmeliyiz. "Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz". Ha Bursa ha Bağdat.... Gül, Kül Oldu Bağdat'ta... Bağdat'ta güllerin yeniden açması, yüzlerin yeniden gülmesi için gitmeliyiz. Amerika Türkiye'ye mecbursa biz de yetimlerin başını okşamaya mecburuz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.