İİT'NİN İSMİ, DİLİ, MERKEZİ, BANKASI VE GAYESİ

A -
A +
İİT/İslâm İşbirliği Teşkilatı, 56 üye devletin iştirakiyle İstanbul'da toplandı. Son senelerde İslâm âlemi için yapılmış en geniş toplantıdır. 
Konuşmalarda da dile getirildiği gibi Müslüman memleketlerin yığınla mes'elesi vardır. Bazı milletler esaret altındadır, bazı ülkeler işgal edilmiştir, haçlı zihniyeti, sinsi bir şekilde bu coğrafyaya sızmış insafsızca sömürmekte ve İslâm ülkelerini kabile üzerinden veya  itikatlarını bozarak birbirine düşürmektedir. Batılı devletler, bir kaç asır öncesinden başladıkları yer altı, yer üstü madenleriyle petrolleri alıp götürme faaliyetlerine bugün de devam etmekteler. Son senelerdeyse İslâm ve Müslüman imajıyla oynamaktalar. "İslam eşittir terör!" iftirasını kısmen bile olsa yerleştirdiler. Batıdaki bir çok insanda -maalesef- İslâm korkusu ve Müslüman nefreti uyanmıştır.
Diğer taraftan ağa devletler emrindeki BM/Birleşmiş milletler, soğuk savaş döneminin yanlış yapısını devam ettirmektedir. Karargâh merkezi olan BMGK'da hiç bir İslâm devleti yoktur.
Şu hakikat unutulmamalı:
İslam ülkeleri,  I. Dünya Harbi'ne dek ya doğrudan doğruya veya Hilafet bağlılığıyla bir bütündü. O zamanlar, şimdi ileri sürüldüğü gibi bir mezhep sıkıntısı yoktu. Bizde tarihin hiç bir döneminde Mezhep savaşları yaşanmamıştır. Şimdilerde mezhep zannedilen cereyanların önce terör örgütü olarak sonra da devletleşmeleriyle yaptıklarının ve/veya inançlarının 4 hak mezheple uzaktan yakından alâkası yoktur. Bunlar, İslamofobi için kurgulanmış, ısmarlama fikir ve taşeron taşkınlıklardır.
İslâm dünyasında her memleketin kendi içinde, İslâm coğrafyası olarak, bulunduğu kıta olarak ve diğer dinlerin inanç aidiyetini oluşturduğu devletlerle.... şeklinde devam eden haylice zorluklar vardır. Bunlardan bazıları asırlıktır. Bu sıkıntılar dayanışmayla aşılabilir . İİT'nin ortaya çıkması, bu ihtiyaçtan doğmuştur
İİT, ilk olarak 1969 Senesinde "İslam Konferansı Teşkilatı" adıyla ve Filistin derdine derman olmak için Tunus’ta kuruldu. BM'den neredeyse çeyrek asır sonra doğuyordu. Ne var ki bugün gündemde olan teşkilat, kurulduğundan bu yana gözle görülür bir icraata imza atamadı.
Bu coğrafyada halk, temizdir. Onların başındakilerse ya batının güdümündedir vaziyeti idare eder veya o ülke çok fakirdir hiç bir tesiri olmaz.
"İslâm İşbirliği Teşkilatı 13. İslâm Zirve Toplantısı" bu gerçekler altında İstanbul’da yapıldı. Türkiye, devlet olarak toplantıya çok kıymet verdi.  Zaten dönem başkanlığı da şimdi Türkiye'de. 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Filistin'den Kırım'a, terörden mültecilere ve BM'nin sakat yapısına dek bir çok mes'eleyi, çok net ve çok cesur bir dille, Başbakan Ahmet Davutoğlu da tam bir vukufiyetle bir bir sıraladılar. Çıkan sonuç şudur; İslam Dünyası, ya haysiyetine sahip çıkıp birinci sınıf dünyalı olarak başı dik yaşayacak veya esaret ve vesayet altında sömürülmeye devam edecek.
Bakalım, konuşmalar, beklenen faydayı temin ederek İslam Ordusu, İslam Polis Teşkilatı, İslam Adalet Divanı, KB/Kızılaylar Birliği... gibi yeni kuruluşlar ihdas olacak ve İslâm Kalkınma Bankası gibi var olanlar da maksada matuf olarak çalışacak mı?
Ömrü yarım asra dayanan teşkilatın, bugün Suriye mes'elesinde de Hilafet meselesinde de teklif ve fikirleri olmalıydı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, yeni dönemde bu teşkilata başkanlık yapacaktır. Eğer 57 üye, samimi davranır ve bizi yarı yolda bırakmazlarsa Ankara, BMGK'nin yapısını kanırta kanırta değiştirir.
Her şeye yeniden başlamak lazım:
Hale bakınız ki İİT'nin resmî dili Arapça'nın yanısıra Fransızca ve İngilizcedir. Türkçe yok. Toplantı İstanbul'da yapıldı, iştirakçilerin önündeki levhalar İngilizceydi, bazı konuşmalar diğer iki dille yapılmaktaydı.
1976'dan başlayarak "İslam BM Teşkilatı" gibi adlarla gerek ihtiyaca dair ve gerekse çarpık yapılı BM'yi irdeleyen onlarca makale kaleme almış, bu işlere kafa yormuş bir insan olarak teklifimiz şudur:
İİT'nin ismi "İslam Devletleri Teşkilatı" ve merkezi İstanbul olmalı, Türkçe resmî diller arasına girmeli, İslâm Kalkınma Bankası da İstanbul'a taşınmalıdır.
İstanbul keyfiyeti, tarihin ve şartların emridir.
Bu şehir, 5 asrı aşkın bir zaman Dar'ül Hilafe olmuştur.
Bu millet, bugün de fiilen bu mes'uliyet ve bu şerefi yüklenmiştir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.