Daha Adil Bir Dünya İçin Çocuklara Adalet

A -
A +
Yetişme çağlarımızda düşünmüştük ki dünya harplerinin yol açtığı yoksulluk, zulüm, çocuk ölümleri, tecavüzler...oralarda kaldı.
Nasıl da yanılmışız!
Uzak ve yakın çevremiz, bugün de harpler, göçler, tecavüzler ve fukaralıklara maruz.
Önce Ruslar, Afganistan'ı işgal etti:
Afganistan'da ölen çocuk sayısı belli bile değil.
Sonra Sırplar Bosna'da soykırım yaptı. Bosna'da binlerce çocuk öldü, binlerce kadın, kirletildi. ABD güdümünde Irak işgal edildi. İşgalin yükünü Iraklı kadın ve çocuklar çekti ve çekmekte.
"Bahar geliyor" dendi. Çocuklar, sandılar ki uçurtmalar uçuracak, kırlarda kelebek kovalayacaklar. Oysa orada binlerce Suriyeli kadın ve çocuk öldü. Baas rejimi, inanç soykırımı işlemekte. Yetmedi çocuklar, uykularında sarin gazlarıyla kitleler halinde katledildiler. Suriye'de ölümler, göçler bugün de yaşanıyor...
Doğu Türkistan, bitmez bir benzer çiledir... Filistin adaletsizlik, işkence ve işgalin sembolüdür. Filistin'de masum yavrular, babalarının kucağında iken Yahudi keskin nişancılar tarafından kurşunlanır....Arakan Müslümanları, Budist rahipler elinde zulmün envai çeşidini çekmekteler.
Bu dünyanın hangi bir kötülüğünü saymalı?
Adaletsizlik, zulüm, işkence, katliam, mabed yıkma, hane yakma, yoksulluk... Endülüs tarihinde kalmadı. Nazilerle, Komünistlerle bitmedi. Bosna'ya gömülmedi. Olanca hoyratlığıyla Asya, Afrika, Kafkaslar ve Balkanlarda yani İslam Bedr'inde/ İslam dolunayında sürüp gitmekte. Bir kaç sömürgeci devlet, bu devletlerin tepesinde silah baronları, bir avuç paraperest, dünyayı kasıp kavurmakta.
Oysa BM, NATO, o birliği, şu birliği, bu birliği... diye ne de güzel göstermelik kurumlar var.
Bütün bu kötü hayatların mağduru, en önce analar, çocuklar ve yaşlılardır. Bugün dünyada binlerce savaş mahsulü babasız çocuk mevcut. Bir kadın düşünülsün; düşman askerleri adlı vahşiler, evine girmiş belki diğer çocuklarının önünde hatta belki kocasının önünde kendisine tecavüz ettikten sonra savuşup gitmiştir. Fakat o kadın, o çocuğu doğurmak zorunda kalmıştır. O kadının ruh halini bir düşünmeli. O kadın, o mağdur anne, çocuğuna her bakışta o ânı hatırlayacaktır.
Dünya, batının "milenyum" dediği bu son çağda hiç bir çağda olmadığı kadar zalimleşti.
Vahşi silah, vahşi sermaye ve vahşi insan.
Bu çağın özeti bu cümledir.
Merhamet, bugün, insanlık vicdanında kurumuş gözeler kadar cılız...
Bu sicili bozuk dünya, tecavüze uğramış Bosnalı kadının, babasının kollarında ölen Filistinli yavrunun, açlıktan kaburgaları sayılan yaralı yüzünde yüzlerce sineğin uçuştuğu Afrikalı çocuğun, Iraklı, Suriyeli mülteci kadınlarla çocukların vebalini ödeyemez. Keza "düzeyli beraberlik" mağdurlarıyla, boşanma fırtınasında boşluğa düşmüş çocuklar var.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, "Daha Adil Bir Dünya İçin Çocuklara Adalet"  arayışına girip "Suç ve Ceza Filmleri"ni gündeme taşıyınca destek olalım istedik.
Diyoruz ki şunlara ihtiyaç var:
Sağlam hukuk, şaşmaz adalet.
Namuslu hukukçu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.