Osmanlı coğrafyasına sahip çıkarak büyümek

A -
A +

Mesele Osmanlıcılık yapmak değil. Zaten Osmanlının Osmanlıcılık gibi bir derdi yoktu. Türkçülük, Osmanlıcılık, İslamcılık, Osmanlı devletinin tarih sahnesinden çekilmesinden bir adım evvel devrin münevverlerinin kendi dünya görüşlerine dayanarak buldukları ütopik kurtuluş reçeteleri. Bu reçetelerin hiç biri faydalı olamadı. Zaten sonu "..ist", "izm"le biten bu ve benzeri mefhumlar, ithal fikirlerdir. İthal malzemeyle yapılan ameliyatlar işe yaramadı ve yaramıyor. Bugün Osmanlı, alnının akıyla tarihteki yerini almıştır. Geriye Türkiye Cumhuriyeti isminde bir evlat ve Osmanlı Coğrafyası dediğimiz bir muazzam dünya bırakmıştır. Bu evladın o coğrafyadan istifade etmesi gerekir. Böylece "hayr'ül halef olacak. Böylece yer kürede layık olduğu mevkiye kavuşacaktır. Şu gün dikkate alınan bir devletiz. Ancak bu bize yetmez. Büyük devlet, ondan da evvel muazzam devlet olmamız lazım. Hedeflerimizi tekrarlayalım. Birkaç kere yazdık daha çok yazacağız. Bazı projeler yıllar yılı konuşularak hayata geçer. İnsanlar, büyük fikirlerden önce ürkerler. Alışmaları, kabulleri zaman alır... 2015 AB'ye tam üyelik. 2023 İstanbul'un AB'nin başkenti olması. Dönüşümlü de başkent olunabilir. Neden sadece Brüksel? Başkentler, 3 veya 5 yılda bir üye devletler arasında değişebilir. 2071 Cihan devleti olma tarihimiz. Bu tarih, 1071'de Anadolu kapılarından girmemizin bininci yılıdır. 26 Ağustos 2071 tıpkı 26 Ağustos 1071 gibi Cuma gününe tesadüf etmektedir. Yüce Allah'tan duamız odur ki o gün inşallah yine ismi Alparslan olan bir Türk devlet adamı bütün yer yüzüne Türkiye'nin bundan böyle tekrar cihan devleti, süper güç olduğunu ilân eder. Bütün hesap-kitaplarımız bu tarihler esas alınarak yapılmalıdır. Bunlar bizim yol haritamızdır. Bu yolda mesafe almamızın temel şartlarından biri Osmanlı Coğrafyasına sahip çıkmamızı emretmektedir. Bu büyük Türkiye rüyasıdır. Bu rüyanın hakikat olması, ortak çalışmaya bağlıdır. Televizyonlar, gazeteler ve her türlü medya mutlaka milli eksende yayın yapmalılar. Milli eğitim müfredatı nesilleri bu fikre hazırlamalı. THY ve hava yollarımız Osmanlı Coğrafyasının şehirlerini kapı-komşu yapmalı, turizm, bu zenginliği fark etmeli, tüccarlarımız o şehirleri mesken tutmalı, sinemamız bu coğrafyanın müşterek kıymetlerinden eserler çıkartmalı, yazarlarımız bu coğrafyanın hamurundan, çamurundan haberdar olmalı, hükümetler, yalnızca ekonomik kalkınmaya değil, ahlaki kalkınmaya da öncelik vermeli, aile, gençlik ve sosyal hayat dejenere olma tehlikesinden kurtarılmalıdır. Zaten "Sakarya" da kendi yatağında işte bu yönde akıyor. Bu akışı, engelleyen Türk, Kürt, Arap her kim olursa olsun şeksiz ve şüphesiz haindir. Okullarımız açıldı, 15 milyon çocuk ders başı yaptı. Onlara çok şeyler veriliyor. Çok şeyler de verilmeli. Ancak bir şey var ki mutlaka verilmeli: İdeal. Yukarıdaki tarihlerden ilk ikisi AB'nin dağılması veya bizim reddetmemizle gerçek olmayabilir. Fakat 2071 mutlaka zamanın alnına bir altın mühürle nakşedilmeli. Türkiye Cumhuriyeti, cihan devleti olursa dünya yeniden huzurla tanışır. Çünkü Osmanlının gitmesiyle huzur da gitti. Sahnedeki şu sömürgeci devletlerle huzurun gelmesi hayaldir. Türkiye devletinin büyümesi dünyanın da iyiliğine olacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.