SALDIRILARI DEF EDECEK, DÜŞMANLARI MAĞLUP EDECEK KUDRETTEYİZ!

A -
A +
2017'nin ilk saatlerinde Ortaköy'deki bir gece kulübüne yapılan saldırıyla 40 kadar insan hayatını kaybetti, 60 kadar insan da yaralandı. Zalim saldırının DEAŞ tarafından yapılma ihtimali çok yüksek. Bir de teferruat tarafı var. Örgüt, taktik değiştirmiş olmalı ki saldırgan militan, kendini patlatmak yerine katliamı yaptıktan sonra çıkan kargaşadan istifadeyle kaçıp kayıplara karıştı.
Bu menfur eylem, zahiren Fransa, Almanya ve AB'deki eylemlere benzemekte. Bu açıdan da DEAŞ denebilir. Ne var ki bize karşı yapılan DEAŞ eylemleriyle onlara karşı yapılan eylemler farklı mahiyet taşımakta. Bu kanlı eylemin sebebi, Fırat Kalkanı Harekâtı ve bu harekât sebebiyle örgütün El Bab'da köşeye sıkışmasıdır. Şu ân bu örgütle tek mücadele eden devlet, Türkiye Cumhuriyetidir. Dolayısıyla saldırı, hem intikam saikiyle yapılmıştır ve hem de "yeni seneyi size zehir edeceğiz" tehdidini taşımaktadır.
İstanbul'un ortasına gelip burada bir mekâna kadar yaklaşarak uzun namlulu silahıyla kapıdaki polisi şehit ettikten sonra sekiz yüz kişi arasına dalıp katliam yapmak, tek başına bir terörist katilin işi olamaz. Şüphe yok ki onu destekleyen başka örgütler ve istihbarat ağları vardır.
Bizi terör saldırılarına maruz kalan başka devletlerden ayıran şu farktır. Bazı diğer devletlerin karşısında yalnızca bir terör örgütü bulunmaktadır. Onlar, o örgütle mücadele etmektedir. Türkiye için gerçek başkadır. PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C, TİKKO gibi listesi uzayıp giden değişik ideolojilerden en az yarım düzine örgütle 40 yıldır mücadele hâlindeyiz.
Bu örgütler, istisnasız bir veya birkaç Batılı yahut Doğulu devlete sırtını dayamıştır. Elebaşları o devletlerdedir. Koruyucu devletler, bu örgütlere silah, mühimmat yardımları yapıyorlar. Türkiye, sadece taşeron örgütlerle değil, onlara yardım ve yataklık yapan devletlerle de uğraşmaktadır. İşin garip tarafı bu devletler, Türkiye ile dost ve müttefik olduklarını ilân ve bunda ısrar da etmekteler. Hatta Avrupa Birliği bile onlara dâhil edilebilir. Devlet adamlarımız, hangi devletin, hangi örgütün arkasında olduğunu isim isim açıklıyorlar. Ankara,  PYD gibi örgütlerde yakalanan NATO silahlarını seri numaralarına kadar bu ikiyüzlü sözde dost devletlere ibraz ederek onların utanmalarını beklemektedir.
Zihnimizi, kalbimizi ve duruşumuzu bozmamalıyız:
Bu nâmert saldırıların devam edeceğini tahmin etmek zor değildir. Türkiye'nin üst üste devâsâ yatırımlara imza atması, IMF'yi göndermiş olması, Misak-ı Millî'den bahisle Lozan'ı bile zorlayacak çapta yakın tarihi sorgulaması, bölgede oyun kurucu hâle gelmesi, kıtalarda bayrak dalgalandırması, kendi hür iradesiyle kendi kararlarını vermesi, müstemlekeci  emperyalist devletleri rahatsız etmektedir.
Nasıl ki o müstemlekeci, sömürgeci devletler I. Dünya Harbi'nde kaldıkları yerden harekete geçmiş bulunuyorlarsa, biz de İstiklâl Harbi'nde düştüğümüz cepheden yeniden doğrulmuş bulunuyoruz. Bu bir devlet, millet, istiklâl, istikbâl kavgasıdır. Bu bir parti, şahıs, iktidar mes'elesi değildir. Gün birlik, kardeşlik ve omuz omuza verip hasımlara karşı sıra dağlar gibi dikilme günüdür. Ecdat, hiçbir gün etini kuzgunlara yedirmemiştir. Bizler, o mübarek ecdadın torunlarıyız.
Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, korucumuz, bordo berelimiz ve istihbarat kurumlarımızla bu katil terör örgütlerine dünyayı dar etmeye muktediriz. Unutmamalı ki bir sivilin canına kıydıklarında onlardan yüz habis bertaraf edilmektedir. Terör örgütleri, def edildiği gibi bize düşmanlık tutan ahmak devletler de gerek diplomatik kıvraklıklar ve gerekse anladıkları dilden verilecek cevaplarla mağlup edilirler. Devlet Başkanından dağdaki çobana kadar moraller asla bozulmamalı. Cesaretler asla kırılmamalı. İstiklal Harbi'nin en yoksul şartlarında bile destânlar yazan bir millet, şu varlık ve zenginlik günlerinde üstüne gelen kim olursa olsun ona dünyayı dar etmeye muktedirdir. Buna inanmalı ve bu inançla olanca heybetimizle dimdik ayakta durmalıyız. Ne demek istediğimizin en canlı delili 15 Temmuz’dur. 15  Temmuz Şehîdler Destanı'nı yazan bir milleti, ne terör örgütleri ve ne de onların tasmasını elinde tutan devletler, olduğu yerden bir milim geriletemez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.