- Yirmi dört yıldır kapalı olan kalbimi bir bakışıyla araladı.
- Ay, çoook romantik!
Ayşenur, içinde kelebekler uçuşan Nuray’ın itirafına cevap verirken “çok” kelimesini özellikle vurgulayarak söylemişti.
*****
Üç harfli marketlerden birinin Rumeli Kavağı şubesinde kasiyer olarak çalışan iki kızın kikirdeyerek yaptıkları sohbet, sol elinde market arabası sağ elinde altı yaşlarında erkek çocukla Ayşenur’un kasasına gelen Suriyeli kadın sebebiyle kesildi.
Ayşenur müşterisinin yabancı olduğunu görünce rahatladı, Nuray’a seslendi:
- Bu iş burada bitmedi. Devamını istiyorum. Fotoğrafı var mı?
Nuray tam cevap verecekken yaşlı, kısa boylu, numaralı gözlüklü bir teyze “Kolay gelsin kızım” diyerek kasanın sürgülü bölümüne bir poşet domates ve iki tutam maydanoz bıraktı. Nuray, sırtı dönük olarak sağ el başparmağını kaldırdı Ayşenur’a, “tamam” anlamında…
*****
Nuray, iki gün öncesine kadar, üç harfli market zincirinin Sarıyer şubesinde çalışıyordu.
Oraya yeni bir adam tayinle gelince, personel fazlalığı olmuş, Rumeli Kavağı şubesinde ise bir boşluk doğduğunu öğrenince gönüllü olarak burayı istemişti. Çünkü evine çok yakındı.
*****
- Keşke oradan ayrılmayı istemeseydim abla, dedi Nuray sarı saçlarını yüzünden uzaklaştırmak için kafasını iki yana sallayarak... Çünkü kalbimi titreten adam bizim markete geldiği için personel fazlalığı olmuş. Ben talebimi bildirdikten sonra onu gördüm ama iş işten geçmişti.
İki günlük arkadaşlar, Nuray ile Ayşenur, öğle saatinde, otuz metre mesafedeki denize doğru yürüyorlardı.
- Canım Sarıyer şurası, yine görüşürsünüz, dedi Ayşenur.
- Doğru… İyi ki karşılıklı telefonlarımızı alıp vermişiz. “Bundan sonraki hayatımın en önemli insanısın” dedi zaten ayrılırken…
- Vay vay vay, ne sevgiler var. Bir bize rastlamadı…
Nuray kot pantolonunun arka cebinden telefonunu çıkardı ve iki arkadaş, sahildeki betona oturup, ayaklarını denize doğru sarkıttı.
Ayşenur:
- Göster şunu bakalım, bir görüşte vurulacak kadar var mıymış?
Nuray, WhatsApp’ta adamın profilini ararken bir yandan da konuşuyordu:
- Her şeyden önce çok güzel bakıyor abla. Bu sabah “Aşk, bakarken kıyamamak mı, baktıkça doyamamak mı?” diye yazdım. “Aşk, herkesten yakın olmak istediğin insana, uzaktan bakmanın zorluğuna dayanmak” diye cevapladı.
- Ay iyice merak ettim, haydiii, aç şunu.
- Dur, açıyorum.
Nuray baş ve işaret parmağıyla ekrandaki fotoğrafı büyütünce, Ayşenur sağ elini kısa saçlı başına vurup hızla ayağa kalktı. Nuray şaşkınlıkla kafasını ona doğru dikti:
- Ne oldu abla?
- Yok bir şey, dur bi’ saniye!
Tabii ki bir şey olmuştu; Ayşenur fotoğraftaki adamla resmî olarak boşanalı henüz bir hafta dolmamıştı. Eski kocası hemen tayin istemiş, Sarıyer şubesine geçmişti. Yani farkında olmadan, Nuray ile yer değiştirmişlerdi.
Marketten içeri girerlerken Ayşenur, Nuray’ın kulağına eğildi:
- İki yıl kan kustum. Bence uzak dur o adamdan.