Kaydet
a- | +A

SSCB-Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasıyla II. Dünya Harbi’nden sonra 1945’te başlamış olan Soğuk Savaş Dönemi bitti. Bu yarım asırlık zaman zarfında yerkürenin handiyse her bucağında ideolojiye dayanan Kızıl-Kara-Sarı sert husumet rüzgârları esmişti. Rusya, ABD, Çin düşmanlığı, insanlık için can ve mal kaybı başta olmak üzere çok pahalıya mal oldu.

Yirminci yüzyılda iki sıcak savaş ve bir de soğuk savaş dönemi vardır. 1914-1918 I. Cihan Harbi, 1939-1945 II. Cihan Harbi ve 1945-1991 Soğuk Savaş Dönemi. Sonuncusuna pekâlâ "III. Cihan Harbi" de denebilir. Diğerlerinden farkı şudur. Bu dönemde ordular, cephelerde karşı karşıya gelip silahlı mücadele yapmadılar ama kapitalizm ve komünizm iki cepheye ayrılarak birbiriyle vuruştu. İstihbarat, belki de daha evvel olmadığı kadar etkili oldu. Nizâmî orduların yerini vekâlet savaşlarıyla ideolojik vuruşmalar almıştı. 1910-1990 arası vuku bulan harplerde milletlerin verdiği insan kaybı, mali ziyan ve haritaların değişmesi yekûnunun tuttuğu toplam zarar-ziyan önceki 900 yılda yaşanmamış olsa gerektir. 20’nci asır, sanayi inkılabının tanklar, toplar, füze, tayyare, ağır harp silahları ve nihayet atom bombasıyla devletleri güdümüne aldığı bir ızdırap çağıdır.

20’nci asrın bitmesine 10 yıldan az bir zaman kalmış ve Sovyetler, Kızılordu, efsanesiyle yolları titretirken hiç de beklenmedik şekilde çınar devrildi. Meğerse Sovyetler içten içe çürümüş fakat bu görülememiş. Böylece ABD-SSCB “İki Kutuplu Dünya Dönemi” bitti. Dünya, şimdi ABD ile tek kutuplu bir hayata başlamıştı.

I. Dünya Harbi,1918’de nihayete erince 920-1946 arasında var olan Cemiyet-i Akvam, devrin MC-Milletler Cemiyeti olarak kurulduysa da II. Dünya Harbinin çıkmasını engelleyemediği için yaşayamadı.

I. Dünya Harbi’nin galip devletleri, insanlık için elzem müesseseler ihdas etmek yerine imparatorlukları tasfiye edip millî devletler dönemini başlatmışlardı. Gerçekteyse olan şuydu:

İngiliz imparatorluğu tahkim edilmişti. Çin İmparatorluğu, komünizm makyajı yapmış olarak devam ediyordu, kimlik değiştiren Rusya yine imparatorluktu, ABD, Başkanı seçimle gelen nev’i şahsına münhasır bir imparatorluk olmuştu.

Soğuk Savaş Dönemi’nin ardından ortaya çıkan Tek Kutuplu Dünyanın kutup başı bu ABD’ydi. Şimdi daha kudretli olduğu zannındaydı. Kızıl İmparatorluk, yarıştan kopmuş ve dağılmıştı. ABD bu güç zehirlenmesiyle defalarca Irak ve Afganistan’ı işgal etti. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’yu Arap Baharı sihriyle büyüledi. Tunus Libya, Mısır ve Sudan’da darbe ve iç kargaşaya yol açtı. Suriye, faciaya sürüklendi. Washington’un vazgeçilmezi İsrail için çevre temizliği yapılıyordu.

Bununla da yetinilmedi:

Putin Rusya’sı, Yeni Çarlık rüyası içindeydi. Moskova, bu hırsla 2014’te Ukrayna’ya saldırarak Ukrayna hudutları içinde muhtar/özerk bir Türk vatanı olan Kırım’ı işgal etti. Bu saldırı yenilerinin habercisiydi. Kiev, işgali böyle okudu. Haksız da değildi. Nitekim Rusya, 2022’de hamlesini büyüterek yeniledi…

Ortada kuvvet dengesizliği vardı. Buradan hareketle Kiev yönetimi, NATO’ya girmeyi en çıkar yol olarak gördü. Bu bakış AB’nin de ABD’nin de işine geldi. AB ülkelerinin en az üçte biri eski Sovyet peykleriydi. Rusya’nın ne zaman ne yapacağı belli olmazdı. Güçten düşmeliydi. Rusya rakip olmaktan çıkarsa Washington, Pekin’le daha rahat mücadele edebilirdi. Bu sebeple batı, Zelenskiy’yi kapışmaya cesaretlendirdi. Bir miktar silah ve para da verdiler. NATO mevzuu pek konuşulmuyordu. Ukrayna, bu tezgâhtan çok ziyan gördü. Rusya da ziyan gördü. Diğer taraftan dünyanın başına İsrail diye bir çirkinlik musallat olmuş ve topyekûn Batı, onu destekleme gibi vahim bir hataya düşmüştü.

Bu arada II. Dünya Harbinden sonra kurulan BM, NATO, AB gibi kurumlar ciddî anlamda zayıflamıştı. NATO’nun bugün Rusya ile kavgaya tutuşmasının bedelinin ağır olacağı aşikârdır. NATO’nun beyin ölümü yaşadığını Fransa Devlet Başkanı Macron, çok önceden haber vermişti. BM zaten tükenmiş durumda. Kurnaz İngiltere, gelecek vadetmeyen AB’den çoktan ayrıldı.

Keyfince yönetimde yekta Trump, Avrupa Birliğine sizi besleyemem başınızın çaresine bakın diyor. Donald Trump’ın hesabında AB’yi değil, AB içinden İtalya-Polonya ve Macaristan’ı yanına çekme düşüncesi olduğu konuşulmakta. Aynı Trump, Beyaz Saray’da hırpaladığı Zelenskiy’ye de NATO hevesinden vazgeçerek barışa râzı olmasını telkin ediyor. Çâresiz Zelenskiy ise "herkes, NATO’ya girmemizden yana değil" gibi bir mazerete sığınıyor.

Sonuç şudur:

1990 başlarında İki Kutuplu Dünya dağıldığı gibi 2020 başlarından itibaren de BM, AB, NATO da gücünden çok şey kaybetmiş durumda. Artık, Tek Kutuplu Dünya da yok. Irak, Afganistan işgalleri, darbelerin arkasında yer alması, adaleti ıskalaması, İsrail’in Gazze ve bölgedeki soykırımı, ABD’ye pahalıya mal oldu. Şimdi artık Çok Kutuplu Dünya var. I. Dünya Harbi’nde büyük devletlerin tasfiye olmasından bir asır sonra bu defa farklı yapıdaki Büyük Devletler dönemine geçiliyor…

Onun için:

Çok Kutuplu Dünya’da bize yakışır bir yerde olma maksadıyla Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge’yi mutlaka inşa etmeliyiz…

Bu defa haritayı çizen el, biz olmalıyız!..

ÖNE ÇIKANLAR