Komünizmin fikir önderi Karl Marx, bir Alman Yahudisidir. Komünizm nazariyesinin beslenme kaynağı Marx'ın Das Kapital adlı eseri. O'nun 19. Asrın ortalarında bu eseriyle inşa ettiği teori, Vladimir Lenin ve arkadaşları tarafından 20. Asrın ilk çeyreğinin eşiğinde SSCB'nin vücut bulmasına vesile olmuştur.
Ne var ki Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla komünizm nazariye ve tatbikatıyla birlikte çöktü. Anti metafizik rejim, bir asır bile gidememişti.
Komünizm, kapitalizm var olduğu için doğmuştu. Diğer taraftan kapitalizm de komünizmden dolayı bir düşman üretmiş, kendine taraftarlar bulmuştu. Fakat, komünizmin apansız devrilmesiyle kapitalizm, ortada kalakaldı. Denebilir ki komünizmin kapitalizme en büyük darbesi, ölerek onu yalnızlaştırmasıdır. Artık ne NATO'nun bir anlamı vardır, ne Demirperde sözünün ve ne de anti komünist gibi kavramların. Bu itibarla yeni bir düşman, yeni bir öcü bulmak gerekiyordu. Bu düşman, Haç ve Hilal mücadelesi sebebiyle İslam olmalıydı. Şimdi düşman kızıl değil yeşildi. Ama, bunu aleniyete dökmeleri mümkün olamazdı:
Bu defa cadı avına değil ahmak avına çıkacaklardı. İşte Eşşebab, Nusra ve benzeri "İslâmî Örgüt" dedikleri fitne akımlarının çıkış hikâyesi budur. Bunları selefilik üzerinden kotardılar. Irak'ta, Suriye'de, Somali'de vs. bir ânda türeyen bu örgütler, Orta Doğu'nun Aczmedileridir. Her birinin üslûbu değişik olsa da özü vehhabiliktir. Vehhabilik, ilk defa ideoloji ihraç etmekte. Kafkaslarda Çeçenler, Balkanlarda Osmanlı eserleri ve daha bir çok yerde hayatlar bu montaj ideoloji ile mahvedilmiştir. Suriye'de Irak'ta, Pakistan'da ve nihayet Kenya'da kan dökenler, kafa kesenler selefilikle şartlanmış militanlardır. İşinde-gücünde olan insanları katletmeyi dinle alakalandırmak bir cinnet iddiadır. İslama, Müslümanlara nefret böylece tezgâhlanmakta, İslamofobya böylece beslenmektedir.
Esasında mezhepsiz oldukları, ehli sünneti kâfir saydıkları halde kendilerine "ehli sünnet" derler. Rejisör derin batı, böylece Müslümanları, merhametsiz vahşiler olarak göstermektedir. Çıkan kargaşa, kapitalizmin, sömürgeci batının işine yaramakta. Neticede hem içten vurulan İslam ülkeleri dönüp İsrail'e bakamamakta ve hem de batı, doğuya "seni koruyacağım!" diyerek yüksek menfaatler, büyük imtiyazlar devşirmektedir.